Medya
06 Şub 2013 17:38 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:00

"ÖCALAN'IN DEVLETİ ÇOK İYİ OYALADIĞINI GÖRÜYORUM!" TARAF YAZARINDAN ÖCALAN YORUMU!

Taraf Gazetesi yazarı Emre Uslu, bugünkü köşe yazısında, İmralı sürecini masaya yatırdı. Uslu'ya göre Öcalan devleti oyalıyor...

İşte Emre Uslu'nun bugünkü yazısı;

Barış sürecinde barış geldi geliyor diye medyada tüttürülen havayı en iyi Ayşen Gruda özetlemiş. "Bu devlet bana bir görev verirse ben korkmadan ama hiç korkmadan mağaralara gidip o insanları ikna ederim. Masal anlatsam bile beni dinlerler. Kandil'e gidip PKK'yı ikna edebilirim" demiş. Herkesin hikâye anlatıp barış getirdiği bir yerde bırakın bir hikâye de Gruda anlatsın. Üstelik sizden daha samimi ve daha iyi anlatır mesele hikâye anlatmaksa.

Benim karnım tok bu tip hikâyelere. PKK sınır dışına çekileceğini deklare edene kadar inanmama hakkımı kullanacağım. Çünkü barış geldi geliyor diyenler bana şu sorunun cevabını veremiyor: 2011 Silvan'dan bu yana ne değişti ki sizin söylediğiniz şartlarda bir barışı PKK kabul etsin? PKK hangi gerekçeyle sonu silah bırakmaya gidecek bir barış sürecine evet dedi, neden?

Ayrıca ben Öcalan'ın da devleti çok iyi oyaladığını bu tür "barış" girişimlerinin tümünden kazançlı çıktığını görüyorum. Yakında Öcalan'ın yine bir bahane bulup "geri çekileceğini" düşünüyorum. Ancak şu an itibariyle hem PKK'nın biraz nefes almaya ihtiyacı var, hem de Öcalan'ın bu süreçte parlamenter ziyaretleri gibi yeni kazanımlar elde etmesi mümkün oluyor. Bu kazanımlarını alıp normalleştirdikten sonra PKK yine bir "mızıkçılık" eder, Öcalan yine trip atıp geri çekiliyormuş gibi yapar, çatışmalar yeniden başlar biz yine suya giderken susuz döneriz.

Bu nedenle ben inanmama hakkımı kullanmaya devam ediyorum.

Peki, barış geliyor diye devlet kaynaklı bilgiler nereden çıkıyor? Benim gördüğümü onlar göremiyor mu?

Elbette benim gördüğümü devlet de görüyor. Hatta devlet de barışın gelme ihtimalinin az olduğunu biliyor. Tam da bunun için bizzat olmayacak barışa inandırmaya çalışıyor bizi. Çünkü aslında onlar bize A Planı'nı anlatırken B Planı'nı hesaplıyorlar.


Devletin aklındaki B Planı:


1) Barış gelse de gelmese de İmralı süreciyle birlikte bir umut yaratırız. En azından bu umudun üzerine bir "çatışmasızlık" süreci başlatabilirsek önümüzdeki iki yılı kurtarırız. Bu iki yılın seçim yılı olması nedeniyle, hem AKP kazanır hem de süreci erteleyerek bu sıkıntılı dönemi atlatmış oluruz. Enerjimizi Suriye gibi konulara verebiliriz.


2) Eğer PKK bu süreci dinler ve "çatışmasızlık" kararını kabul ederse bu, yaratılan ortam nedeniyle PKK'nın sınır dışına çekilmeyi de kabul edeceği anlamına gelir. En azından bu fikir PKK'ya destek veren taban üzerinde aşılanmış olur. Böylece bizzat PKK'nın kendi tabanı "PKK sınır dışına çekilsin" diye baskı kurabilir. En azından bu yöndeki fikirlere açık hâle gelebilir ki bu da kazanımdır . Zira PKK tabanı ilk defa PKK tarafından yaratılmayan bir siyasal diskuru tartışıp kabul etme noktasına gelmiş olur.


3) Bu tartışmayla yaratılan siyasal ortamda eğer Öcalan barış için PKK'ya sınır dışına çekilin talimatı verirse bu büyük bir kazanç olur. Eğer bu talimatı veremezse Öcalan'ın liderliği sorgulanır. En azından bazı Kürt çevreleri Öcalan'ın liderliğini ciddi oranda sorgular. Bu da bir kazanımdır.


4) Eğer Öcalan PKK'ya sınır dışına çıkın çağırısı yapar ve PKK buna karşı çıkarsa, tarihi boyunca PKK ile Öcalan arasındaki çatlak ilk defa bu kadar net olarak su yüzüne çıkmış olacak. Böylece Öcalan ile PKK'yı karşı karşıya getirmiş oluruz. Bu da Öcalan'ı destekleyen taban ile Öcalan'a karşı çıkan PKK tavanı arasında bir çatlak yaratmak anlamına gelir ki bu da kendi başına kazanımdır .


5) Bu süreçten başarısız çıksak bile bölgede gücü giderek silinen AKP'nin süreçten güçlenerek çıkacağı muhakkak. Şimdi bütün günahlar PKK'nın sırtına sarılacak ve bölge halkı ile AKP'nin arası iyileşirken PKK ve BDP'nin arası kötüleşecektir. Yani süreç başarısızlıkla sonuçlansa bile siyasi düzlemde kazanan AKP olacaktır.

Sanırım kabaca devlet ve AKP sürecin riskini bu şekilde görüyor ve en azından Öcalan ve PKK'yı bir tercihe zorlamayı hedefliyor. Bu durumda taraflar tercih yapacaklar. Yapılan tercihten bir sonuç çıkarsa AKP ve devlet kazanacak. Sonuç çıkmazsa da yine AKP ve devlet kazanacak. Zira hem AKP bölgede oy kaybetmeyecek, hem de Öcalan ile PKK karşı karşıya gelmiş olacak.

Bu hesapta kötü bir taraf var mı? Bu hesapta niyet halis olabilir ama hesabın kendisi yanlış. Bu hesabın bir de öbür yüzü var. Benim itirazım da hesapta "olmayan" kısımlara. O da bu süreçten PKK nasıl çıkacak sorusu?

Öncelikle bu hesaptan bir barış çıkmazsa biz umudumuzu tüketiriz. Bu kötü bir risk. Ayrıca, PKK da kendi hamlelerini yapıyor. Devletin hesabı gelecek iki yılı kurtarmak ama PKK'nın hesabı gelecek yirmi yıl üzerine kurulu. Kısa vadede AKP ve devlet kazanıyor görünse bile uzun vadede PKK'nın kazançlı çıkması sözkonusu...

Taraf