Medya
16 Ara 2012 09:19 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:30

AHMET HAKAN'DAN ÇOK KONUŞULACAK BİR "TARAF" ANALİZİ!

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Taraf'ta meydana gelen depremin ardından çok konuşulacak bir yazıya imza attı..

Ahmet Hakan "Başlangıçtan sona: Taraf gazetesi analizi" başlıklı yazısında Taraf'ın kronolojisini ortaya döktü..

İşte Ahmet Hakan'ın bugünkü yazısından bir bölüm :

BAŞLANGIÇ:
Bir koalisyon gazetesi olarak çıktı Taraf... Liberal demokratlarla muhafazakâr demokratların koalisyonu...

MİSYON: Misyon şuydu: Liberal aydınlarla AK Parti iktidarı el ele tutuşacak ve bir sivilleşme harekâtı başlatacaklardı. Sonu ‘askeri vesayeti sona erdirmek’ ile biten bir misyon...
 
İLK DÖNEM: Henüz paşaların egemenliklerinin tam bitmediği dönemdi... İktidara doğrudan bağlı yayın organlarının cüret edemediği yayınları Taraf yapıyordu: Balyoz’u ortaya çıkarıyorlar, Ergenekon haberlerine imza atıyorlar, ıslak imzanın peşine düşüyorlar, bavulları savcılara teslim ediyorlar, egemenlikleri süren paşalara kafa tutuyorlar, askeri vesayetin üstüne gidiyorlardı.
 
İKTİDARLA İLİŞKİ: AK Parti’nin hoşuna gidiyordu bu yayınlar... Muhafazakârların da... Cemaatlerin de... Kaç kez duymuşumdur şu sözü: “Allah razı olsun Taraf’tan... Bizim yapamadıklarımızı yapıyorlar”.
 
HEYECAN: Havaya girmişti Taraf... İktidardan aldığı güçle gidiyordu askeri vesayetin üstüne... Heyecanlıydılar... Vahim hatalar da yapıyorlardı: Ergenekon’da atılan her adımı doğru kabul etmek, içeri düşen gazetecileri gazeteciden saymamak, Yazıcıoğlu’nun helikopterinin NTV haber merkezindeki telefonlarla düşürüldüğünü iddia etmek gibi hatalar.
 
AYRILIK SİNYALLERİ: Şöyle bir manzara çıktı ortaya: Generaller hapse girdi, Ergenekonculara bilmem kaç operasyon yapıldı, bütün sıkıştırmalara karşın bir darbe yapılamayacağı anlaşıldı. Yani saha temizlenmişti... Üstelik Zaman gazetesi, Taraf’ı da sollayan bir haberciliğe başlamıştı... İktidar açısından Taraf’a ihtiyaç kalmamıştı... Ufaktan mesafe koymalar işte bu dönemde başladı. İktidar Taraf’tan uzaklaşıyor, Taraf da bunu pek mesele etmiyormuş gibi gözüküyordu.
 
KESİN KOPUŞ: İktidar ile Taraf’ın kesin ayrılığı Uludere olayı ile başladı... Başbakan Erdoğan Uludere’den önce de Taraf’ın manşetlerini birkaç kez mesele etmişti ama bunlar henüz kesin ayrılığı gerektirecek boyuta ulaşmamıştı. Ancak gazetenin Uludere konusunda yaptığı ısrarlı ve kararlı yayınlar, iktidarla kesin kopuşu getirdi.
 
ALTAN’A VURUŞLAR: Ahmet Altan gazetede yazdığı yazılarda iktidarı yerden yere vurmaya başladı... O ana kadar Ahmet Altan’a toz kondurmayan iktidar yanlısı kalemler, bir anda Ahmet Altan düşmanı olup çıktılar. Her gün Ahmet Altan karşıtı yazılar süslemeye başladı iktidar yanlısı yayın organlarını...
 
BARANSU, USLU: Tevafuk mu dersiniz bilmiyorum tam bu sırada Emre Uslu, Mehmet Baransu gibi isimler de iktidara muhalif bir pozisyona geçtiler...
 
İKİYE BÖLÜNME: Bu arada Taraf içinde iki grup ortaya çıktı: Başını Ahmet Altan’ın çektiği “Bu işler bu iktidarla yürümez” grubu ile “Bu işler bu iktidarla yürür, hele bir sabredelim” grubu... Bu iki grubun tartışmaları gazete sayfalarında sürdü.
 
YOLUN SONU: Son aşamada Taraf, iktidar karşıtı bir pozisyondaydı. Ahmet Altan bastırıyordu. İktidarı ondan daha ağır bir şekilde eleştiren bir yazar yoktu... Elinin ayarı yoktu Altan’ın... Söylenmesi gerekeni sonuna kadar söylüyordu... Rahatsız edici bir kalem haline gelmişti iktidar açısından...
 
İSTİFA: İstifalar işte bu aşamada geldi... Ahmet Altan ve arkadaşlarının gazeteden ayrılmasına gösterilen tepkilere bakınca Taraf’ın kimseye yaranamadığını söylemek mümkün... Durum şu: İktidar kanadı sessiz bir sevinç içinde... Ulusalcılar zafer çığlıkları atıyorlar. Ergenekon Davası’nda kendilerine haksızlık yapıldığını düşünen gazeteciler Taraf’a sitem dolu mesajlar yolluyorlar... Ahmet Altan’ın son dönemin en sert muhalif olması bile iktidar karşıtlarına geçmişi unutturmuyor. En ılımlıları bile “Ahmet Altan gerçeği çok geç gördü, bir insan bu kadar öngörüsüz olamaz” diye laf çarpıyorlar.
 
EKSİKLİK: Kim ne derse desin Ahmet Altan’sız bir Taraf, Türk demokrasisi için bir büyük kayıptır. Ahmet Altan doğru bildiğini yapan, hak bildiğini söyleyen, hem de sonuna kadar söyleyen önemli bir kalemdi... Basında yokluğu hissedilecek.

Ahmet Hakan'ın yazısının tamamı için tıklayın