İYİP “yoğun bakım” a alındı!.. Yeniden canlandırmak mümkün mü?..

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, İYİP kurultayı sonrası İYİP’in geleceği ve Milliyetçi / Ülkücü camiada nelerin yaşanabileceğini tartıştı…

Efendim: günlerdir üzerinde çok konuşulan İYİP’in 5. Olağanüstü Kurultay’ı sona erdi. Dört adayın yarıştığı kurultayda en sonunda Müsavat Dervişoğlu Koray Aydın’a karşı 611 oy ile Genel Başkan seçildi. Sonuçta İYİP’in “Gerçek lideri” olabilen Meral Akşener giderken, yerine teknik manada “Genel Başkan” olarak Müsavat Dervişoğlu geldi. Lakin partinin geleceği üzerine soru işaretleri halen sürüyor…   

“Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!”

Belki hayli karamsar kaçacak ama Dervişoğlu’nun ilk demecindeki “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!” vurgusu aslında doğru gibi. Ne var ki ben bunu daha çok olumsuz manada, “keşke eskisi gibi olsaydı, kalsaydı” manasında algılıyorum. Hiç değilse İYİP’in eskiden dikkate alınan, koltuğu dolduran bir lideri vardı. Meral Akşener’i beğenmeyebilirsiniz, eleştirilecek birçok yönünü bulabilirsiniz ama liderlik, cesaret ve hatiplik vasıflarını reddedemezsiniz.

Kimse kusura bakmasın ama gerçekçi düşüneceksek şu anki mevcutlar içinde ne Müsavat Dervişoğlu’nun ne de başka birinin bu boşluğu – tüm iyiniyetli çabasına rağmen- doldurabileceğini zannetmiyorum. Gene de olağanüstü bir “sürpriz” yapılabilir mi? Bir “İstisna” dışında çok zor. Onu da yazının sonunda açıklayacağım…

Dervişoğlu’nun Asıl Misyonu!..

Müsavat Dervişoğlu, muhakkak ki geçmişi itibarıyla Milliyetçi / Ülkücü cenahta sevilen, sayılan bir isim olabilir. Elinden geleni yapacağından da eminim. Lakin bir rüzgâr estirebileceğinden, partiyi uçurabileceğinden, kadrolara hakim olabileceğinden, atağa kaldırıp yeni bir dinamizme geçirebileceğinden emin değilim. Zaten o makama geliş / getiriliş nedeninin de bu olduğunu zannetmiyorum. Şu an için çözülmeye, dağılmaya frendir!..

İlaveten görünüm olarak çok “karizmatik” olduğunu söyleyemeyeceğim. Kırlaşmış saçlarıyla daha çok kürsüde ders veren yaşlanmış bir öğretim görevlisine benziyor. Ayrıca klasik ülkücü refleksleriyle partiyi daha geniş kesimlere nasıl açar acaba?. Bu haliyle partiyi nasıl “iktidar yolculuğu” na taşıyabilir bilmiyorum.  “Alternatif bir figür” sayılmaz. Öyleyse Dervişoğlu’nun asıl misyonunun partiyi kazasız belasız kaçınılmaz bir sürece hazırlamak olduğunu düşünüyorum. Bununda entegre bir  “proje” dahilinde gerçekleşeceğini sanıyorum.

“Ya Tarih Yazacağız, Ya Tarih Olacağız!”

Akşener daha önce “Ya Tarih Yazacağız, Ya Tarih Olacağız!” demişti. Henüz tarih olmadılar ama bir şekilde “Yoğun bakım” a alınmış gibi görünüyorlar. Buradan “Reanimasyon” (Yeniden canlandırma) sağlanır mı bilinmez. Daha doğrusu bir şarta bağlı. Az bekleyin söyleyeceğim.

Evet, İYİP belki ölmedi, morga kaldırılmadı ama ayağa kalkacak enerjiyi nereden ve nasıl bulacak? İYİP’in parlamentoda grubu olduğu sürece ve yakın vadedeki gelişmelerde bir “rol” biçildiği sürece ( Nitekim Dervişoğlu’nun “Derin dizayncıların emanetçisi” olduğunu söyleyenlerde var! ) bir şekilde varlığını korur. O halde İYİP’in kısa vadede halen bir “işlevi” olmalı. Bu haliyle Dervişoğlu’nun da asıl misyonunun partiyi kazasız belasız bu sürece hazırlamak olduğunu düşünüyorum. Sonrasına bakılacak anlaşılan!..

Partiyi Akşener yola getiremediyse, “CHP’nin kundağında büyüme” makus talihini yenemediyse, 6‘lı masada zikzak çizdiyse, hep söylendiği üzere eski DYPvari bir “merkez sağ” oluşturamadıysa, cumhurbaşkanlığı seçiminde istediğini yaptıramadıysa ve en sonunda zaten çok gecikmiş bir “Hür ve müstakil” çizgiyi oturtamadıysa bundan sonra benzeri girişimlerin başarı şansı hayli düşük olsa gerek. Aslında herkes işin farkında ama kimse itiraf edemiyor. Susmak en iyisi!..

Süreçte Neler Olabilir?..

