Medya
05 Eki 2011 21:57 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:52

İSLAMCILAR'I AKP'YE YAKIŞTIRAMADILAR MI? SABAH'IN AKP ANKETİNDE SKANDAL!

Sabah'ın anketindeki tuhaflığı T24 Yayın Yönetmeni Doğan Akın yorumladı: "Gerçeklere sadakat göstermeyen bir işin adı 'gazetecilik' olur mu?"

SABAH’ın AKP anketinde skandal!

Gerçeklere sadakat göstermeyen bir işin adı "gazetecilik" olur mu?

Kolay bir soru bu ve yanıt için tek seçenek var; olamaz!

Ama Türkiye’de bir gerçek var, bir de gazetecilik gerçeği...

Sabah gazetesinin 3 Ekim Pazartesi günü yayımlanan manşetini hatırlıyor musunuz? Sabah, pazartesi günü  "Yüzde 50’nin sırrı: Seküler kitle" başlığının yedi sütuna yayıldığı bir manşetle yayımlanmıştı.

Haber, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 12 Haziran seçimleri için "Yüzde 50 neden bize oy verdi, diğer yüzde 50 neden vermedi, araştıralım" dediğini duyuruyor ve AKP’nin bu konuda yaptırdığı kamuoyu araştırmasının sonuçlarını özetliyordu.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın koordinasyonunda,  kamuoyu araştırma şirketleri Anar ve Pollmark tarafından yapılan araştırmada AKP’ye oy verenlerin kendilerini nasıl tanımladıkları  ortaya konmaya çalışılıyordu.

Araştırmada kaybolan yüzde 30’un akıbeti

Sabah’ın haberine göre, AKP’ye oy verenlerin yüzde 16,4’ü kendisini "Atatürkçü-Kemalist" olarak  görüyordu.  AKP’ye oy verenlerin yüzde 27,1’i  kendisini "muhafazakâr", yüzde 24,4’ü  "Türk milliyetçesi ",  yüzde 7,2’si  "sosyal demokrat", yüzde 5,9’u "liberal demokrat", yüzde 3’ü "ulusalcı" ve yüzde 1,4’ü "Kürt milliyetçisi" olarak tanımlıyordu.

Sabah’ın yansıttığı sonuçlar ilginçti. Zira AKP seçmenleri arasında kendisini "muhafazakâr" olarak görenlerin oranı, "Atatürkçü-Kemalist, Türk milliyetçisi, liberal ve sosyal demokrat" olarak görenlerin arkasında kalmıştı. Elbette olabilir, insanlar kendisini aynı anda "Atatürkçü-Kemalist, milliyetçi, muhafazakâr ve liberal" olarak da tanımlayabilir ki, bu Türkiye’de şaşırtıcı olmaz!

Sabah’ın yansıttığı sonucun asıl ilginçliği, bir başka noktada dikkat çekiyordu. Saygın kamuoyu araştırma şirketi Konda’nın Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem’in yakaladığı o nokta da, AKP’ye oy verenlerin Sabah’ın haberindeki toplamının 100’ün altında (86,2) kalmasıydı. Kendisini birkaç kategoride tanımlayan insanların varlığı dikkate alındığında bu tür araştırmalarda toplamın 100’ün üzerine çıkması doğaldı, ancak bu kadar altında kalması tuhaftı.


Aynı gün sonuçları yorumlamak üzere NTV’ye çıkan, Erdem, yansıtılan tabloyu tuhaf bulduğunu söylemiş ve "acaba ankete katılanlara az seçenek mi sunulmuş" gibi olasılıklarla tuhaflığı anlamaya çalışmıştı.

Sahi, AKP’ye oy veren ve Sabah’ın haberinde görülmeyen milyonlarca kişi kendisini nerede görüyordu? Sabah’ta yayımlanan haberin metninde de, haber içinde yer alan grafiklerde de bu konuda hiçbir bilgi bulunmuyordu.

Tarhan Erdem, bugün (5 Ekim 2011) Radikal’de yayımlanan yazısından anlıyoruz ki, bu tuhaflığın peşini bırakmamış, araştırmayı yapan ekibin yöneticilerinden İbrahim Uslu ile görüşmüş. Uslu’dan araştırma sonuçlarının tamamını alan Erdem, Sabah’ın yayımlamadığı satırı da ortaya çıkarmıştı.

Erdem’in yazısına göre, AKP’ye oy verenler arasında kendisini  "İslamcı" olarak tanımlayanların oranı yüzde 36,5’ti. Kendisini birden fazla kategoride tanımlayanlar nedeniyle "toplam" 100’ün üzerine çıkmış, ancak nihayet AKP araştırması anlaşılabilir olmuştu.

Medyada derin birikimi ve dürüstlüğünün yanı sıra nezaketiyle de bilinen Tarhan Erdem, yazısında Sabah’ın adını vermediği için yazdım bu yazıyı.

Medya, kendi haliyle ilgilenmeye pek niyetli görünmüyor. Belki AKP, logosundaki "Türkiye’nin en iyi gazetesi" iddiasından itibaren gerçeklerle arası pek iyi görünmeyen Sabah ve benzeri gazeteler için de bir araştırma yaptırır!

Belki, bugün (5 Ekim 2011) Deniz Feneri davası için "Uydurma suçla 90 gündür hapisteler" manşetiyle çıkan Yeni Şafak’ı da kapsamına alır bu araştırma. Elbette kimse haksız yere 90 gün değil, 90 dakika bile özgürlüğünden mahrum edilmesin... Ama Deniz Fener’lerine dokuzar sütun açılan o sayfalar, sadece parasız eğitim istedikleri için 1,5 yıldır "terörist" sayılıp tutuklu yargılanan öğrencilere de, hidroelektrik santrallere karşı çıktıkları için "terör örgütü" üyesi sayılıp 7 aydır içeri atılan masumlara da açılsın...

Gerçek ne kadar porsiyonlara ayrıldı bu ülkede. Herkes gerçeğin kendi işine gelen tarafını nasıl utanmadan yağmalıyor...

Hiçbir porsiyonu beğenmeyen, Sabah’ın haberindeki gibi, kendisine göre bir gerçek icat etmeye bile kalkabiliyor.

Ne yaparsanız yapın, "gerçek" yazdıklarınız değil.

Ama siz gerçeksiniz.

Acı bir gerçek...

Doğan Akın/t24