Bir “Siyasi Reenkarnasyon” Vakası!.. Muharrem İnce Küllerinden mi Doğacak?..

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin girilen yeni seçim ve ittifak sürecindeki rolünün ne olabileceğini tartıştı…

Efendim: ben kendisini çoktan siyaseten mevta olmuş sanıyordum. Yanılmışım. Yarıştan çekilişinden bu yana yoğun bakımdaydı adeta. “Koma” durumu atlatmış meğerse. Ancak daha iyimser tabirlerle düşünürsek bir “Zümrüdüanka” olayı da (Simurg veya Phoenix) denebilir. Yani kendi küllerinden yeniden doğan mitolojik kuş. Bilemiyorum, ben sadece bir tür “Siyasi reenkarnasyon” (Yeniden canlandırma) demekle yetineceğim!

Kimden mi bahsediyorum? Tabii ki Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’den. Şu aralar onun cephesinde ciddi kıpırdanışlar var…

Siyasi İntihardan Siyasi Canlanmaya!

Muharrem İnce seçimlerden son anda çekildiğinden beri varlığını pek hissettirmedi. Eski aktifliği kalmadı. Memleket Partisi Genel Başkanı titrini korudu ama pek de ortalarda görünmedi. Hele de “siyasi bir seçenek” olarak hiç adından söz ettiremedi. Fakat şimdilerde birdenbire tekrar ortaya çıktı ve özellikle CHP ile bir yakınlaşma ilişkisine girdi.

Nitekim aynı yönde muhtelif iddialar dile getiriliyor. İnce’nin CHP'ye "Seçim güvenliği ve sandık denetimi için birlikte davranma” önerisi götürdüğü ve “bir işbirliği olması gerektiğini” düşündüğü ise biliniyor. Bu konuda bazı temaslar kurulduğu da söyleniyor. Buna ilaveten bir de “İzmir adaylığı” iddiası ortaya atılacaktı. Belki de hareketlenmenin en ilginç boyutu burasıydı. Nitekim İnce’de bu konuyu "Teklif edilmedi ama benim kulağıma geldi" şeklinde cevaplayacaktı. Bu bir “Kendi kendine bir gelin güvey olma vakası” mıydı bilinmez!..

Ufak Oylar Tekrar Kıymete Bindi!..

İçine hızla girmekte olduğumuz seçim sürecinde yeni ittifak senaryo ve arayışları da gündeme geliyor. Bilhassa da CHP'de, İYİP’in ittifak kapılarını kapaması sonrasında yüzler eskilere döndü. Özellikle de İmamoğlu, İstanbul’u küçük farklarla kaybetmek istemiyor. İmamoğlu haklı olarak – şu an sanki kazanacakmış gibi görünse de- işi şansa bırakmak istemiyor. Mümkün olan her gediği kapama derdinde. Hele de İYİP’in kapılarını ittifak ya da işbirliğine kapaması, HEDEP’in de –şimdilik- bağımsız girme tavrı sonrası durum daha da hayati önem kazanmış durumda.

Tam bu noktada kırıntı ya da küsurat sayılabilecek oylar bile çok önemli hale geliyor. İşte Muharrem İnce ve partisi bu noktada önemli ve “pazarlık değeri” kazandı. İmamoğlu ilk İstanbul seçimini 13 bin oyla almıştı. (Sonradan fark açıldı o başka) Memleket Partisi ise en sonda 100 küsur bin oy almıştı. (Halen koruyor mu tartışılır) O yüzden kimse birkaç bin oyla kaybedip, seçimi riske atmak istemez. İşte tam bu noktada gözler Muharrem İnce’ye dönüyor. Eski buzlar birdenbire çözülmeye başlıyor!..

İnce Elindeki Kozu Değerlendirebilecek mi?..

İnce’de "Ben muhalefetin elindeki kalelerin AK Parti'nin eline gitmesini istemem. Buna gönlüm razı olmaz. Bu bakımdan işbirliği önerisine açığım.” diyerek o korkuları kaşıyor ve pazarlık payını genişletiyor. (Zaten başka şansı da yok, elini iyi oynamak zorunda!) Bunun için İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile 1 Aralık’ta görüşüyorlar. Bu görüşme Genel Başkan Özgür Özel’e rağmen mi, yoksa bilgisi dahilinde mi yapıldı orası muğlak. Eğer yapılmadıysa bu “CHP’de İki Başlılık” görüntüsünü kuvvetlendirir.

