Maalesef olmadı Muharrem İnce!.. Trajik bir “siyasi intihar” vakası izledik!..

Medyaradar siyasi analisti Atilla Akar, Muharrem ĺnce'nin şok edici istifasına dair ilk kanaatlerini paylaştı...

Yazının başlığına bakıp, “Olmadı!.” derken sakın “taraf” olduğumu, çekilmesine “Siyaseten üzüldüğümü”, ya da “kızdığımı” düşünmeyin. (Hele de alkışladığımı hiç!) Ben sadece bugüne kadar iyi-kötü kendi ekseninde “Tutarlı davranmaya çalışan” biri imajı bırakmaya gayret gösteren Muharrem İnce’ye insani açıdan üzüldüm. Tam yumurta kapıya gelmişken bir anda çekilmesi pek şık kaçmadı doğrusu. Yazık ki pek trajik geldi bana…

Dahası bugüne kadarki bütün iddialarını bir anlamda elinin tersiyle itti. Bir insanın, bir siyasetçinin kendi kendini yıkmasını gördüm. Siyaseten “intihar” gibi bir şey. Tabii kimileri, bir cephe “Asıl şimdi gözümüzde büyüdü” ya da “Yapması gerekeni yaptı, sorumlu davrandı, bravo!” diyebilir. Elbette siyaseten bakışta haklılar. (Yoksa onların düne kadar gene siyaseten neler dediklerini de biliyoruz.) Bu sebeple alkış tutanlar olabilir. Ben tutamam. Ortada daha “hüzünlendirici” bir durum var…   

Ancak olayı asıl etik planda doğru bulmuyorum. Tam tersine eğer haklılığına ve mağdur edildiğine gerçekten inanıyorsa daha da bilenmesi gerekirdi. Oysa şimdi kendisine inananları yarı yolda bırakmış oluyor. Demek ki davasına göründüğü kadar kendi de inanmıyormuş. “Samimiyet testi”nden kaldı maalesef. Ne yazık ki “Genel başkan” olmuş, “aday” olmuş ama “Lider” olamamış derim bu duruma!.. 

Nedense Hiç Şaşırmadım!..

Fakat “Şaşırdın mı?” derseniz hayır. Hem de hiç! ( Kimileri şaşırmış olabilir o başka!) Dün hastalandığı haberinden beri “çekilecek” diyordum haklı da çıktım. Gerçi benim kafamdaki senaryo bambaşkaydı. Sezilerim, içgüdülerim, hislerim ne derseniz deyin beni yanıltmadı. Tam düşündüğüm gibi çıktı…

Zaten kaç zamandır “Bir şeyler olacak” beklentisine sokulmuştu toplum. Özellikle seçimlerin son haftası ve günlerine dair. Bu olacakların daha ziyade provokatif kışkırtmalar olması beklenirken (Ki Erzurum’da o da denendi) bu kez de belden aşağı “kaset iddiası” üzerinden geldi. Hedefteki kişi ise Muharrem İnce idi. Olaylar onun üzerine çok kısa sürede gelişti. Demek ki sürpriz torbasından bu çıkacakmış!

Aklıma Kötü Bir “Senaryo” Geliyor!..

Muharrem İnce "Son 45 günde gördüklerimi 45 senede görmedim.” diyordu istifa açıklamasında. İyi ama “Üç gün daha sabredemedin mi?” diye sorarlar adama. “İftiralara maruz kaldığını” ekliyor. İyi de bu baştan beri böyleydi. Siyasetin böyle bir yanı olduğunu bilmeyecek kadar acemi bir siyasetçi de değildi. Dahası böylesi baskı, oyun, kumpaslara pabuç bırakmayacak biri profili çizmişti. Bu yanınla pek “Delikanlı” duruyordu hakikaten. Böyle şeyler yıldıramaz, korkutamazdı onu sanki. Yoksa biz mi yanlış anlamıştık?  

Şimdi tabii ileri-geri, doğru yanlış bir sürü şey söylenecektir. (Bu durumda hatta kasetin doğru olduğunu söyleyenler bile çıkabilir. Ki ben inanmıyorum ve ona bu kumpası kuranları şiddetle kınıyorum) İşin içinde “FETÖ”nün olduğu türünde iddialar ise zaten söyleniyor. Öyle veya böyle bir “Siyasi dizayn” çabası olduğu aşikâr. Bir “Büyük planlayıcı” güç devrede olabilir.

İtham Değil Ama Acaba!..

Bundan sonrası tümüyle “Acaba”dır. Kesin bir itham değildir. Sadece akla gelen zayıf da olsa bir ihtimaldir. Bunu düşündüren de –maalesef- siyasetin aldığı biçim ve siyasetçilerin genel güven erozyonudur.  Maalesef günümüz şartlarında her şey beklenmektedir. (Bizi böylesi düşünmeye iten bizzat siyasetçilerin “dalgalı” hareketleridir!) O yüzden bu sadece varsayımsal bir senaryodur. Bir “kurgu” kokusu aldım. Aynı sebeple saydığı istifa gerekçeleri de hiç tatmin etmedi beni.

Şöyle ki: acaba birileri Muharrem İnce’yi çekilmeye ama tatlılıkla ama zorla, ama tehditle ama vaatle, vb “ikna” mı etti? Ancak bunu doğrudan yapamazdı. Birileri devreye girip İnce’ye rağmen “İftiraya uğramış, mağdur İnce” ve “Sağlık durumundan dolayı çekilen İnce” senaryosu mu yazdı? Bu sayede İnce’nin durumu da fazla sarsılmayacaktı. Böylelikle İnce’ye sadece bu senaryoyu mecburen oynamak mı kaldı?  

Bilemiyorum. Varılan nokta gerçekten üzdü beni. İnce’ye karşı bir özel düşmanlığım yoktur. Siyasi hesaplar ise hiç ilgilendirmiyor beni. Ben sadece aklıma düşen soruları sormaya ve cevap aramaya uğraştım. Farkındayım olay henüz çok yeni. Muhakkak ki yeni iddialar, başka tez ve yorumlar da olacaktır. Gelişmeler başka taşları yerinden oynatabilir. Bunlar beni doğrular veya tekzip de edebilir. Ben ise sıcağı sıcağına aklıma ve vicdanıma takılanları paylaşmaya çalıştım. Sürçülisan ettikse affola!..

11.05. 2023.