Medya
14 Eyl 2011 22:38 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:48

"SİZLER MEDYANIN ARKA SOKAKLARINI BİLMEZSİNİZ!" TECRÜBELİ GAZETECİNİN HAKLI İSYANI!

Tecrübeli gazeteci Turgut Özen öldürülen gazetecilerin listesini hazırlayarak oldukça samimi bir isyanda bulundu...

Bertrand Russell demiş ki, gazeteciler bir defasında benim öldüğümü yazmıştı ama kanıtları yakından inceledikten sonra bu açıklamanın yanlış olduğu sonucuna vardım… İnceden kafa bulmuş lavuk…

O aslında inceden değil kalınından giydirmiş gazetecilere… O’nun ülkesindeki gazeteciler onun bu sözlerine ne der bilmem ama Balatlı Mişon’un kendi insanına bir diyeceği var bu konuda…

“Benim anlatacağım hani sizlerin ekranda gördüğünüz ve gazeteci sandığıklarınız değil… Tamam onlar dillerini ne kadar hareket ettirirse o kadar çok kazanır ama bu mesleği bir de onuruyla yapanlar vardır.

Meslek sevdasıyla koşturanlar… Onlar üç kuruş paraya yıllarca kadrosuz çalıştırılanlar… Onlar savaşları ve çatışmaları takip eder canlarını hiçe sayarak… Onlar sizlerin görmek dahi istemediğiniz şartlarda haber yaparlar… Kokmuş cesedin ne olduğunu siz bilmezsiniz… Onlar o kokuya bile alışır… Sizler yangında alevlerin arasına girmenin ne demek olduğunu bilmezsiniz, Onlar canlarını hiçe sayarak ateşin içine de dalarlar… Sizler trafik kazasında can çekişen insanlara tanıklık etmezsiniz, Onlar buna da tanıklık ederler… sizler silahlar patlayınca yaşanan paniği bilmezsiniz onlar bilir. Sizler adliye kapısında tekme tokat dövülmeyi bilmezsiniz, Onlar bunu da yaşar… Sizlerin yakasına; toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmazlığı gidildiği için bir tersane işçisi yapışıp, “çocuğumun karnını doyuramıyorum cebimde elli lira var lan bunu da yaz” diye bağırmaz. Yakasına yapışılan gazetecinin cebinde o anda sadece 20 lira olduğunu ve kadrosuz çalıştırıldığını sizler bilmezsiniz…

Siz sahi Abdi İpekçi, Çetin Emeç’i, Uğur Mumcu’yu, Musa Anter’i, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Hrant Dink’i öldürülen gazeteci olarak bilirsiniz de, Metin Göktepe’yi, Kamil Başaran, Sami Başaran’ı gazeteci oldukları için öldürüldüklerini bilmezsiniz… Kıbrıs’ta şehit düşen Adem Yavuz’u da hatırlamazsınız… Sizler Hürriyet gazetesi muhabiri Yüksel Kasapbaşı, foto muhabiri Abidin Behpur ve şoför Yüksel Öztürk’ün göreve giderken Çatalca’da donarak öldüğünü nereden bileceksiniz ki…

