Polemik & Kulis
27 Eki 2011 10:18
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:56
NEREYE ŞARLAYACAĞINI BİLMEYEN SİNİRİ BOZUK ADAM! STAR'DA KAVGA PATLADI!
Ahmet Kekeç'in yazısına eleştiri oklarıyla karşılık veren Star başyazarı Mehmet Altan'a cevap çok sert geldi.
Aslında herşey, Star yazarı Ahmet Kekeç’in salı günü yazdığı İyi Ki Japon Değiliz başlıklı yazısıyla başladı. Kekeç yazısında deprem klişelerini ele alıyor ve uzun uzun deprem uzmanlarının sözlerinden örneklerle yazısını zenginleştiriyordu.
BAŞYAZARDAN SERT ELEŞTİRİ
Bu yazının hemen ardından dün Star gazetesi başyazarı Mehmet Altan, sert bir yazı kaleme aldı.
İnşaat Mühendisleri Odası Van Şube Başkanı Şemsettin Bakır’ın “İnşaatta dere kumu kullanılmış. Beton o kadar dayanıksız ki elde ufalanıyor” tespitini köşesine taşıyan Mehmet Altan zor bir de soru soruyordu:
"Buna kahrolmak mı gerekir, yoksa ‘kardeşlik’ vurgusunu öne çıkararak felaketten yersiz bir şekilde nasiplenmek mi? Eğer yöntem övünmek ise öldüren ‘hırsızlık’ ne olacak? Öldüren hırsızlık ve hırsızlar da kardeşimiz mi, kardeşiniz mi?"
YANIT GECİKMEDİ AMA...
Mehmet Altan’ın "hırsızlar da kardeşimiz mi, kardeşiniz mi?" sorusuna yanıt çok çabuk ve çarpıcı bir şekilde geldi. Star yazarı Ahmet Kekeç "Karar verdim, bir şeyi anlatırken “ironi” yapmayacağım." diyerek başladı söze ve şöyle devam etti:
"Bodoslamadan dalacağım. Mesajımı, spekülasyona ve “maksadını aşan çıkarımlara” mahal bırakmayacak bir biçimde, net, açık, dosdoğru, “sözü süsleme” yollarına başvurmadan ileteceğim.
Ki, “hırsızlar da kardeşiniz mi?” türünden, bir sinir bozukluğunun ürünü olduğunu tahmin ettiğim tacizlerle karşılaşmayayım.
Hırsızlara yönelik eleştirilerin siyaseti ve yönetimi rahatsız edebileceğini aklımdan geçirmediğim gibi, hırsız üreten yapının, sadece siyasetin ve yönetimin bir zaafı olarak ortaya çıkmadığını, bunun aynı zamanda bir “ahlak sorunu” olduğuna inandım. Hâlâ böyle inanıyorum.
NEREYE ŞARLAYACAĞINI BİLEMEYEN SİNİRİ BOZUK BİR ADAM
Kekeç ardından şöyle devam etti yazısına:
Şunu anladım: İroni yapmayacaksın. Espriden zinhar uzak duracaksın. Hele, “Bunca olumsuz görüntü ortadayken, hiç değilse insanımızdaki dayanışma ruhuyla teselli bulalım” demeyeceksin.
Nereye şarlayacağını bilemeyen bir siniri bozuk adam çıkar, seni hırsızları korumakla, hırsızları “kardeş” bellemekle suçlar.
Kekeç böyle yazdı ama yazısının sonuna bir de not eklemeyi ihmal etmedi:
"Terbiye sınırlarının aşıldığını düşündüğüm için bu yazıyı yazmak zorunda kaldım. Niyetim hır çıkarmak değil."
BAŞYAZARDAN SERT ELEŞTİRİ
Bu yazının hemen ardından dün Star gazetesi başyazarı Mehmet Altan, sert bir yazı kaleme aldı.
İnşaat Mühendisleri Odası Van Şube Başkanı Şemsettin Bakır’ın “İnşaatta dere kumu kullanılmış. Beton o kadar dayanıksız ki elde ufalanıyor” tespitini köşesine taşıyan Mehmet Altan zor bir de soru soruyordu:
"Buna kahrolmak mı gerekir, yoksa ‘kardeşlik’ vurgusunu öne çıkararak felaketten yersiz bir şekilde nasiplenmek mi? Eğer yöntem övünmek ise öldüren ‘hırsızlık’ ne olacak? Öldüren hırsızlık ve hırsızlar da kardeşimiz mi, kardeşiniz mi?"
YANIT GECİKMEDİ AMA...
Mehmet Altan’ın "hırsızlar da kardeşimiz mi, kardeşiniz mi?" sorusuna yanıt çok çabuk ve çarpıcı bir şekilde geldi. Star yazarı Ahmet Kekeç "Karar verdim, bir şeyi anlatırken “ironi” yapmayacağım." diyerek başladı söze ve şöyle devam etti:
"Bodoslamadan dalacağım. Mesajımı, spekülasyona ve “maksadını aşan çıkarımlara” mahal bırakmayacak bir biçimde, net, açık, dosdoğru, “sözü süsleme” yollarına başvurmadan ileteceğim.
Ki, “hırsızlar da kardeşiniz mi?” türünden, bir sinir bozukluğunun ürünü olduğunu tahmin ettiğim tacizlerle karşılaşmayayım.
Hırsızlara yönelik eleştirilerin siyaseti ve yönetimi rahatsız edebileceğini aklımdan geçirmediğim gibi, hırsız üreten yapının, sadece siyasetin ve yönetimin bir zaafı olarak ortaya çıkmadığını, bunun aynı zamanda bir “ahlak sorunu” olduğuna inandım. Hâlâ böyle inanıyorum.
NEREYE ŞARLAYACAĞINI BİLEMEYEN SİNİRİ BOZUK BİR ADAM
Kekeç ardından şöyle devam etti yazısına:
Şunu anladım: İroni yapmayacaksın. Espriden zinhar uzak duracaksın. Hele, “Bunca olumsuz görüntü ortadayken, hiç değilse insanımızdaki dayanışma ruhuyla teselli bulalım” demeyeceksin.
Nereye şarlayacağını bilemeyen bir siniri bozuk adam çıkar, seni hırsızları korumakla, hırsızları “kardeş” bellemekle suçlar.
Kekeç böyle yazdı ama yazısının sonuna bir de not eklemeyi ihmal etmedi:
"Terbiye sınırlarının aşıldığını düşündüğüm için bu yazıyı yazmak zorunda kaldım. Niyetim hır çıkarmak değil."
