Medya
06 Eki 2010 09:04 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:41

HANEFİ AVCI GAZETECİLERE GÖNDERDİĞİ MEKTUPTA NELER YAZDI?

Hanefi Avcı, Silivri Cezaevi'nden, dört gazeteciye altı sayfalık bir mektup gönderdi. İşte mektubun tam metni:

Avcı’dan mektup var

Yazdığı kitap ve Devrimci Karargah operasyonunda tutuklanmasıyla gündemin ilk sıralarına yerleşen ünlü Emniyet Müdürü Avcı, cezaevinden gönderdiği mektupta hakkındaki iddialara yanıt verdi ve “Her devirde korkanlar, sinenler bugün de sessiz kalmaktadır” dedi

Hanefi Avcı, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nden, kendi el yazısıyla dört gazeteciye altı sayfalık bir mektup gönderdi. Bu gazeteciler ben, Milliyet’ten Nedim Şener ile Hürriyet’ten Necdet Açan ve Toygun Atilla. Avcı, Silivri’ye nakledildiğinden beri televizyon izleyebildiğini, 1 Ekim itibariyle de gazeteleri okuyabildiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Bu arada ne konuşuldu, ne yazıldı tam olarak bilemiyorum ama kısmen izlediğim yayınlardan, dosyada gizlilik olarak ne bana ne de arkadaşım Necdet’e (Kılıç) sorulmayan konuların el altından, soruşturmacılar tarafından basına servis edildiğini görüyorum. Onlar herşeyi basına servis ediyor, linç kampanyası yapmak istiyorlar, ben de bu kısıtlı imkanlarla, sizlerin aracılığı ile kısa cevaplar vermek istiyorum.” Avcı, bu sözlerin ardından biz dört gazeteciye şöyle seslenmiş: “Benin savunun demiyorum. Suçumu, kusurumu görürseniz, özellikle rica ediyorum en acımasız biçimde eleştirin. Bu benim davam değil. Bu ülkede yaşayan herkesin sorunudur.”

Bu aşamadan sonra okuyucuyu Avcı’nın mektubundan çarpıcı bölümlerle baş başa bırakmak istiyorum. Avcı olayı ve mektupta dile getirdiği hususlar hakkındaki görüşlerimi, bu arada bir gazeteci olarak ne yaptığımı, neden yaptığımı yarın yazacağımı duyurmuş olayım:

CEMAATLERE BAKIŞ:
“Ben ne Gülen cemaatini, ne tarikatları ne de başka fikir, düşünce, inanç hareketlerini suç olarak görmüyorum. Hatta kendi mecralarında kalmak kaydıyla faydalı bile olduklarını savunuyorum. Kitabımı tam okumayanlar, birinci bölümde bu konuları ne kadar açık yazdığımı, devletin baskıcı anlayışını, Susurluk, 28 Şubat, Ergenekonvari düşünce ve anlayışlara karşı çıktığımı göremiyorlar. Bunlara karşı çıktığım kadar bir cemaatin emniyet ve adliye içerisindeki elemanları vasıtasıyla, hukuksuz olarak binlerce kişiyi dinlemesine , elde edilen bilgileri şantaj, iftira amaçlı kullanmasına, adli tatbikatları sahte evrak ve belgelerle yanlış yönlendirmesine, kendine karşı olan kişi ve gruplara komplo yapmasına da karşıyım.”

NİÇİN KİTAP YAZDI?
“Kitap yazdığı için mi tutuklandı?” yoksa “hakkında işlem yapılacağı için mi kitap yazdı?” diyorlar. Bunu öğrenmek için başkalarının yalancısı olmaya gerek yok, araştırılırsa doğru bulunur. 9 ay önce tüm bakanlıklara yazılı müracaat etmişim, gereği yapılmamış. Kitap çıkınca her koldan hakkımda tahkikat başlamış. Tahkikattaki tüm emareler kitaptan sonrasını kapsıyor, öncesine ait ellerinde ne var ki?”

DEVRİMCİ KARARGAH:
“İddia ediyorum ben Necdet Kılıç’tan dolayı tutuklanmadım. Tersine Necdet Kılıç benden dolayı tutuklandı, bu olayda masumdur. İddia ediyorum, bir tek suç içeren konuşmam yoktur, ne Necdet Kılıç ile ne de başka birisiyle. Hiç kimseye kanunsuz bir konuda yardım etmem. Ettiğime dair emare bulamazlar. “Bir emniyet müdürü neden sol gruba yardım eder? Bu sol grup neci? Amacı, ideolojisi bile belli olmayan bir örgüte neden yardım edeyim? Benim hayatım devlete karşı olan gruplarla mücadeleyle geçti. Hem de öyle sıradan değildi bu gruplar. Benim 1992-96 arası İstanbul’daki görevlerim ve kurduğum sistemler sayesinde bu gruplar büyüyememiştir. Bunu tüm Türkiye polisi de bilir. Benim sol gruba yardım ettiğimi iddia edenlerle benim iddiamı yan yana koyup tüm polis teşkilatına sorun. Ne çıkacak?”

ÖZEL HAYAT KONUSU:
“Basına sızdırdıkları özel hayatımla ilgili konuyu, bilmesi gereken yakınlarım zaten 2009 yılının altıncı ayından beri biliyorlar. Bundan dolayı kimse beni tehdit edemez. Ancak bundan dolayı kaset vs. ile cemaat denedi ama onun da elinde bir şey yoktur.”

DİNLEME KONUSU:
“Benim hakkımda şantaj bilgileri toplamak için IMEI numarası üzerinden uyduruk bir örgüt adına karar aldılar. Şikayetim üzerine durdular. Konu kapandı zannettiler ama kitap yayınlanınca suçlarına bahane bulmak için bu örgütü ve arkadaşım Necdet Kılıç’ı kullandılar.”

İŞKENCE İDDİALARI:
“Geçmiş dönemde işkenceci gibi gösterilmemden de rahatsızım. 12 Eylül öncesi tüm ülke genelinde olduğu gibi ben de o yanlış yöntemleri kullandım ama herkese eşit, adil davrandığım, kimsenin onurunu kırmadığım için eskiden sorguladığım herkesle bugün dost ve arkadaşım.”

DELİL KONUSU:
“Delil arayanlar kitabımı iyi okurlarsa istediklerinden fazla delil adresini göreceklerdir. Binlerce insanın hukuksuz dinlendiği, hâlâ araştırılmamaktadır. İstenirse tüm delilleriyle ortaya çıkarılabilir.”

BUNDAN SONRASI:
“Ben geçmişte de hayatımı riske ederek hatalı, yanlış, hukuksuz olan herkese karşı tavır aldım. Susurluk anlayışı iktidar iken, 28 Şubat’ta militarist kesimler hakim iken de açık, aleni tavrımı koydum. Bugün cemaat anlayışı hakimdir ve yanlış olduğu için karşı çıkıyorum. Her devirde korkanlar, sinenler bugün de sessiz kalmaktadır. Yoksa cemaatin polis ve adliye içerisindeki eylem ve faaliyetlerini geniş bir çevre bilmektedir. Bilerek yapılan haksızlıklara boyun eğeceğime dik durup kessinler, daha iyidir.”

Ruşen ÇAKIR / VATAN