İşin bir ucu Filistin’e çıkar! Hedefte Vatikan ve Katolikler mi var?

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar yapılan son kilise saldırısının niçin yapılmış olabileceğini analiz etmeye çalıştı…

Efendim: çoktandır ülkemizde Hıristiyan vatandaşlarımıza ve onların ibadet yerlerine yönelik ciddi sayılabilecek bir saldırı olmamıştı. Oysa şimdi Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi'nde yapılan saldırı ile bu sakinlik bozuldu. Yapılan açıklamaya göre, biri Tacik biri Rus IŞİD’li olduğu söylenen, maskeli iki kişi tarafından yapılan silahlı saldırıda, başından vurularak öldürülen kişinin ise 52 yaşındaki Tuncer Murat Cihan olduğu ortaya çıktı.

İyi ama neden şimdi bu olay oldu? Neden bir kilise ortamı hedef alındı? Bunun bir sebebi olmalı değil mi? İşte bende kıt aklımla (!) buna bir cevap aramaya koyuldum. İyi – kötü olayları değerlendirmeye çalışan bir aklım ve mantık süzgecinden geçirmeye uğraşan bir beynim var. Şükür ki halen çalışıyor. Yanılabilirim elbette o başka. Neyse, ilk intibaım şudur:

 “Bireysel Hedefli” Bir Saldırı değil!..

Öncelikle bunun  bireysel hedefli bir saldırı olmadığını düşünüyorum. Oysa ilk anda yapılan açıklamaya da binaen saldırı sadece olayda ölen Tuncer Murat Cihan’a yönelikmiş gibi bir algı oluştu. Sanki olağan bir çek-senet, alacak verecek ya da namus hesaplaşmasıymış gibi. Doğrusu o zaman niye bu kişinin kiliseden içeri girmesi beklensin ve neden emekli ve zihinsel problemli olduğu iddia edilen birine iki tane tetikçi yollansın ki?

Oysa anlaşılan o ki, saldırganların hareket tarzına baktığımızda eylemin özellikle kilise ortamında olması istenmiş görünüyor. İkincisi gene davranışları bu konuda eğitimli olduklarını gösteriyor. Kaçarı yok, sahne çoktan kurulmuş. Atacakları her adım hesaplanmış görünüyor. Gerisi şaşırtmaca…  

Tabii burada haklı olarak “Madem saldırı o halde niye daha fazla ölü ve yaralı olmadı?” denebilir. O zaman “Öyle tasarlanmış da ondan” derim. İsteselerdi rahatlıkla yapabilirlerdi. (Yeni bir “Reina Olayı” istenmedi demek ki!) Muhtemelen  “Önemli olan mesajın verilmesi” denip yakalanmaları durumunda önceden hazırlanmış “kalıp ifadeleri”ne zemin hazırlanmış olabilir. (Bunu yakında anlarız!) Önemli olan yerin kilise olması. Gerisi kurgu gereği aldatıcı bir görüntü olsa gerek. Ayrıca çok kan akıtıp Türkiye’nin tepkisini daha fazla çekmek istememiş olabilirler. Bu kadarı yeterli görülmüş.

Katolik Dünyaya Bir Operasyon Yapılmıştır!..

Bu gibi her olayda söylenebileceği gibi birçok iddia veya yorum yapılabilir. ( “Ülkenin huzur ve güvenliğini bozmak isteyen güçler” tipi sığ politikacı veya bürokrat tarzı klişe laflarını geçiyorum. Zaten hangi terör huzur ve güven olsun diye yapılır ki? Ne zekice analiz bunlar!) Bir kısmı dezenformasyon amaçlı olsa da doğrudur veya yanlıştır diyemem. Önemli olan kendi mantık süzgecim ve zihinsel sağlamamdır. Ve tabii birde sezilerim…

İzninizle varsayımlara dayalı teorimi kurmaya çalışayım:

