Medya
18 Oca 2011 08:19 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:58

OKAN BAYÜLGEN'E 101 IRKÇILIK DERSİ!

Okan Bayülgen'in siyahlara yönelik tutumu ise bilmemekten değil, 'kendini bilmemekten' kaynaklanıyor.

Okan'a 'Irkçılık 101' dersi

Bir dönem Türkiye'de futbol oynayan Steven Kompela anlatıyor: 'Bir gün otobüsün içinde oturuyoruz, bizim Gaziantepli bir sporcu da benim arkamda. Bir baktım, kafamda böyle bir şey geliyor, o an İngilizce konuşuyorum: 'What happened?' Adam saça bakıyor bu nasıl bir saç diye. Hem de sporcu, o kadar yakınız ki, düşünebiliyor musun?'

Bunu bana anlattığında 1998 yılıydı, Kompela'nın ünlü olduğu yılların üzerinden de epey geçti o yüzden belki hatırlatmam gerekebilir: Kompela, Güney Afrikalı siyah bir futbolcuydu. Gaziantepli futbolcu da hayatı boyunca hiç görmediği, hiç temas etmediği siyah teninin nasıl olduğunu merak ettiğinden saçına dokunuyordu.

***
Türkiye'de siyahlara yönelik ırkçılık olmadığı biz beyaz-Sünni-Müslüman Türklerin kendi kendimizi avutmak için inandığımız bir yalandır.

Türkiye'nin Amerika'daki gibi bir kölelik kültürü olmadığı, dolayısıyla siyahlara yönelik bir tutum da alamayacağı söylenir. Osmanlı'da Afrikalıların nasıl değerlendirildiğini nedense hatırlamak istemeyiz bunu söylerken.

Cumhuriyet Türkiye'sinde belki KuKluxKlan'ımız yok, güney şehrinde köle çalıştıran zenginimiz de.

Ama Türkiye'de içselleştirilmiş, gündelik bir siyah ırkçılığı var. Ve tıpkı Anti-Semitizm gibi bu tür bir ayrımcılık da kendisine gündelik dilde hayat bulur, benimsenir, sık sık tekrarlanır.

Okan Bayülgen'in Afrikalı bir futbolcuyu kastederek 'Bu arkadaş gemiyle gelen insanlardan mı' demesi de bu gündelik ırkçılığın yansımasından farklı yorumlanamaz.
Trabzonspor'un eski Başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ın zamanında bir futbolcuya 'Yamyam' demesinden farksızdır. Yılmaz, futbolcudan özür dilemek için 'Ben Arap demek istedim' demişti: Kevin Campbell İngiliz'di!

Evcil hayvanlarına 'Arap' diye isim takan, yamyamı Arap'la örtmeye çalışan bir toplumda ırkçılığın olmadığını kim söyleyebilir...

Bu ırkçılık önyargılarla tetiklenir; İstanbul sokaklarında gördüğünüz her siyahın mutlaka Tarlabaşı'nda 'torbacı' olduğu ya da AIDS saçtığı düşünülür.
 

Zamanında İstanbulspor'a futbol oynamak için gelen Francis Aneke sağlık testinde HIV pozitif çıkınca apar topar sınır dışı edildi; KLM dışındaki firmalar onu yolcu olarak kabul etmeyi bile reddetti. Bunu bir 'beyaz' futbolcuya, bir Türk'e yapabilir miydik?

***
Okan Bayülgen'in siyahlara yönelik tutumu ise bilmemekten değil, 'kendini bilmemekten' kaynaklanıyor.

'Ben nasıl ırkçı olurum, siyahların fotoğraflarını çektim, Afrikalı bir kızla aşk yaşadım' açıklamasının kolaycılığına, anaokul seviyesine hiç değinmiyorum bile. Ama söylemeden edemeyeceğim. Demek ki 'siyahlar' Okan Bayülgen'in fotoğraf objesi ya da kız arkadaşı olduğu sürece problem teşkil etmeyecek: Yeter ki gemilerle gelmesinler, bizi rahatsız etmesinler!

Zannedersem, Okan Bayülgen yıllar önce Serge Gainsbourg'a özenerek çıktığı kimlik arayışında artık iyice yanılsamaya kapılarak kendisini iyiden iyiye Fransız zannetmeye başlamış.

Galiba onu arabasının yol bilgisayarını, cep telefonunu Fransızca mönüyle kullanmaya, evine musluksuz klozet yanına 'bidet' yaptırmaya iten de bu.

Kim bilir, belki de evde kendine 'Mondieu! Republique yanıyor, racaille'lar bizi ele geçiriyor, Fransa nereye' diye endişeleniyordur. 'Banlieue'lerde yükselen ateşten korkup Jamel Debbouze'yi komik de bulmuyor olabilir.

Bu dünya bu insanları da üretti sonuçta; Monsieur Sarkozy gibi Okan Bayülgen'e de yer var.
Ama ona kötü bir haberim var.
Okan Bayülgen de pek çoğumuz gibi sadece bir Türk vatandaşı. Uçağın tekerleği CDG'ye değdiğinden itibaren lacivert pasaportundaki Schengen vizesiyle gümrükten geçmek isteyen ve 'L'Hotel Particulier'e yerleşip 'Melody Nelson'un izini sürmek isteyen binlerce turistten biri. ('Da Vinci Şifresi' peşindekilerden daha sofistike tabii ki.)
O da pasaportunu uzattıktan sonra gümrük memurunun sorularına, yüz ifadesine, bakışlarına muhatap oluyor ve Fransa topraklarında diğer 'göçmenlerden' hiçbir farkı, ayrıcalığı olmadığını anlıyor.

Kendini bilse, buradan yola çıkarak Karabüksporlu futbolcu Emenike için  'Tekneyle gelen arkadaşlardan mı' demenin de nasıl ırkçılık olarak yorumlanabileceğini anlardı.
Ve evet, hala bir özür borçlu.

Oray EĞİN / AKŞAM