Medya
26 Ağu 2006 06:16 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

KAFA NASIL YENİR, KIÇA NE GİYİLİR?...

Her gece giyinip kuşanıp televizyona çıkan Ali Kırca,"anchorman" sayılıyor.Oysa soyunup dökünüp jokey pozisyonunda videoya çıkınca, oluyor size "ankırmen"! Ali Kırca giyimliyken mi daha önemli,yoksa çıplak mı daha değerli?Mine Kırıkkanat yazdı...

Kafa Nasıl Yenir,Kıça Ne Giyilir?


Saint Exupéry´nin "Küçük Prens" adlı şaheserinde, Atatürk´ten söz ettiği bölümün tam çevirisi aşağıdaki gibidir:
"Bir gök bilimci yeni bir gezegen keşfettiği zaman, ona ad takmak yerine bir numara verir. Örneğin, Gezegen 1351, der. Benim de Küçük Prens´in B 612 gezegeninden geldiğini düşünmek için ciddi nedenlerim var.

B 612 gezegeni, teleskopla ilk ve tek kez 1909 yılında, bir Türk gök bilimci tarafından görüldü. Türk gök bilimci o zaman bu önemli keşfini Uluslararası Gök bilim Kongresine sunmuş ve gezegenin varlığını uzun uzun tanıtlamıştı. Ama kılık kıyafeti yüzünden kimse Türk gök bilimciye inanmamıştı. Yetişkinler böyledir işte.

Ne mutlu ki bir Türk diktatör çıktı, halkını zorla Avrupalılar gibi giydirdi ve B 612 gezegeninin onuru kurtuldu. Gezegeni keşfeden Türk gök bilimci, 1920 yılında tanıtlamasını bu kez çok şık giysiler içinde yaptı. İşte o zaman herkes ona hak verdi..."



***

İnsanlara giyim kuşamlarına göre değer biçmek, kuşkusuz hem yanlış, hem haksız bir yaklaşım, sevgili okurlar. Ancak hangimiz yukarıdaki satırlardaki tatlı ironi tuzağına düşmüyor, hangimiz hemcinslerimizi önce, her şeyden önce giyim kuşamlarına bakarak yargılamıyoruz. Hatta görüşlerini, görünüşleriyle sınıflandırmıyoruz, çoğu kez yanıltıcı olsa da...

Saint Exupéry haklı olmasına haklı, bilgenin niceliği, bilginin niteliğini bağlamamalı. Öte yandan, insanları hayvanlardan ayıran en önemli özgünlüklerden biri de, giyinmesi! Üstelik giyim, aynı zamanda bir uygarlığın, kültürün, bireysel ya da toplumsal, bir kimliğin "derisi."

Örneğin her gece giyinip kuşanıp televizyona çıkan Ali Kırca, "anchorman" sayılıyor. Oysa soyunup dökünüp jokey pozisyonunda videoya çıkınca, oluyor size "ankırmen"! İşte size "to be or not to be" çektirecek bir bilmece: Ali Kırca giyimliyken mi daha önemli, yoksa çıplak mı daha değerli?

Millet kendisini "ankırmen" videosunda seyrettikten sonra televizyondaki "anchorman"lik reytinginin arttığına bakılırsa... Millet için bir şeyler söylemek gerek ama, kendimi tutuyor ve susmak hakkımı kullanıyorum, sayın yargıçlar, pardon sanıklar, çok pardon, seyirciler...


***

Bilmece deyince, akla ister istemez Milli Eğitim Bakanlığı´nın ilköğretim öğrencileri için seçilen 100 temel eser arasında "keşfedilen" Türk Bilmecelerinden Seçmeler´i de geliyor. Eh, böyle eğitim temelinin orta direği tabii ki "Don içinde dik durur", tuğlası "Gel bizim eve koyum kıçına" diye konur, müteahhidi de Mimar Sinan olacak değil ya, elbette Adnan Kaymakçı olur!

Eskiden "yüz numara"ya 00 da denirdi. Bizler şükredelim ki, MEB´in seçkin yüz numarasından Pinokyo "elemtere fiş" çekmekle yetiniyor, "Allah rızası için," diye yalandan dilenirken, burnu yerine başka bir tarafı uzamıyor!

Ve bu eğitimin sendikası "Eğitim Bir Sen", Mustafakemalpaşa İlçesi´ndeki öğretmenevinde her çarşamba, bakın hangi konularda "eğitim" semineri düzenliyor: İbadetlerde içtihat. İslam´da tasavvuf ve tarikatlar. İslam´da faiz, kredi. Sigorta meselelerine bakış. İslam´ın ilme verdiği değer ve Müslümanların dünya ilmine katkıları. Çocuğa din eğitimi. Üstad Sezai Karakoç´un eserleri, fikirleri. Kur´an-ı Kerim´de bilim ve teknikle ilgili ayetler. İslam´da fıkıh mezhepleri. İlahi dinler, özellikleri, ritüelleri. İbadet ve dindeki emir ve yasakların hikmetleri. Elmalılı merhum Hamdi Yazır ve tefsiri...