KILIÇDAROĞLU ERDOĞAN'I EKRAN DÜELLOSUNA MEKTUPLA ÇAĞIRACAK! MEKTUBUN İÇERİĞİNDE NE VAR?

İŞTE HÜRRİYET YAZARI FATİH ÇEKİRGE’NİN KÖŞE YAZISI...

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a mektupla ekran daveti


SEÇİM otobüsü Üsküdar’dan Kavacık’a geçerken ön tarafta Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’le sohbet ediyorum.
CHP lideri, balkonlara doğru selam gönderirken soruyorum:
- Her meydanda Sayın Başbakan’ı ekrana davet ediyorsunuz. Bir cevap geldi mi?
- Hayır gelmedi. Ama şimdi başka bir şey düşünüyorum...
Tam “Nedir o ?” diye soracakken otobüsün önü kesiliyor. Kemal Bey araçtan inip halkın arasına karışıyor.
Ben de peşinden...
İlgi yüksek. Gazeteci arkadaşlar, kameramanlar, ellerinde bayraklarla kadınlar ve trafik duruyor.
Benim aklım ise o soruda...
Kısa bir yürüyüşten sonra otobüse dönüyoruz. 
Ve daha hareket eder etmez soruyorum:
“Kemal Bey merak ettim. Düşündüğünüz başka şey nedir? Neyi kastettiniz?”
Kılıçdaroğlu gülümseyerek cevap veriyor:
- Baktık meydanlarda söyleyince olmuyor. Ben de yazılı davet edeceğim...
- Nasıl yani, mektup mu göndereceksiniz...
- Evet Sayın Erdoğan’ı yazılı olarak ekrana davet edeceğim.
O sırada Gürsel Tekin söze giriyor:
- Evet, Sayın Genel Başkan mektubun altına da imza atacak. Hem de ıslak imza!!!


MEKTUBUN İÇERİĞİ


Yaklaşık iki saat dolaşıyoruz. Onlar Paşabahçe’den Sarıgazi’deki mitinge geçerken ben ayrılıyorum.
Mektubun içeriğine gelince...
Şöyle özetleyebilirim:
“Sayın Erdoğan;
Dünyanın bütün demokratik ülkelerinde seçimler sırasında halkın daha iyi fikir sahibi olabilmesi için liderler televizyon ekranlarında açık oturuma katılırlar. Fikirlerini ortaya koyar, tartışırlar.
Halkın aydınlatılması için sizi televizyonda karşılıklı oturuma davet ediyorum.”
Kılıçdaroğlu’ndan mektubun içeriğiyle ilgili olarak aldığım özet bu...
Sanıyorum bu hafta başında mektup CHP Genel Merkezi’nden AK Parti Genel Merkezi’ne gidecek...
Böylece meydanlarda bugüne kadar “politik bir çıkış” olarak görünen davet, belgelenecek,  resmi bir hale gelecek.
AK Parti’den nasıl bir cevap gideceğini ya da cevap verilip verilmeyeceğini bilemiyorum.
Ama gördüğüm bir şey var; o da Kılıçdaroğlu’nun bu “ekran düellosu”nda ısrarlı olacağı...
Dahası bunu bir “seçim kozu” gibi kullanmaya devam edeceği...


BAŞÖRTÜLÜ KADINLAR


Mektupla ekran davetinin dışında, yol boyunca bir şey dikkatimi çekiyor.
Otobüs duraklarında ya da kaldırımlarda yürüyen bazı başörtülü kadınların Kılıçdaroğlu’na gönderdiği sıcak selamlar...
Bunlar oya dönüşür mü bilemiyorum.
Ancak yeni CHP’nin başörtülü kadınlarla barışması, başörtüsünü bir insan hakları meselesi olarak algılaması, geçmişteki o katı tutumundan sıyrılması etkili olmuş...
En azından başörtüsü yüzünden yaşanan kamplaşma biraz olsun kırılıyor gibi...
Bir buluşma, bir barışma havası görülüyor...
Demokrasi açısından bu gelişmeyi son derece önemli ve yararlı buluyorum.
Kılıçdaroğlu izlenimlerini, pazartesi günü daha geniş olarak aktaracağım.