Medya
23 Mar 2012 09:13 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:28

"BUGÜN KIRDIĞINIZ GAZETECİLERE YARIN İHTİYACINIZ OLACAK"

Posta yazarı Mehmet Ali Birand, Başbakan Erdoğan'ın grup toplantısındaki sert sözlerine yanıt verdi!

İstihbaratçılar 1 Mayıs için de hepimizi aldatmıştı…

Başta MİT olmak üzere istihbarat örgütlerinden kimsenin kuşku duyduğu yok. Başbakan istihbarata dayanarak Nevruz kutlamalarına izin verilmediğini söylüyor. Yasağı eleştiren gazetecileri de yerden yere vuruyor. Unutmayın ki, yarın yeni bir Kürt Açılımı başladığında, bugün kırdığınız gazetecilerin desteğine çok ihtiyacınız olacak …

Başbakan, ona her Kürt açılışında destek veren, başka partilerin vatan haini olarak niteledikleri birçok kalemi çok fena kırdı. Özellikle bazıları,, haklarında söylenenleri, hiç mi hiç haketmemişti.

Nevruz kutlamalarının yasaklanmasının hata olduğunu yazanlardan biri olduğum için, Başbakan’ın sert eleştirilerini hiç hakketmediğimiz söylemeliyim. Hele, Kandil veya İmralı’dan davet alıp söyleşi yapmak iştediğimizi, sanki vatan ihanetiymiş gibi sert şekilde, yerden yere vurması hiç yakışmadı.  Erdoğan’ın Kürt açılımını en çok destekleyenlerden biri olarak, bu çıkışı hayretler içinde izledim.

Başbakan’ın temel noktası “bizim istihbarat örgütlerimiz, önemli bir patlamaya hazırlandıklarını, KCK tutuklamalarına baş kaldırı düzenleyeceklerdi. Bundan dolayı yasak koyduk. Bu gazeteciler işin bu yanını hiç hesaplayamazlar mıdır?” idi.

Hayır böyle bir imkanımız yoktur. Ayrıca , izin verildikten sonra da yine etrafı yakacaklarsa o zaman, son günlerdeki gibi Devlet tepkisini gösterebilirdi. Yasaklama, hiçbir şeyi değiştirmedi. Ayrıca, sizlere bir de hatırlatma yapmak istiyorum.

İstihbarat örgütlerine olan güvenin de sorgulanması gerektiğine inanıyorum.

Hatırlayın, eskiden en büyük tabu, 1 mayıs İşçi Bayramıydı. Devlete göre , bu bir Komünist orgfanizasyondu ve kesinlile izin verilmemeliydi.

Solcu işçi sendikaları ise, ısrarla kutlamayı Taksim’de yapmak isterler ve her defasında “Büyük kargaşa çıkacak ve kan dökülecek. İzin veremeyiz” yanıtını alırlardı. Ülkeyi birbirine sokacaklarını, büyük kargaşalar çıkarılacağı söylenir ve Başbakanlar da çıkıp “Son derece önemli istihbarat aldık, izin veremeyiz. Ülkenin sükuneti herşeyden önemlidir” demeçleri verirlerdi.

Yıllar boyunca  bu kavga sürdü.

Taksim savaşında insanlarımız öldü..

Sonra iktidara Ak Pati geldi ve Taksim açıldı!

Hiçbir şey olmadı. Ne bir olay çıktı, ne kan döküldü. Yıllardan beridir de böyle devam ediyor.

Başta MİT olmak üzere istihbarat örgütlerinden kimsenin kuşku duyduğu yok. Ancak İstihbarat servislerinin her söyledikleri Allah emri değildir. Onlar, tahminler yaparlar ve alınacak önlemler hakkında fikir verirler . Politik karar iktidarlara aittir.

Demek ki, bu iktidar şu aşamada sert tutumu tercih ediyor.

Benim aklıma başka bir şey gelmiyor.

Peki bütün bunları  anladım da, bu gazetecileri yerden yere vurmaya ne gerek var?


Unutmayın ki, yarın yeni bir Kürt Açılımı başladığında, bugün kırdığınız gazetecilerin desteğine çok ihtiyacınız olacak …

Mehmet Ali BİRAND / POSTA