Polemik & Kulis
05 Mayıs 2011 08:46 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:19

ŞIK TARTIŞMASI! ZAMAN VE YENİ ŞAFAK KAVGAYA TUTUŞTU!

Zaman yazarı Etyen Mahçupyan ile Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu arasında sert bir tartışma başladı.

Biri Yeni Şafak’ın en etkin kalemi, diğeri Zaman Gazetesi’nin entellektüel yüzü...
Aralarındaki atışma ise Ahmet Şık’ın tutuklanması. Ali Bayramoğlu mahallesinin aldığı tavrı eleştiriyor. Etyen Mahçupyan ise mahalle savunmasında tam siper almış durumda.

İki yazar arasındaki söz konusu atışmanın temelini ise Ali Bayramoğlu’nun 15 Nisan’daki yazısı oluşturuyor. Bu yazıda 3 cümle var ki Etyen Mahçupyan’a savunma yaptıran da o satırlar...

ATIŞMAYA KONU OLAN 3 CÜMLE...

"1) Psikolojik harekâtın ne demek olduğunu unutarak suçlanan kişiler hakkında "eşi ve kendisi", "çevresi ve kitabı" gibi göz atmalarla hükümler vermekten kaçınmadılar. 2) Soruşturmalara ve içeriklerine bakmak yerine, bunlara destek veren ya da karşı çıkanlara bakarak tavır aldılar, Şık için yapılan destek yürüyüşünü "kitap ve tutuklama meselesi"nin kendisinden çok önemseyerek, odak kaydıran analizlere soyundular. 3) Polisten mülhem "Post-Ergenekon tabiri"nin kullanımı bu koşullarda iyice yaygınlaşırken, bir okuma hatası halinde "hakkı gasbedilen bireyler"den özür dilemenin, "hak gasbetme ihtimali yüksek devlet"ten özür dilemekten zor olduğunu, ne denli zor unuttular..."

MAHÇUPYAN’IN YANITI

Etyen Mahçupyan birinci cümleye ilişkin "hala bu kanıdayım" diyor ve Hanefi Avcı’nın eşinin kitabın yazımından haberdar olmamasını delil olarak sunuyor.
"Doğrusu hâlâ bu kanıdayım ve eşler arasında bu türden bir bilgi asimetrisi varsa, gerçekçi ve nesnel bakışın kitabın yazılma macerasını takip etmek olacağını düşünüyorum."

İkinci cümleye ilişkin ise bir itirafta bulunuyor... Satırları şöyle:
"(...) Benim asıl derdim hiçbir zaman Şık’ın ne yaptığı olmadı. Derdim her zamanki gibi, Şık etrafında oluşan gayretkeşliğin zihniyetini çözmeye çalışmaktı ve hâlâ da öyle."

Üçüncü cümledeki "polisten mülhem Pos-Ergenekon" sözü Etyen Mahçupyan’ı biraz bozmuş... Şöyle demiş:
"Aydın kesimin son dönemde yaratıcılık alanında herhangi bir sıkıntısı mı var bilemiyorum, ama Ergenekon’un önüne fazlasıyla yıpranmış, herkesin diline pelesenk olmuş ’post’u koymak için polise mi ihtiyaç var?"

ALİ BAYRAMOĞLU ERGENEKON’DAN İÇERİ GİRMİŞ OLSA...

Zaman yazarına göre Ali Bayramoğlu, "insani ilişkileri" nedeniyle konuya objektif bakamıyor... Kendi ise Şık konusunda "duyarsız"...
Yazının devamı şöyle:

"Bugün Şık’ın başına gelenler İnsel veya Bayramoğlu’nun başına gelseydi, şu anki mesafeli tavrımı devam ettirebilir miydim acaba? İmkânsız olmasa da herhalde çok zor olurdu. Bu meselede sanırım benim konumumun özü, daha önceden söylediğim gibi ’duyarsız’ olmam, yoksa ahlakî veya zihnî bir farklılaşma değil. Kendimi Ergenekon bağlamında yargılanan ve yargılayan insanların hiçbiriyle manevî bir bağ içinde hissetmiyorum. Öte yandan herkesin böyle olmasını da beklemiyorum. Yeter ki basit kamusal adaba uygun kalınsın."