Polemik & Kulis
31 Tem 2016 23:30 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:26

Erhan Çelik'ten iddialara sert cevap: Tezviratlara pabuç bırakmayacağım! (Medyaradar/Özel)

TRT1 Ana Haber sunucusu olarak göreve başlayan ünlü haberci Erhan Çelik hakkında ortaya atılan iddialarla ilgili olarak Medyaradar'a açıklamada bulundu.

27 Temmuz Çarşamba günü TRT1 Ana Haber sunucusu olarak göreve başlayan ünlü haberci Erhan Çelik'in alacağı maaş başta olmak üzere eşi ünlü sanatçı Gülben Ergen'in MİT TIR'ları davasında yargılanan gazeteci Can Dündar'a selam göndermesi kamuoyunda tartışmalara neden olmuştu.

Ve bugün son olarak ünlü sunucunun TRT ile yollarını ayrıldığı iddiası sosyal medyada ortaya atıldı.

Bu iddialar üzerine Erhan Çelik Medyaradar'a bir açıklama göndererek hakkındaki iddialara cevap verdi.

Çelik,“Küçük Grupların Tezviratına Pabuç Bırakmak Niyetinde Değilim' başlıklı açıklamasında sert ifadeler kullandı. İşte Çelik'in Medyaradar'a yaptığı o açıklama:

27 Temmuz Çarşamba akşamı itibariyle TRT1 Ana Haber Bülteni’ni sunmaya başladım.

Göreve başlamamla birlikte ortaya çıkan, maksatlarını anlamakta güçlük çektiğim bazı çevrelerce haketmediğim, gerçeklerin tamamen tahrif edildiği, her türlü nezaket kurallarının çiğnendiği, saldırgan, küçük bir grup tarafından yönetildiği izlenimini veren bir karalama kampanyasıyla karşı karşıya bulunmaktayım.

Gerek geride bıraktığımız haftadaki bültenimizin izlenme oranları, gerekse beni tanıyanların teveccühü, bu tezviratın pek de ciddiye alınır tarafı olmadığını gösterse de, bu odakların kamuoyunu gereksiz yere meşgul etmelerine izin vermemek adına ve özellikle içinden geçtiğimiz hassas dönemde, muhteşem bir sınav vermekte olan halkımızın zihninde oluşabilecek soru işaretlerini ortadan kaldırmak üzere aşağıdaki açıklamayı basınımızla paylaşma ihtiyacı doğmuştur.

1- Eşim, Sayın Gülben Ergen ÇELİK hanımefendi sadece sanatçılığıyla değil, 5 yıl içinde yürüttüğü sosyal sorumluluk kampanyaları sonucu açtığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na teslim ettiği 34 anaokulu ile de halkımızın gönlünde hakettiği yeri almıştır. Benim kendisine saygım sonsuzdur.

İnsanlar sadece sehven yaptıkları küçük hatalarla değil, ortaya koydukları büyük sevaplarla hayatın bütünselliği içinde değerlendirilmeyi hak ederler. Gülben Hanım da her türlü takdirin üzerindeki dünya duruşuyla ve özellikle içinden geçmekte olduğumuz hassas dönemde devletine, milletine ve inancına gösterdiği bağlılık duygusuyla da benim ve sevenlerinin nezdinde hak ettiği noktaya erişmiştir.

2- Hal böyle iken; kendisinin görüşlerine kesinlikle katılmadığı bir gazeteciye sadece beşeri duygulardan yola çıkarak gönderdiği selam yüzünden eşi olarak bana karşı küçük bir grup tarafından başlatılan hakaret dolu tezvirat kampanyasına hedef olmayı hak etmediğim açıktır. Bu hakaretlerin hesabını Türk adaleti önünde faillerinden sormak üzere gerekli yasal süreçleri başlattığımdan kimsenin şüphesi olmasın!

3- Bu küçük grup büyük bir olasılıkla 22 yıllık medya hayatıma sığmış olan, yıllarca Kanal 7 ekranlarında anchorman’lik, ardından Show Tv Haber Dairesi Başkanlığı ve nihayetinde Habertürk Televizyonu Genel Yayın Yönetmenliği görevlerini ve şimdi de TRT 1 Ana Haber Bülteni’nde bana tevdi edilen görevi hazmetmekte zorlanmaktadırlar. Allah’tan onlara, akıl, fikir, edep, dürüstlük, şeref ve hakkaniyet duygusu nasip etmesini dilerim.

Bu arada TRT’deki bu şerefli göreve bir ücret talebiyle gelmediğim gibi söz konusu tezvirat çetesinin uydurduğu 206 bin TL gibi bir hizmet bedelinin tarafıma ödenmesi de hayli abartılı bir yalandır. Hak ediş olarak bana kurum tarafından ödeneceği ifade edilen rakam iddia edilenin 10’da 1’i bile değildir.

4- Benim üzerimden TRT ve çeşitli devlet kurumlarını yıpratmayı göze almış bu tezvirat çetesinin başarılı olamadıklarına ve olamayacaklarına, devletimizin “istemezük!” diye kazan kaldıran yeniçeriler misali ortaya dökülen bu vicdan yoksunu ‘elemanlara’ prim vermeyeceğine duyduğum inançla bu tür ayak oyunlarına alet olmayacağımı tüm azim ve mukaddesatımla temin ederim.

5- Bizim için aslolan, yalan, dolan ve hakaret üreten tezviratçıların ne dedikleri değil, onlara halisane duygularla inanan vatandaşlarımız da dahil milli iradeyi ve kamu vicdanını oluşturan milyonların inanç ve düşünceleridir.

İşte o inanç ve düşünce içindeki yerimizin gereken teveccüh noktasında olduğundan eminim.

Saygılarımla,

Erhan ÇELİK

MEDYARADAR/ÖZEL