Ayşenur Arslan’ı harcadı mı, kurtardı mı? Cafer Mahiroğlu korkak mı, dahi mi?

Medyaradar yazarı Varol Ersoy, Halk TV sahibi Cafer Mahiroğlu'nun Ankara'daki bombalı saldırıya ilişkin sözleri sonrası hakkında soruşturma açılan gazeteci Ayşenur Arslan hakkında attığı adımları mercek altına alarak sordu: Cafer Mahiroğlu korkak mı dahi mi? Ayşenur Arslan'ı kurtardı mı harcadı mı?

Medya Mahallesi’nin gözükara ablası Ayşenur Arslan’ın başına gelenleri biliyorsunuz:
2 Ekim Pazartesi günü yayınlanan programında, bir gün önce Ankara’da İçişleri Bakanlığı’nın önünde meydana gelen saldırıyla ilgili bazı yorumlarda bulundu.
Saldırıyı yapanların ve yaptıranların “karanlık güçler” olduğunu ima etti.
Gerek program sonrasında, gerekse ilerleyen saatlerde kimse bu sözleri nedeniyle öküzün altında buzağı aramadı.
Ama ne olduysa, aynı günün gecesinde şimdiki adıyla “x”, eski adıyla Twitter’da büyük bir linç kampanyası başlatıldı. Bunu yapanlar, Arslan’ın sözlerinin büyük bir kısmını budayarak hazırladıkları bir videonun altına akla hayale gelmez sözler yazdı.
“Aynı anda ve tek bir merkezden talimat almış gibi” harekete geçen bu troller, Ayşenur Arslan’ı “terör eylemini ve örgütünü övmek”le suçluyor ve “kellesini” istiyordu.
Gece boyunca süren bu kampanya sonuç verdi ve Terörle Mücadele ekipleri, 3 Ekim Salı sabahı ablamızın evini “ziyaret” etti.
Daha polisin neden Ayşenur Arslan’ın evine gittiğini öğrenememiştik ki, Halk TV patronu Cafer Mahiroğlu X’te şu mesajı paylaştı:
***
“Halk TV olarak ülkemize demokrasinin yerleşmesi için çok sesliliğe büyük önem veriyoruz. Bugüne kadar birçok bedel ödeyerek, her türlü cezaya ve baskıya rağmen farklı sesleri ve muhalif duruşları ekranımızda yansıtmaktan geri adım atmadık, atmayacağız da. Halk TV ülkemizde demokrasinin gelişmesi için vazgeçilmez bir nefes borusudur. Bu konuda tek kırmızı çizgimiz, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devletinin bölünmez bütünlüğüdür. Halk TV, güvenlik güçlerimizin bu kapsamda yürüttüğü terörle mücadelenin kayıtsız şartsız yanındadır. Dün yayınlanan Medya Mahallesi programında canlı yayında edilen talihsiz sözler, aynı programda terör lanetlenmiş olsa da, Halk TV’nin en başta bahsettiğimiz duruş ve bakışının sınırlarını aşmaktadır. Bu sebeple programın sonlandırılması kararını aldığımızı, kamuoyuna üzüntülerimizle duyururuz.”

***
Bu açıklamanın yayınlandığı saat, 09.21…
Yani daha Ayşenur Arslan evinde…
Neyle suçlandığı, hatta suçlanıp suçlanmadığı bile belli değil!
Ama “purosever Cafer Bey” kardeşimiz büyük bir telaşla, kanalın tartışmasız en çok izlenen programına son verildiğini açıklayarak, kendisini ve kanalını kurtarmaya çalışıyor!
Bir anlamda televizyonların en sevilen simalarından biri olan Ayşenur Arslan’ı “talihsiz sözler” söylediği gerekçesiyle “suçlu” ilan ederek işten atıyor.
Bu açıklamasını da anında kendi kanalında haber yaptırıyor.
***
Peki sonra ne yapıyor?
“Ya Ayşenur Arslan masum bulunursa?” sorusu aklına düşüyor. Düşünün o zaman bu ülkede yiyecek ekmeği, içecek suyu kalmaz.
“Programcısını harcayan patron” olarak Halk TV izleyicileri tarafından yaşadığına pişman edilir.
Uyanık ya…
“Çok yönlü düşünen bir ticaret adamı” ya…
Hemen işi gücü bırakıp, yanına da Halk TV’nin tüm yöneticilerini ve ekran yüzlerini alarak Çağlayan Adliyesi’ne gidiyor.
Ayşenur Arslan’ın gözaltı hali ve savcılık ifadesi sürerken bir köşede sessiz sedasız bekliyor.
Ne zamanki Ayşenur ablamız özgür kalıyor, onu da yanına alıp kanalına ait kameraların karşısına geçiyor ve attığı X mesajını yalanlarcasına şu sözleri söylüyor:
“Medya Mahallesi bizim tarafımızdan sonlandırılmadı. Ayşenur Arslan’la birlikte karar aldık ve bitirdik.”
Malkara Keşan, Hoppala Paşam!
Hangisi doğru?
Programa son mu verdin, anlaşarak mı bitirdiniz?
***
O sırada Ayşenur Arslan’da benim gözlerim…
Hem patronunu dinliyor hem de kameralara “Anlat koçum, heyecanlı oluyor” dercesine bakıyor.
Sonra da patronunu zor durumda bırakmamak için, “Bir süre, hatta belki de süresiz olarak veda ediyorum. Sağlığım nedeniyle” demek zorunda kalıyor.
İşte o andan itibaren de Halk TV, bir daha kesinlikle Cafer Mahiroğlu’nun 09.21’de attığı X mesajından söz etmiyor.
***
Takdiri size bırakıyorum:
Cafer Mahiroğlu bir korkak mı; yoksa attığı tek bir “programı sonlandırdık” mesajıyla hem programcısının tutuklanmasını, hem de kanalının kapatılmasına kadar gidebilecek bir linç kampanyasını önleyen “dahi” mi?
Emin olun bu sorunun yanıtını ben de bilmiyorum.
Tek bildiğim, Türkiye’nin tartışmasız en cesur gazetecisinin artık her sabah gündeme dair “gazeteci soruları”nı soramayacağı…
Bu yüzden de iki gündür Orhan Veli’nin “Kitabe-i Seng-i Mezar” isimli şiirini Ayşenur Arslan’ı hatırlayarak mırıldanıp duruyorum:

“Hiç bir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar.
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi.
Ayakkabısı vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını
Günahkar da sayılmazdı

Yazık oldu Süleyman Efendi'ye...”