Polemik & Kulis
30 Tem 2013 13:34 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:19

YURT'A ÇAKAN YALÇIN KÜÇÜK'E SERT YANIT; BİZİM MAHALLENİN DELİSİ!

Yalçın Küçük, Aydınlık gazetesindeki köşesinde, bir zamanlar yazı yazdığı Yurt'u yerden yere vurdu. Gazete "bizim mahallenin delisi" diye yanıt verdi!

Ergenekon Davası sanıklarından Prof. Dr. Yalçın Küçük,  Aydınlık Gazetesi'ndeki köşesinde tam sayfa Yurt Gazetesi'ni eleştirdi.

"Nedenini anlayamadık. İnsanın cephenin aynı tarafında olduğu arkadaşlarına böyle hiddetle saldırması için ciddi bir nedeni olmalı. Ama bulamadık." diyen Yurt Gazetesi, Yalçın Küçük'ün eleştirisini satır satır yanıtladı ve yazdıklarının bir kısmının yalan olduğunu ortaya koydu.

İşte  "Yalçın Küçük'ün yaptığı iş eleştirmek ve dostça tartışmak değil, düşmanca saldırmak olmuş" diyen Yurt'un bir dönem kendi gazetelerinde de yazı yazan Yalçın Küçük'e yanıtından çarpıcı bölümler: 
 YALÇIN KÜÇÜK YURT'A ÇAKMIŞ!

"Bir dönem 'Kabadayıca' başlıklı köşesiyle gazetemizde de tam sayfa yazılar kaleme alan Yalçın Küçük, Aydınlık Gazetesi'nde yayımlanan yazısında her nedense tam sayfa bir Yurt eleştirisi yapmayı tercih etmiş. Aslında bu yazıyı eleştiri olarak adlandırmaktan ziyade amiyane bir gazetecilik deyimiyle "Yalçın Küçük Yurt'a çakmış" şeklinde nitelendirmek daha doğru. Çünkü Yalçın Küçük'ün yaptığı iş eleştirmek, dostça tartışmak ya da uyarıda bulunmak değil, düşmanca saldırmak olmuş.
 
YAZILARINA HİÇ GÜVENİLMEYECEK BİRİ

Niyet böyle olunca, temelsiz, yalan yanlış bilgilere dayalı, dedikoduya yaslanan, şaka yapmakla şaklabanlığı birbirine karıştıran, kaş yapayım derken göz çıkaran, vefasızlığı erdem sanan ve nihayet yazarının hiç güvenilemeyecek biri olduğunu deklare eden bir yazı çıkmış ortaya.

Biz "küçük" sözcüğünü/kavramını Yalçın Hocanın soyadı sanıyorduk. Öyle de kalmalıydı. Çünkü bir insanın ahlaki küçüklüğü, onun entelektüel çapını da daraltıyor. Hoca karar vermeli; ya bilim ve siyaset yapmaya devam etmeli ya da en az onlar kadar ciddi bir iş olan komedi yapmayı seçmeli.
 
Öncelikle belirtelim ki, Yalçın Hoca'nın kendisiyle aynı tarafta olan, aynı sipere yatmış, aynı cephede savaşan arkadaşlarına neden saldırdığını anlamadık. Akla yakın bir neden bulamadık.
 
Çünkü tam sayfa yazıda ciddiye alınabilecek tek bir eleştirisi, uyarısı ya da saptaması yok. Öyle anlaşılıyor ki, Yalçın Hoca saldırmaya karar vermiş ve malzeme aramış. Ne var ki bulamamış. Bu nedenle, satır aralarını kurcalamış, bir paranoya halinde gazetede yer alan fotoğrafların kadrajlarıyla uğraşmış, dedikoduları sayfasına taşımış ve nihayet ortaya zavalı, dökülen bir saldırı metni çıkmış.
 