Sahi Siz Bizlerin her yıl gündeme gelen tenkisatlarla işsiz kalma korkusunu yaşadığımızı da bilmezsiniz… bilmezsiniz önce tenkisat dedikodusunun yayıldığını. Sonra bir akşam üzeri muhasebeden ya da insan kaynaklarından servisin telefonlarının çaldırıldığını. O her telefon sesinde yüreklerin zıpladığını. Bilmezsinizzzzzzzz… Nerden bileceksiniz ki telefondan istenen ismin işsiz kaldığını. Çağrılan ismin gözlerinin dolduğunu, kendinizin ise çağrılmadığı için sevindiğini ama bu sevinci arkadaşınıza belli etmemenin ne kadar zor olduğunu nereden bileceksiniz. Arkadaşınız için üzülürken kendiniz kovulmadığınız için nasıl da sevindiğinizi kime anlatabilirsiniz ki. Biz de insanoğluyuz işte… Vurun bakalım gazetecilere… Siz işsiz kaldığı için aç kalan ve bundan dolayı yaşamına son veren gazetecileri de bilmezsiniz. Onlar bizim arkadaşlarımız siz nereden bileceksiniz ki… Siz oturduğu gecekondu da kendisini asan Göksel Türk’ü tanımazsınız, Siz babasının mezarında kafasına av tüfeğiyle ateş eden dünya iyisi Abdullah Coşkun’u nereden tanıyacaksınız… Güzel insan Haluk Evgin’i de bilmezsiniz ki siz… Onlarca arkadaşımızın canına kıydığını tabi ki nereden bileceksiniz… Bilmezsiniz de yıllarca gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında onların yaptığı haberleri tükettiniz…

Siz can dostum ve arkadaşım Ahmet Uçar’ı da tanımazsınız… Onun geride bıraktığı evladının babasını resimlerden tanıdığını da bilmezsiniz… Hande Mumcu ve Barış Selçuk’da ilgi alanınızda değildir. Onlarda gittikleri işlerden dönüş yolunda trafik kazasına kurban verdiğimiz arkadaşlarımız… Tabi ki siz nereden bileceksiniz…

Sahi ya siz hastane kapısında evladını trafik kazasında kaybeden babayla birlikte gözyaşı da dökmemişsinizdir. Parası olmadığı için kızını ameliyat yaptıramayan babaya da yardımcı olmamışsınızdır… Ameliyat sonrası o babanın tokalaşırkenki elinin sıcaklığını da hissetmemişsinizdir… Ya da bir çanta imalathanesinde tiner parlaması sonucu çıkan yangında karanlık nedeniyle bastığınız yeri görmeyip, bir cesedin gögsüne de basmamışsınızdır siz… Bendeki de soruya bak… Nereden bileceksiniz siz….

Sahi siz neyi bilirsiniz… Bertrant Russell’in ülkesinde kaç gazeteci öldürüldü acaba… Aşağıdaki liste ise ülkemin listesi… Gelin siz yapın bakalım biraz da habercilik, biz sizi izleyip eleştirelim, hafiften dalgamızı geçelim. Bu sırada bizler dalga geçmesini çok iyi biliriz…)))))

Bernart Russell aracılığıyla bu satırlarda sizlere giydirildiğini farketmişinizdir harelde…

Bu yazı öldürülen ve kendi yaşamlarına son veren gazeteciler adına Balatlı Mişon tarafından söylenenlerin, Turgut Özen tarafından kaleme alınmasıyla oluşmuştur…