Burası anlaşılmıştır umarım. Ancak bütün bunları şu an ve kısa vadede düşünmek lâzım. Orta ve uzun vadenin gelişmeleri –şartlara da bağlı olarak- farklı olabilir. Senaryolar ve ihtimaller elbette çoğaltılabilir. Önemli olan “ufuk açıcı” olup olmamasıdır. Ya da hayat fiilen iptal eder. Şimdi bakalım…  

  1. İYİP, beklenenin aksine kendini toparlar, atılıma geçer. Ki, bugünkü haliyle çok zor adeta imkânsız gibi görünüyor.
  2. İYİP, varlığını bir süre daha devam ettirir. Sonuçta parlamentoda grubu var. Bundan sonrası sahada top çevirme olacak herhalde.
  3. İYİP, kendini fesheder. Bugün için henüz öyle bir ihtimal gözükmüyor. Anlaşılan böyle giderse aniden değil “Tedricen tasfiye” gerçekleşecek!..
  4. İYİP, bilhassa yeni anayasa çalışması doğrultusunda muhtelif yönlere çekilmeye çalışılır. Partinin içi hepten karışır.
  5. İYİP bölünür. Kendi içinde iki veya üç grup ayrışır. Savrulmalar yaşanır.
  6. İYİP’in tavanında ve tabanında kademeli kopmalar, dağılmalar oluşur. Bir kısmı CHP’ye, bir kısmı MHP’ye, çok azı AK Parti’ye, bir bölümü Zafer Partisi’ne yönelir. Bazıları Yavuz Ağıralioğlu eğer seçenek yaratabilirse oraya kayar.
  7. İYİP, süreçte tabela partisine, bir “Zombi Parti” ye dönüşür.
  8. İYİP’e Meral Akşener geri döner. İçinin acıdığından emin olduğum Akşener, duruma müdahale etme gereği duyar ve partinin gidişatına tekrar el koyar. Sıfırdır diyemem ama şimdilik hayli düşük bir ihtimal olarak görüyorum.
  9. İYİP, MHP ile Birleşir. Bahçeli halen liderken zor ama Bahçeli sonrasında İYİP, içinden çıktığı MHP ile yeniden birleşme kararı alır.
  10. İYİP’ten başka “Milliyetçi / Ülkücü Derleniş” projesi etrafında yeni ve üçüncü bir “Çatı adres” oluşturulur. İYİP’te diğerleriyle birlikte oraya katılır. O potada erirler.

Mansur Yavaş İstisnası!..

Peki ortada bir “Ümitsiz Vaka” mı var yoksa İYİP’i yeniden canlandırmak mümkün mü? Evet, mümkün. Hatta bu yönde bir “Plan” yahut gayret olduğu bile söylenebilir. (Gazeteci arkadaşımız Mehmet Çetingüleç zaten yazmış.) O da benim kendi tabirimle “Dışarıdan aşılama” yöntemidir. Dışarıdan derken aslında çok da dışarıdan sayılmaz. Şu an için CHP’den ama gene ülkücü camiadan. Yani “kan uyuşmazlığı” olmaz!..

Bu koşulda parti radikal bir “revizyon”a sokulup, dışarıdan “monte” bir yeni lider ile yoluna devam edebilir. O zaman gerçek bir sıçrama yaşayabilir. Bu isim ise ancak Mansur Yavaş olabilir. (Zaten kendisi de “bu benim son seçimim” lafını boşa etmedi!) Sağın yükselen yeni “yıldızı” Mansur Yavaş olur.  Ancak bu da o kadar kolay değil.

İYİP Boşuna Bekletilmiyor!..

Her şey ve olacakların hızı önümüzdeki dönemde yaşanacaklara endeksli. Genelde ülke siyasetinin alacağı şekle özelde ise CHP’de yaşanacaklara bağlı. Şayet mümkün bir seçimde cumhurbaşkanlığı için yarışta Ekrem İmamoğlu öne geçer, aralarında sert rekabet oluşur veya tercih edilirse Mansur Yavaş CHP’den kopar ya ayrı parti kurar ya da daha iyisi İYİP’e geçer oradan aday olur. (Bu arada Özgür Özel’inde fırsat kolladığını söyleyebilirim) Neden olmasın?..

Daha şimdiden Mansur Yavaş’ın kolları sıvadığı, bazı hazırlıklara başladığı, kendi ekibini oluşturduğu söyleniyor. İşte o şartlar altında İYİP yeniden canlanıp, hatta canlanmakla kalmayıp belki de bir “iktidar alternatifi” haline gelebilir. Şayet İYİP’in fişi çekilmeyip halen bir tür “yedekte” bekletilecekse bu yüzdendir. Proje tutar veya tutmaz o ayrı konu!..

Öyle veya böyle sağda da solda da işler karışacak gibi. Tam bu noktada İYİP’e de bir rol biçilmiş görünüyor. Yoksa çoktan ipini çekerler, “siyasi partiler mezarlığı”nda yerini alırdı o zaman…

29. 04. 2024

NOT: Lütfen 09 Nisan 2024 tarihli Asena”nın adaylıktan çekilişi!.. Akşener’in bırakması İYİP’i yükseltir mi?..başlıklı yazıma bir göz atınız.