Medya
30 Haz 2013 11:53 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:15

CÜNEYT ÖZDEMİR NOKTAYI KOYDU; ''BENDEN BU KADAR #DİRENLONDRA''

Ünlü ekran yüzü ve Radikal yazarı Cüneyt Özdemir, Londra macerasını neden bitirdiğini köşesine taşıdı..

Radikal yazarı Cüneyt Özdemir "#direnLondra ama Benden bu kadar" dedi.

İşte İngiltere’nin günlük hayat notlarından bazıları:

Göz göze temasın neredeyse ayıp karşılandığı bir kültür daha önce görmemiştim. Sokakta kimse kimseyle göz göze gelmemeye çabalıyor. Bir günah gibi…

İngiltere Sandviç İmparatorluğu! Şaka yapmıyorum Prete A Mange adında bir marka bütün İngiltere’yi sokak sokak ele geçirmiş durumda. Günlük yapılan sandviçleri yiyerek ömrünüzü geçirebilmeniz mümkün. Üstelik günlük çıkan sıcak çorbaları da hiç fena değil. Yine de bizim simit ile filan kıyasladığınızda bir mönü en az 25 TL’ye denk geliyor. Ugh!

TELEVİZYON DÜNYASI ÇOK KASVETLİ

Televizyon kanallarında tartışmasız BBC’nin ağırlığı hissediliyor. Yine de bizim televizyon evrenimizle kıyaslandığında İngiliz televizyonlarının oldukça kasvetli bir havası var. Prime Time kuşağında belgesel gösterilen ve bunu da ‘ceza aldıkları için’ yapmayan bir televizyonculuktan bahsediyorum! Belgeseller ise daha çok hayatın içinden bizim 90’lı yıllardaki televizyonculuğumuzu andıran reality show’lardan oluşuyor. Bilgi yarışmaları, popstar tarzı yarışmaları İngilizler pek bir seviyor.

Bazen İngiltere’nin en ünlü bulvar gazetesi olan The Sun gazetesini sadece 3. sayfada memeleri gözüken kadın fotoğrafı için alındığını düşünüyorum.
(...) İngiltere’nin en çok para kazanan yıldızları aşçılar. Şaka yapmıyorum; başta Jamie Oliver olmak üzere hemen hepsi birer ’şöhret’. Kitapları çok satanlar listelerinde, yemek programları prime-time kuşağında yayımlanıyor.

KAFAMA ESTİ YEMEK YİYEYİM DİYE BİR ŞEY YOK

(...) Rezervasyon her şey demek. Geçtim sıradan bir öğle yemeğini ya da akşam yemeğini neredeyse tuvalete gitmeniz için bile rezervasyon yaptırmanız gerekebilir. Şöyle kafanıza esti çatkapı bir restorana gitmeye kalkıştığınızda çoğu zaman dımdızlak kapıda kalabiliyorsunuz.
İngilizce aksanınız iyi değilse sıradan hayatın içinde İngilizlerin küçümsemesi ile karşılaşıyorsunuz. Eğitiminiz, paranız, kariyeriniz hiçbir şey ifade etmiyor. Kimi zaman bir garson, kiminde bir banka görevlisi, kiminde kontuardaki memur ’o bakışla’ size bakıyor. Ben buna "Hey sen İngilizce konuşmayan ve İngiliz olmayan zavallı insan bakışı" adını takmıştım. Ne zaman ’o bakışı’ yakalasam kahkahayı patlatıyordum.

MEMLEKET ÖZLEMİ İLE DÖNÜYORUM

Bu yazıyı sizlere montla yazıyorum. Yazın ortasındayız ve hava hâlâ buz gibi... Siz bu yazıyı okurken muhtemelen ben Türkiye uçağında olacağım. Memleket özlemi ile geliyorum.