Polemik & Kulis
19 Nis 2010 14:04 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:14

İLAHİ CENGİZ ÇANDAR! İLLA BİR ŞEYDEN UTANACAKSAN, SEN ÖNCE ŞU SATIRLARINDAN UTAN!

Cengiz Çandar, Hürriyet'in Osman Can'ın eşiyle ilgili haberi için "yüzüm kızardı" deyince hangi yazardan zehir zemberek cevap geldi?

Cengiz Çandar, Anayasa Mahkemesi Raportörü ve Demokrat Yargı Derneği eşbaşkanı Osman Can’ın eşiyle ilgili bir haber nedeniyle yüzünün kızardığını yazmıştı.
Yeniçağ yazarı Selcan Taşçı da bu yazı üzerine yazdığı "Sana kırmızı çok yakışıyor" başlıklı yazısında Cengiz Çandar’ı şöyle eleştirdi:

"Osman Can’ın eşiyle ilgili haberin yüzünü kızarttığını söyleyen Cengiz Çandar madem utanabiliyor; Ümraniye sanıkları ve şüphelilerinin ailelerine atılan iftiralar için de birikmiş bir "nar gibi kızarma" töreni düzenler artık.
(...)
Pembeleşse yeterdi

İlahi Cengiz Çandar...
Sen şimdi... Bazı gazeteler, insanların karılarının, kocalarının, kızlarının, anne-babalarının hayatlarını didik ederken, boy boy fotoğraflarını yayımlarken, hiçbir suç unsuru barındırmayan ama rastgele, orasından, burasından yayımlanınca "yuva yıkan" konuşmaları roman gibi tefrika ederken, bu topluma hemen her gün askerlerin, akademisyenlerin, siyasilerin yatak odalarından naklen kara propaganda yaparken, öyle "savaşın bel altına indiğini" itiraf ederek filan da değil, haklı bir mücadele yürüttükleri savıyla primitif iddianameler yazarken, pembeleştiğine dahi şahit olmadığımız suratının şimdi kızardığını mı söylüyorsun?..

(...)Sen şimdi... Yüzlerce insanın namusunu, onurunu, şerefini, ahlakını, ailesini, dününü, bugününü, yarınını lekeleyen kampanyadan, neredeyse üç yıldır rahatsız olmuyorsun da... Bu kampanyanın karargahı gibi çalışan Taraf’ın "bir gün gerisinde kalmayı"mı yediremiyorsun kendine?...

BU SATIRLARDAN UTAN!

İlla bir şeyden utacaksan, sen önce şu satırlarından utan Cengiz Çandar:

(...)Hürriyet gazetesinin arşivine bakın, anlarsınız. Enis Berberoğlu, bu ’sicili’ bir nebze düzeltirsin diye umut etmiştik. Hata mı etmişiz? Hata etmediğimizi göstermek için fırsatlar tükenmiş sayılmaz. Enis Berberoğlu, faili kendisi değilse ki, sanmayız, bu son ’suikast’ın failini ’adalet’e bir an önce teslim etmelidir.
Bir gazeteci için, bir başka gazeteciyi, sırf yaptığı haberin ucu "tanıdık" birine dokundu diye, Başbakan’la korkutmaktan daha utanç verici ne olabilir?
Bence hazır yüzü kızarmaya başlamışken, aynaya bakmalı Çandar. Sahibi tarafından katledilen bir "kişilik"ten geriye ne kaldığını görür belki.. Belki de, hiçbirşey göremez, kimbilir!"