"AK TARAF" YA DA "KARA CHP"

Yalçın Hoca daha baştan Yurt Gazetesi'ni, dolayısıyla bu tarihe kadar gazeteyi yapan kadroyu "Ak Taraf" ya da "Kara CHP" ilan etmeyi kafasına koymuş. Kendi siciline bakmadan, çamur atmaya kalkışmış. Gerçeklere dayanmak yerine, akıl almaz şekilde uydurma bağlantılar kurarak bu tezini desteklemeye çalışmış. Kuşkusuz kimse gazetemize bayılmak zorunda değil. Yurt her eleştiriye, üstelik Yalçın Küçük gibi hâlâ değerli bulduğumuz ve saldırılara karşı bugüne kadar gözümüz gibi korumaya çalıştığımız sosyalist bir aydının eleştirisine her zaman açık.
 
Ancak bu eleştiri gerçekler zemininde değil hayal ürünleri üzerinden, kasıtlı ve düşmanca yapılırsa, dahası yalana dayanırsa, kelime bozumundan yola çıkarak aklınca alay etmeye çalışırsa, hak ettiği cevabı da alacaktır. Yalçın Küçük'ün yazısının başlığı, "Yut Yut Ah Ne Gazete Vah Ne Gazete" şeklinde. Parlak espiriye bakar mısınız! Tam bir kasabalı mizahı. Şimdi biz de "Kük Kük.. Ah Ne Yalçın Vah Ne Yalçın" mı diyelim? Peki aynı dili seçelim. Bu durumda Hoca hem çamurda oynayıp hem de cicilerim kirlenmesin diyemez. Yanıt vermek artık boynumuzun borcu. O halde katlanacak.
 
OKUMADAN ELEŞTİRMEK
 
Değerli hocamızın yazısında Yurt'a yönelik ilk salvo şu sözlerle başlıyor;
"Yurt'a bakıyordum ama Haluk Şahin'in yazar olduğu ilan edildiği andan itibaren dokunmuyorum, hiç bilmem, hiç okumadım ve görmedim. Vaktim yok."

Bu cümle, içinde pek çok sorunu aynı anda barındırıyor. Ama önce şunu söylemek lazım; Türkiye'nin ilk iletişim profesörlerinden, mesleğin duayenlerinden, AKP'nin 12 Eylül referandumunda 'Hayır' oyu verip bunu deklare ettiği için Radikal'den atılan, daha yakın zamanda Artı 1 Televizyonu'ndan Gezi Direnişi sürecindeki muhalif tutumundan dolayı tasfiye edilen Haluk Şahin'in bu gazetede yazmasından Yalçın Küçük niye rahatsız olur anlamak mümkün değil.
 
(...)
 
TARAF'TAN İTHAL YAZIİŞLERİ?
 
Küçük, daha sonra Yurt'la ilgili şöyle bir iddiada bulunuyor; Bu gazetenin 'Yut' yazıişleri kadrosunun nerede ise tamamının Taraf'tan ithal edildiğini duymuştum; ithal malı yazarlar olduğu dahi rivayet ediliyor. Sol ve 'sosyalist' yasakmış, geçmişinde chp'li dahi olmuyor; 'yut yut' işte budur." İnsaf!
 
Küçük'ün kendisinin de bir dönem yazarı olduğu bir gazeteyi 'yut yut' diye adlandırması, yukarıda da belirttiğimiz gibi sadece kendisini bağlayan bir düzeysizlik, ancak buradaki bazı açık 'yanlışları' düzeltmek durumundayız. Gazetenin yazı işleri kadrosunda Taraf'tan yolu geçen tek isim Ahmet Meriç Şenyüz. Profesyonel bir gazeteci olarak Taraf'ın kuruluşunda yer alan arkadaşımız. Ergenekon Davası'nın hemen başında, Doğu Perinçek'in tutuklanmasının ardından bu gazeteden istifa etti. Meriç Şenyüz bu süreci açıkça anlattı. Anlattıkları OdaTV'de yayınlandı. Şenyüz daha sonra BirGün'de çalıştı, BirGün'den de Yurt'a geldi. Bunda beis nedir, çözmek mümkün değil.
 
