ŞİRİN PAYZIN KÖŞE YAZARI OLUYOR! NEREDE YAZACAK?

CNN Türk sunucularından Şirin Payzın izleyicilerine artık yazılarıyla da seslenecek. Payzın, bundan böyle cnnturk.com'da yazacak.

İşte Şirin Payzın'ın CNN Türk'ün internet sitesinde  yayınlanan ilk yazısı:

Böyle diyor Urfa’da taksi şoförlüğü yapan Recep bey: ”İnsanlığımızla öfkemiz arasına sıkışıyoruz Şirin hanım”
Sebep? Suriye’den gelen ve Türkiye’ye sığınan bazı Suriye’liler.  Ama zor şartlarda Türkiye’ye kaçabilen ve kamplarda kalanlardan bahsetmiyor Recep Bey.

“Onlar başımız gözümüz üstüne. Zavallıları ben gittim gördüm. Ağladım. Çoluk çocuk kadın kamplarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Benim söylediklerim onlar değil” diyor.

Şikayeti, zengin olup kamplara yerleşmeyen, büyük şehirlere gelenlerden.

Anlatıyor Recep Bey o güzel üslubuyla “Yıllardır aynı evde otururum. Bir sabah ev sahibim geldi evden çık dedi. Şaşırdım. Suriye’liler geldi çok para veriyorlar dedi. Kızdım tabii . Ben kalıcıyım onlar gidici sen hemşerine nasıl bunu yaparsın dedim. Benim de paraya ihtiyacım var dedi”

Recep Bey ev sahibine çok kızmış ama sonra bakmış kendisi gibi başkaları da kızgın hem de çok kızgın.

Bir ocakbaşı ciğerci de şikayetçi “yemek yemeye geliyorlar. Tabii hepsi değil ama kaç kere başıma geldi. Bakıyorum üstü başı düzgün  sonra  Recep Tayyip Erdoğan’ın misafiriyiz deyip para ödemeden gidiyor. Ne kayıtları var ne isimleri. Kime şikayet edeceğiz”.

Şikayetler böyle uzayıp gidiyor. Diyarbakır’da,  Urfa’da,  Antakya’da.

Bu kadarla kalmıyor bir başka tehlike daha var sığınmacı kabul eden büyük şehirlerde. Bir dostum uyarıyor “ Aman dikkat çok dilenci ve  kapkaç var son zamanlarda “

Suriye’li çocuklarmış. Şehrin her yerine dağılmışlar. Arapça dileniyorlar.

Aklıma  bir dönem Diyarbakır’dan İstanbul’a getirilen ve dilenci olarak çalıştırılan ufacık çocuklar geldi. Şimdi de Suriye’li çocuklar mı?  

Taksi şoförü Recep Bey “Bizim Urfa çok güvenlidir. Ama şimdi değişti. kimin kim olduğu belli değil.”

Harran yolunda çardak altı bir lokanta. Garsonlar Suriye’li iki genç. Nasıl efendi, nasıl mazlum, nasıl yürek yaralayıcı. Onlar alınlarının teriyle çalışıyorlar. Kamplardaki ailelerine yardım sağlıyorlar. Onlarla ilgili meselesi yok Urfa’ lının Antakya’ lının ya da Antep’ linin. Ama mağdurken mağdur edenden yana dertli.

Recep Bey diyor ki “ Hükümet bu işe bir çözüm bulmak zorunda. Yoksa bir bakmışız ne huzur kalmış ne evimiz ne iş yerimiz. Silahlı adamlar mı dersin, garip konuşmalar mı“ Garip konuşma ne?  O kadarını söylemedi.

Akçakale’de  Türkiye’ye  girmek isteyip sonra ateş açan ve bir polis memurunu öldüren kalabalığa bakınca Recep Bey aklıma geldi geçen hafta sonu konuştuğum.

Suriye’den gelenlere  yardım eden Türkiye bir taraftan da filiz vermeye başlayan bir sosyal krizi ciddiye almaya başlamalı.