  • Bu olayla Katolik dünyaya bir operasyon yapılmıştır. Vatikan etkisindeki Latin Katolik kilise mensuplarına ve izleyicilerine bir “ bilinçaltı mesaj” verilmek istenmiştir. Bu mesaj “İslami tehdit ve terör”dür!
  • Bilhassa başta İtalya olmak üzere tüm Avrupa coğrafyasının Katolik toplumları hedeflenmiştir. Noel’de Papa Franciscus’un konuşma yaptığı ve Filistin’e barış istediği Roma’nın Aziz Petrus Meydanı’nda her taraf Filistin Bayraklarıyla donanmıştı. Bundan rahatsız olanlar olmalı!
  • Sebebi Avrupa Hristiyan - Katolik kamuoyunun ağırlıkla en son İsrail’e karşı Filistin’den yana tavır koymasıdır. “Bakın, siz bunları destekliyorsunuz ama…” denmiştir.
  • Avrupalı hükümetler bu konuda yalpalasa da Avrupalı Katolik Hıristiyan kamuoyu genel olarak protest tavırlı durdular.
  • Batı dünyasındaki bu kanaati değiştirmek gerekiyordu. Onun için Katolik Hıristiyanları etkileyip huzursuz edecek bir şeyler yapılmalıydı.
  • Anlaşılan o ki IŞİD öcüsü tekrar hortlatıldı ve devreye sokuldu. Burada örgütün markası değil önemli olan militanların “İslamcı” çıkmasıydı. “İhale” süreci tamamlandı.
  • Şimdilik bir “Hatırlatma” yapıldı. O yüzden fazla kanlı olsun istenmedi. Kilise adresi ve sembolü yeterli görüldü.
  • Son dönemde genelde dünyada özelde Avrupa’da kabaran bir İsrail karşıtı ve Filistin yanlısı dalga var. Gazze’ye destek belirgindi. Bunun kırılması gerekiyordu.
  • Bu “terör” formatı verilmiş bir psikolojik savaş operasyonudur.
  • İsrail’in tam Lahey Adalet Divanı’nda “Soykırım” suçuyla yargılandığı bir aşamada, kanaatleri etkilemek yönünde bir adım olarak en azından “manidar” görünüyor.

Niçin Türkiye?..

Peki o halde eylem niçin Türkiye’de yapıldı? Bu olayın Türkiye ile ilgisi ne? Eylem yapabilecekleri başka ülke mi yoktu? Hatta Avrupa coğrafyasında yapsalar daha etkili olmaz mıydı? Şimdi buna cevap arayalım:

  1. Türkiye laik de olsa sonuçta bir İslam ülkesidir. “Bu topraklar bunları yetiştiriyor” ya da “koruyor” denilmek istenmiştir.
  2. Türkiye’nin Hıristiyanları yeterince korumadığı algısı yaratılmaya uğraşılmıştır.
  3. İlginçtir Türkiye’nin mülteci politikası ile ilgili bir boyutu olabilir. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni Türkiye’ye geldi. Kapalıçarşı’yı bile gezdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Acaba Türkiye ile İtalya arasında gizli bir anlaşma mı yapıldı? Bunu istemeyen kimi güçler hem Türkiye’ye hem İtalya’ya ayrıca bir mesaj mı verdi?
  4. İtalya Fransa ile mülteciler konusunda sürtüşüyor. Hatta kriz bile yaşandı. Bir anlaşmazlık yaşanıyor. O buralara kadar mı yansıdı?
  5. Türkiye’ye “Ayağını denk al, çizmeyi aşma. Filistin’i desteklemekten vazgeç. Yoksa terörü ülkene taşırız” mı denildi?
  6. Çok konu dışı gibi görünebilecek bir not diyelim. Acaba Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliği oylaması tavrından rahatsız olan bir başka gücün hareketi olabilir mi?

 

Yaklaşımım bu yönde. İlla “Doğrudur” ya da “kesindir” diyemem. “Benim penceremden böyle olabilir” diyebilirim. Olay ve verileri alt alta topladığımda bu sonuç çıkıyor. (Bu olayda baş şüpheliler tabii ki İsrail, ABD, İngiltere üçlüsü olabilir. Ancak hiç belli olmaz. Her seçeneğe açık düşünmek gerek) Tabii denklemi yanlış kurabilir yahut bazı kalemleri es geçmiş olabilirim. Hiç hesapta olmayan, benim göremediğim, akla gelmeyen veya üstü örtülen yönlerde çıkabilir. İyisi mi soru sormaya olayı izlemeye devam…

Yaşadığımız dünyada olmaz, olmaz!..

29. 01. 2024