Medya
30 Ara 2013 11:15 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:50

Canlı yayını niçin terk ettim? Yeni Şafak yazarı açıkladı!

Salih Tuna, Habertürk TV'deki programı neden terk ettiğini okuyucusuyla paylaştı.

Habertürk televizyonunda yayınlanan Didem Arslan Yılmaz'ın sunuculuğunu yaptığı 'Türkiye'nin Nabzı' isimli tartışma programında gergin anlar yaşandı ve Salih Tuna ile Hilal Kaplan canlı yayını terk etti.

İŞTE O ANLAR-VİDEO

Yazar Nevval Sevindi, canlı yayında gerçek olmadığının ortaya çıkmasına karşın, Yeni Şafak'ın Reza Zarrab'tan rüşvet aldığını ve üzerinin örtülmeye çalıştığını iddia etti. Bunun üzerine Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, 'Hanfendi buraya solo yapmaya geldi. Ben bu şekilde sürdürürse devam etmem. Kusura bakmayın' dedi. Reklamdan sonra ise yayına dönmedi.

Tuna, programı neden terk ettiğini bugünkü köşesine şu yazısıyla taşıdı:

"Canlı yayını niçin terk ettim?

Tahammülfersa insanlarla programa çıktım, program yaptım. Hiçbir zaman da sözümü sakınmadım.

Gezi muhabbetinin ardından Taksim'in işgal edildiği ilk günlerde, Taksim'deki merkez stüdyolarında yayın yapamayacak hale gelen bir televizyon kanalının şehrin banliyölerindeki stüdyosunda Can Ataklı'yla kıyasıya kapıştım.

İzleyenler hatırlayacaklardır, söz konusu canlı yayında, Taksim kalkışmasını 'devrim' falan diyerek arkalayan Can Ataklı'ya, 'Daha dün Tan gazetesini çıkartıp pornoculuk yapıyordun, şimdi devrimci mi kesildin başımıza...' diye haykırdım.

Lakin...

Programdan sonra da medeni iki insan gibi el sıkıştık, birbirimize 'iyi geceler' dileyip ayrıldık.

Çünkü...

Can Ataklı birileri tarafından gönderilen, yani, vekaleten tartışan biri değildi.

Yine...

Gezi olaylarının sürdüğü sırada, fikrine zikrine, attığı malum 'twitin' masuniyetine inanmadığım halde (şayet iddia edildiği gibi tehdit ediliyorsa) 'Hepimiz Mehmet Alabora'yız' dedim, Enver Aysever'in CNN Türk'teki programında.

Birkaç hafta evvel Gürkan Hacır telefonla arayıp, 'Abi' dedi, 'Ulusal Kanal'a çıkacakmışsın, o zaman Halk TV'deki benim programına da konuk olur musun?'

Hayhay dedim, elbette.

Ben de kimi televizyonlarda program yaptığım dönemde, dünya görüşlerimiz taban tabana zıt Gürkan (Hacır) gibi birçoğunu davet ettim; geldiler, düşüncelerini özgürce dile getirdiler."

Köşe yazısının tamamını okumak için tıklayınız.