Medya
09 Eki 2011 12:33
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:53
TARAF YAZARINDAN O HABERTÜRK MANŞETİNE ŞOK TEPKİ! GENEL ODUN YÖNETMENLİĞİ!
Hangi Taraf yazarı, Gazete Habertürk'ün bıçaklanmış kadın fotoğrafıyla ilgili "Genel Odun Yönetmenliği" dedi?
Taraf Gazetesi yazarı Ayça Şen, Gazete Habertürk’ün sürmanşetten verdiği bıçaklanmış kadın fotoğrafıyla ilgili ağır bir yazı kaleme aldı.
İşte Ayça Şen’in o yazısı...
Genel Odun Yünetmenliği
Cuma günü iki gazetenin şapkası uçtu, keller göründü. Gerçi bizler biliyorduk ama anneler, babalar, dedeler ve hatta gofret reklâmında dediği gibi, “Ayşeler de” gördüler.
Bu, ölüye saygısızlıktı, geride kalanlarına saygısızlıktı, kişilik haklarına, haklarımıza, insanlığımıza tecavüzdü.
O sabah erkenden peynir almak için bakkala gitmiştim. Kapıcılar yuvarlak bir kalabalık oluşturmuş, insanlığın yüz yılda bir yetiştirdiği dâhilerden birinin öldüğü gün hem de; sürmanşetten gösterilen bıçaklanmış ölü kadını bütün ince detaylarıyla kuşe kâğıda basan gazeteye çullanmışlardı.
Kimseden çıt çıkmıyordu. Aralarından kıdemli biri: “Ölü kadına abdest aldıracakları yerde tutmuş bize gösteriyorlar, yazıklar olsun” dedi.
Fakat sadece o gazete değil, diğer ‘galiteli’ gazete de zokayı yutmuştu. Hani genel yayın yönetmenleri Kerem Cem miydi, hani “Andım olsun, çocuğum olursa adını Hrant koyacceaam” diye ilkokul şiiri gibi yürek bükürek okuduğu mavrayla sözünü tutamayan gazatacı. (Susun susun hiç ses etmeyin, çok fena.)
İşte o gazete de Nobel Barış Ödülü alan 3 Kadın haberini gazetelerinin twitter hesabından “Nobellik Karılar” diye verip, yetinmeyip Steve Jobs öldüğünde “Mac, Aple, iPhone, iPad, iDead” diye prenses Die’dan arakladığını tahmin ettiğim şekilde manşete vermişti. Tıpkı “Yimaa ocaa virdim” mantığıyla, ki o bile daha evlâdır; bu şekilde “Sen ne kadar cinyıssın yauw, gazatacılık anlayışına yeni bir boyut kazandırdın koçum benim” diye şakşaklanan Kerem Cem bilmiyordu ki okur kendisinden çok daha hızla estetik âlemlere akıyor, omurgasında ciddi bir zedelenme yok, ya da meslek gruplarına göre omurga hassasiyet hızı daha yavaş ilerliyor; şaşıp kalmış, bir anlam verememiştir eminim tepki görünce.
İşte Ayça Şen’in yazısının tamamı...
İşte Ayça Şen’in o yazısı...
Genel Odun Yünetmenliği
Cuma günü iki gazetenin şapkası uçtu, keller göründü. Gerçi bizler biliyorduk ama anneler, babalar, dedeler ve hatta gofret reklâmında dediği gibi, “Ayşeler de” gördüler.
Bu, ölüye saygısızlıktı, geride kalanlarına saygısızlıktı, kişilik haklarına, haklarımıza, insanlığımıza tecavüzdü.
O sabah erkenden peynir almak için bakkala gitmiştim. Kapıcılar yuvarlak bir kalabalık oluşturmuş, insanlığın yüz yılda bir yetiştirdiği dâhilerden birinin öldüğü gün hem de; sürmanşetten gösterilen bıçaklanmış ölü kadını bütün ince detaylarıyla kuşe kâğıda basan gazeteye çullanmışlardı.
Kimseden çıt çıkmıyordu. Aralarından kıdemli biri: “Ölü kadına abdest aldıracakları yerde tutmuş bize gösteriyorlar, yazıklar olsun” dedi.
Fakat sadece o gazete değil, diğer ‘galiteli’ gazete de zokayı yutmuştu. Hani genel yayın yönetmenleri Kerem Cem miydi, hani “Andım olsun, çocuğum olursa adını Hrant koyacceaam” diye ilkokul şiiri gibi yürek bükürek okuduğu mavrayla sözünü tutamayan gazatacı. (Susun susun hiç ses etmeyin, çok fena.)
İşte o gazete de Nobel Barış Ödülü alan 3 Kadın haberini gazetelerinin twitter hesabından “Nobellik Karılar” diye verip, yetinmeyip Steve Jobs öldüğünde “Mac, Aple, iPhone, iPad, iDead” diye prenses Die’dan arakladığını tahmin ettiğim şekilde manşete vermişti. Tıpkı “Yimaa ocaa virdim” mantığıyla, ki o bile daha evlâdır; bu şekilde “Sen ne kadar cinyıssın yauw, gazatacılık anlayışına yeni bir boyut kazandırdın koçum benim” diye şakşaklanan Kerem Cem bilmiyordu ki okur kendisinden çok daha hızla estetik âlemlere akıyor, omurgasında ciddi bir zedelenme yok, ya da meslek gruplarına göre omurga hassasiyet hızı daha yavaş ilerliyor; şaşıp kalmış, bir anlam verememiştir eminim tepki görünce.
İşte Ayça Şen’in yazısının tamamı...