CHP Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın’ın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ile görüştüğü haberleri üzerine verdiği cevap bu açıdan manidardı: "Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızdır. Bizim belediye başkanlarının belirlenmesine Parti Meclisi (PM) karar verir. Dolayısıyla bir görüşme olması olağandır. Ancak, orada herhangi bir il büyükşehir belediye başkanlığı konusu geçemez, geçmemiştir. Her ikisini de tanırım. Mesele PM'nin görev ve yetki alanındadır" 

Öte yandan Özgür Özel ve Muharrem İnce’nin önümüzdeki günlerde bir buluşma gerçekleştireceği yönünde haberlerde mevcut. Genel başkanlar düzeyinde gerçekleştirilecek görüşmenin CHP ile Memleket Partisi arasındaki iş birliğinin kuvvetlenmesi yönünde bir adım olması beklenebilir. Her iki tarafında birbirine ihtiyacı var gibi. Ama az ama fazla!..

İşbirliği Olursa Ne Olur?

Şüphesiz işbirliğinin hangi şartlarda gerçekleşeceği önemli. Belli şehirlerde mi yurt genelinde mi, karşılıklı neler talep edilip verileceği de mühim. Ancak bu “yakınlaşma”yı ve olası işbirliğini değerlendirirsek şu an için belki şunlar söylenebilir. Hatırlayalım…

  1. Sonuçta Muharrem İnce eski ve köklü bir CHP’lidir. (Eski Cumhurbaşkanı adayıdır) Mantıken çok fazla ters düşmemeleri gerekir. Kılıçdaroğlu’nun gitmiş olması bu adımı kolaylaştırmıştır.
  2. Ancak yaşanan süreç iki partiyi pratikte birbirinden oldukça uzaklaştırmıştır. Özellikle seçimler öncesi yaşanan sert kapışma ve suçlamalar iki parti arasında soğuk rüzgârlara sebep olmuştur.
  3. Muharrem İnce o süreçte çok ağır itham ve hakaretlere maruz kalmıştır. Neredeyse “Hain” , “AKP’ye çalışan biri” muamelesi görmüştür. Özellikle CHP kitlesinde yoğun bir “Muharrem İnce düşmanlığı” uç vermiştir. İşbirliği süreci başlarsa bunların ne ölçüde unutulacağı tartışmalıdır. Özellikle CHP kitlesi bu açıdan oldukça “kindar” gibi durmaktadır. Bu yüzden oy kullanmayanlar ya da başka partileri destekleyenler bile çıkabilir. CHP tabanındaki kızgınlık, öfke nasıl kırılacaktır?
  4. Aynı şekilde Memleket Partisi taraftarları ve kadrolarında da bir “CHP alerjisi” oluşmuştur.
  5. Muharrem İnce geçmişte CHP’yi en çok “Atatürkçülükten uzaklaşmakla” itham ediyordu. Şimdi ona göre CHP, “Atatürkçülükle yakınlaştı mı?” Bunu izah etmesi gerekiyor.
  6. İzmir adaylığı iddiası şu an için çok spekülatif gibi durmaktadır. (Gerçi ateş olmayan yerden duman çıkmaz!) Ya da nabız yoklanmaktadır. İzmir seçmeniyle nasıl bir bağ kurabileceği tartışmalıdır. (Fatih Portakal’ın öfkeli itirazları hatırlansın!) Bir kısım İzmirli CHP’linin onun yerine karşı adayı (Ki aslında CHP, İYİP için İzmir’de aday saptamamıştı, bekletmekteydi ama ittifak suya düşünce kaldı ) destekleyebilir. Bu durum İzmir özelinde CHP’yi zora sokabilir.
  7. CHP kitlesinde Muharrem İnce’ye karşı psikolojik bir faktör olarak “Güven sorunu” halen var gibi durmaktadır.
  8. İşbirliği olursa CHP’nin (Özellikle İstanbul’u) bazı yerleri küçük farklarla kaybetme ihtimali azalır. MP ve İnce için ise tekrar bir atağa geçme şansı doğar.
  9. Eğer “Anti-AKP”, “Anti-Erdoğan” duygular CHP’lilerde gene baskın çıkarsa –ki öyle görünüyor- bu yakınlaşmada eski negatiflikleri unutturabilir.

Öyle veya böyle, Muharrem İnce bu gelişmeler ışığında bir “Siyasi reenkarnasyon” vakası gibi durmaktadır. Küllerinden yeniden doğabilir mi bilinmez. Ancak yeniden ayağa kalkabilirse kanlı canlı mı olacağı yoksa bir tür “Hortlama” yahut “Zombi” vakasına mı dönüşeceği sorusu halen ortada gözüküyor!..

08.12. 2023

NOT: Tamamıyla farazi konuşuyorum. Oldu da İzmir’den aday gösterildi ve kazandı.  Kademeli olarak bir adım sonrası CHP- MP birleşmesi yahut MP’nin feshi ile İnce’nin CHP’ye geçmesidir. Daha sonrası CHP Genel Başkanlığına oynamasıdır. İlk seçimde de tekrar cumhurbaşkanı adayı olmasıdır. Çok mu hayali sizce?..