Gazetenin yazar kadrosundan yolu Taraf'tan geçen tek isim ise İnci Hekimoğlu... Başka da yok. Bu arkadaşımız yazı işleri kadrosunda değil. Haftada bir köşe yazıyor, Bağımsız Dergisi'nde editörlük yapıyor. Onun da Taraf'la ilişkisinde Meriç Şenyüz'le çok benzer bir öyküsü var. OdaTV'de yayımlanan yazı dizisinde kendisi de bu süreci anlattı. Taraf'ın bir proje gazete, bir operasyon bülteni olduğunu görünce uzun süre işsiz kalmayı göze alıp istifa eden, bunu açıkça duyuran bir gazeteci. Bu "onur istifası" Hekimoğlu için olsa olsa iyi bir sicil oluşturur.
 
Yalçın Hoca'ya bu gazetenin "yazıişleri kadrosunun neredeyse tamamının Taraf'tan ithal edildiğini" duyuranların OdaTV'deki bu yazı dizisini kendisine ulaştırmasını öneririz. Bu arada küçük bir bilgi verelim, Yurt'un yazı işleri kadrosunun çoğunluğu Hoca'nın da yazdığı "Aydınlık okulu"ndan yetişme.
 
SOL VE SOSYALİST YASAK MI!

 
Peki, Yurt'ta çalışmak için 'sol' ve 'sosyalistin' yasak olduğu, geçmişinde CHP bile varsa Yurt'a kabul edilme iddiası neyin nesi? Yurt, çalışma arkadaşlarını seçerken kimsenin siyasi sicilini sorguluyor değil. Yurt'ta çalışan sosyalist gazetecilerin solculuklarını da Yalçın Hoca'ya tasdik ettirmek gibi bir zorunlulukları yok. Ama bu gazetenin muhabiri Sami Menteş solcu olduğu için tutukluyken, Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ ve muhabiri Caner Taşpınar, Küçük'ün de tutuksuz sanığı olduğu Ergenekon Davası'ndan yargılanırken biraz dikkatli olmak gerekir. Dahası Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın ve diğer çalışanlarının siyasi geçmişleri ve halihazırdaki duruşları bu kadar ortadayken böyle bir iddiayı gündeme getirmek en hafif tabirle kötü niyettir.
 
Bu gazetede ne 'sol' ne 'sosyalist' ne de 'sosyalizm' yasak oldu Hoca! Bunu nereden uyduruyorsun? Kim bilgi veriyorsa ya sizi yanıltıyor ya da ortada büyük ahlaksızlık ve yalan var. Çünkü bu gazete daha çıkış bildirisinde kendisini "Sol bir halk gazetesi" olarak tanımladı ve bunu yayımladı. Gazetenin kurucu Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ sosyalist bir gazeteci, yazar ve eylem adamı. Sosyalist hareketteki yeri belli. Kitapları ve gazetemizdeki yazıları ortada. yurt'u bağlayıcı nitelikteki başyazıları arşivde mevcut.
 
(...)
 
BİZİM MAHALLENİN DELİSİ

Bitirirken, Yalçın Hoca "Yakında Gök'ten başımıza Mustafa Kemal yağacak" demiş. Mustafa Kemal büyük bir devrimcidir. Cumhuriyetin kurucu lideridir. Böyle bir gelişme gerçekleşirse, Yalçın Hoca'ya rağmen bu işte pay sahibi olacak bir gazete olarak kıvanç duyarız. Güzel bir müjdedir, seviniyoruz, inşallah diyoruz.
 
Ancak Hoca'nın geçmişte bazı gazeteleri "Kemalist" olmakla suçladığını da hatırlıyoruz. Kayıtlıdır, bunu da unutmuyoruz.
 
Sonuç olarak belirtelim; her şeye karşın Yalçın Küçük bizimdir. Bizim "mahallenin delisi" dir. Hocamızdır... Selamlarımızı gönderiyoruz. Buradayız.