Polemik & Kulis
30 Eki 2015 11:09 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:08

Sabah ve Takvim'in PKK ile görüştü dediği gazeteci:Evet Kandil'e gittim ama..

Sabah ve Takvim gazetelerinin, Cemaat imamlarının bazı PKK'lı üst düzey yetkililerle görüşerek anlaşma yaptıklarını iddiasına gazeteci Doğan Ertuğrul'dan yanıt geldi.

Gazeteci Doğan Ertuğrul, Sabah ve Takvim gazetelerinin “paralel yapı yöneticileri” diye tanımladığı Talip Büyük ve Cemal Bulut ile birlikte PKK yöneticilerinden Murat Karayılan ve Fehman Hüseyin ile Kuzey Irak’ta buluştukları ve “ihanet anlaşması yaptıkları” iddiasını yalanladı. Ziyaretin gerçekleştiği iddia edilen Ocak, 2014’te Star'da yazı işleri müdürü olduğunu söyleyen Ertuğrul, Kandil’e iki kez “haberci” olarak gittiğini söyledi. Ertuğrul, “Şu anda hükümet cephesinde bulunan gazetecilerin bilgisi dahilinde KCK yöneticileriyle bir haberci olarak görüştüm ve dönüşte geniş bir izlenim yazdım. İkinci Kandil ziyaretim yine Star'da çalıştığım dönemde oldu. Karayılan'ın eylemsizlik kararını açıkladığı toplantıya katılmak için gitmiştim” ifadesini kullandı.

Star’dan “nefret söylemi” nedeniyle Mart, 2014’te istifa eden Doğan Ertuğrul’un, “Pazartesi Konuşmaları” başlığı altında söyleşilerinin yayımlandığı Zaman’da yayımlanan yazılı açıklaması şöyle:

“Havuzun beceriksiz 'özel istihbarat birimi' bugün güya gizli bir ihanet anlaşmasını daha deşifre etmiş! Neymiş efendim, PKK ile Paralel Yapı yöneticileri Ocak ve Ekim 2014'te gizlice görüşüp Türkiye'ye karşı birlikte hareket etme konusunda anlaşmaya varmış.

“'Zirveye' terör örgütü PKK-KCK'dan Murat Karayılan ve -havuzun öldürmelere doyamadığı- Fehman Hüseyin, Paralel Yapı adına da Kuzey Irak imamı Talip Büyük medya-eğitim yöneticileri Cemal Bulut ve ben katılmışım. Eh tabi iş zirve olunca insan gururlanıyor da (!) Nabi Avcı'nın bir zamanlar çok sevdiği tabirle bazı pis gerçekler güzelim teoriyi,  havuz haberini berbat ediyor.

“Öncelikle Ocak 2014 tarihinde ben bir zamanlar havuz medyasının vurucu gücü Star'da yazı işleri müdürüydüm. Evet Star'da görev yaptığım dönemde, şu anda hükümet cephesinde bulunan gazetecilerin bilgisi dahilinde KCK yöneticileriyle bir haberci olarak görüştüm ve dönüşte geniş bir izlenim yazdım. İkinci Kandil ziyaretim yine Star'da çalıştığım dönemde oldu. Karayılan'ın eylemsizlik kararını açıkladığı toplantıya katılmak için gitmiştim. Türk basınından herhalde sadece magazin muhabirleri yoktu o toplantıda herkes oradaydı. Star'dan ayrıldıktan sonra hiç kimseyle görüşmedim.

“İkinci olarak, havuzun beceriksiz istihbarat birimi yine işini eksik yapmış. Hadi gazetecilikten MİT danışmanlığına giden arkadaş gözden kaçırdı ve Zaman Yayın Yönetmen yardımcısı yazdı sizin aklınıza hiç gelmedi mi gazetenin künyesine bakmak. Ben Zaman'da muhabirim ve sadece röportaj yapıyorum. Ama itiraf edeyim epeyce tebrik mesajı aldım yayın yönetmen yardımcılığı için...

“Ve son olarak. İşbirliği mi arıyorsunuz… ‘Türk medyasına elimizde paralel yapıyla ilgili belgeler var. Yayınlamaya cesaret edecek gazeteciye vermeye hazırız’ diyen M. Karayılan'a ‘İyi de o belgeler Kandil'in dağlarında mı yetişiyor? Sizin elinize nasıl geçti? MİT ile nasıl bir ilişkiniz var ki devletin gizli belgeleri elinizde bulunuyor?’ diye sorun. Olmadı, Sayın Bahçeli'nin Kandil ve İmralı arasında kriptolu telefon sorusunun peşine düşün. Mesela ben Bahçeli'nin bu sözlerine hükümet cenahından neden cevap gelmediğinin peşine düştüm. MHP Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ'a bu soruyu yöneltince, ‘Sayın Bahçeli cevabını bilmediği soruyu sormaz’ cevabını aldım. Bunu da röportaj olarak yayınladık. Demek ki doğru izdeyim. Anlaşılan Kandil'e kriptolu telefon verenler, kendi suçlarını gizlemek için işbirliği hikayesi uyduruyor. Ama linç etmeye kalksalar da biz kriptolu telefonun izini bırakmayacağız.”