Öldürülen Gazeteciler
Gazeteci/Kurum Ölüm Tarihi Ve Yeri

Hasan Fehmi Bey / Serbesti İstanbul 6 Nisan 1909
Ahmet Samim / Sada-Yı Millet İstanbul 19 Temmuz 1910
Zeki Bey / Şehrah İstanbul 10 Temmuz 1911
Şair Hüseyin Kami / Alemdar Konya 1912 Veya 1914
Hasan Tahsin (Osman Nevres) / Hukuk-U Beşer İzmir 15 Mayıs 1919
Silahçı Tahsin / Silah Ve Bomba İstanbul 27 Temmuz 1914
İştirakçi Hilmi / İştirak,Medeniyet İstanbul 1922
Ali Kemal / Peyam-I Sabah İzmit 1922
Hikmet Şevket 1930
Sabahattin Ali / Marko Paşa Edirne 1948
Adem Yavuz / Anka Ajansı Kıbrıs 27 Ağustos 1974
Ali İhsan Özgür / Politika İstanbul 21 Kasım 1978
Cengiz Polatkan / Hafta Sonu Ankara 1 Aralık 1978
Abdi İpekçi / Milliyet İstanbul 1 Şubat 1979
İlhan Darendelioğlu / Ortadoğu İstanbul 19 Kasım 1979
İsmail Gerçeksöz / Ortadoğu İstanbul 4 Nisan 1980
Ümit Kaftancıoğlu / Trt İstanbul 11 Nisan 1980
Muzaffer Fevzioğlu / Hizmet Trabzon 15 Nisan 1980
Recai Ünal / Demokrat İstanbul 22 Temmuz 1980
Mevlüt Işıt / Türkiye Ankara 1 Haziran 1988
Seracettin Müftüoğlu / Hürriyet Nusaybin 29 Haziran 1989
Sami Başaran / Gazete İstanbul 7 Kasım 1989
Kamil Başaran / Gazete İstanbul 7 Kasım 1989
Çetin Emeç / Hürriyet İstanbul 7 Mart 1990
Turan Dursun / İkibine Doğru Ve Yüzyıl Dergileri İstanbul 4 Eylül 1990
Gündüz Etil 1991
Mehmet Sait Erten / Azadi Denk Diyarbakır 1992
Halit Güngen / İkibine Doğru Diyarbakır 18 Şubat 1992
Cengiz Altun / Yeni Ülke Batman 25 Şubat 1992
İzzet Kezer / Sabah Cizre 23 Mart 1992
Bülent Ülkü / Körfeze Bakış Bursa 1 Nisan 1992
Mecit Akgün / Yeni Ülke Nusaybin 2 Haziran 1992
Hafız Akdemir / Özgür Gündem Diyarbakır 8 Haziran 1992
Çetin Ababay / Özgür Halk Batman 29 Temmuz 1992
Yahya Orhan / Özgür Gündem Ceylanpınar 9 Ağustos 1992
Hüseyin Deniz / Özgür Gündem Ceylanpınar 9 Ağustos 1992
Musa Anter / Özgür Gündem Diyarbakır 20 Eylül 1992
Yaşar Aktay / Serbest Hani 9 Kasım 1992
Hatip Kapçak / Serbest Mazıdağı 18 Kasım 1992
Namık Tarancı / Gerçek Diyarbakır 20 Kasım 1992
Uğur Mumcu / Cumhuriyet Ankara 24 Ocak 1993
Kemal Kılıç / Yeni Ülke Şanlıurfa 18 Şubat 1993
Mehmet İhsan Karakuş Silvan 13 Mart 1993
Ercan Gürel / Hha 20 Mayıs 1993
İhsan Uygur / Sabah İstanbul 6 Temmuz 1993
Rıza Güneşer / Halkın Gücü 14 Temmuz 1993
Ferhat Tepe / Özgür Gündem Bitlis 28 Temmuz 1993
Muzaffer Akkuş / Milliyet 20 Eylül 1993
Nazım Babaoğlu / Gündem 12 Mart 1994
Erol Akgün / Devrimci Çözüm 1994
Seyfettin Tepe / Yeni Politika 28 Ağustos 1995
Metin Göktepe / Evrensel İstanbul 8 Ocak 1996
Kutlu Adalı / Yeni Düzen Kıbrıs 8 Temmuz 1996
Selahattin Turgay Daloğlu İstanbul 9 Eylül 1996
Reşat Aydın / Aa, Trt 20 Haziran 1997
Ayşe Sağlam Derince 3 Eylül 1997
Abdullah Doğan / Candan Fm Konya 13 Temmuz 1997
Ünal Mesutoğlu / Trt Manisa 8 Kasım 1997
Mehmet Topaloğlu / Kurtuluş Adana 1998
Ahmet Taner Kışlalı / Cumhuriyet Ankara 21 Ekim 1999
Hrant Dink / Agos İstanbul 19 Ocak 2007
İsmail Cihan Hayırsevener Bandırma 19 Aralık 2009

Turgut Özen/iyiyazarlar.com

ETİKETLER
#turgut özen