Medya
24 Mar 2010 12:00 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:11

AHMET HAKAN'A HAKA DANSI YAPIYOLLAR, CÜCÜ İSE KÜBA'DA TOR İLE KOPUYOR!

Twitter'da bir cevher buldum ki, sormayın gitsin.Ahmet Hakan'ın resmi bir fake'i (sahtesi) var artık...Ama orijinalini aratmıyor Allah için! Medyanın Ukalası twitter dünyasından yazıyor!

Selam gençler ve kendini genç hisseden basın dinozorları…
An itibariyle, Hülya Avşar Soruyor’u izliyorum…
Karşısında Hülya Koçyiğit var ve Avşar kızı, bilgisizliği nedeniyle, 46 beden beyaz erkek gömleği içinde madara oldukça oluyor karşımda.
Mesela, iki saniye evvel Hülya Koçyiğit’e “Selim Soydan ile size film teklif ettiğinde mi tanıştınız?” diye sordu.
Acaba kendisi Soydan’ın eski FB futbolcusu olduğundan bi haber miydi?
Koçyiğit şok geçirdi… Ama “Yok canım, kampa gelmişlerdi Büyükada’ya orada tanıştık,” dedi…
Şimdi de Koçyiğit ile benzerliklerini sıralıyor. Listeyi duysanız ağzınızla değil başka bi yerinizle gülersiniz.
Çok fena ya…
Kendini gerçekten Hülya Koçyiğit ile denk görüyor olabilir mi?
Neyse, boşverin diyelim, konunun özüne dönelim, de mi ama?
Hülya Avşar’ın iki yıldır sormaya çalıştığını ve bir türlü soramadığını hepimiz biliyoruz zaten.
Bu programın adını: “Havşar Sorameyyo” olarak değiştirmek isterdim ama kasamayacağım şimdi.

Alem beni Twitter yazarı yaptı yeminlen.
Bütün gün, kim ne cik cikledi diye bakarak geçiriyorum boş zamanımı.
Bu ara kavga yok, sular duruldu.
Olaylar mahkemeye kaydı ve sanırım en hayırlısı oldu.
Amaa…
Twitter’da bir cevher buldum ki, sormayın gitsin.
Ahmet Hakan’ın resmi bir fake’i (sahtesi) var artık…
Ama orijinalini aratmıyor Allah için!
Fuları, gözlüğü, Twitleri ve günlük fotoğraf yüklemeleriyle karnımızı ağrıtarak güldürüyor bizi… Her fotoğrafta yarılıyor, yarıldıkça anırıyor, anırdıkça kanatlanıyoruz be yahu!
Kod adı: AHMET HAKA
Takipçi sayısı: 453

Twit sayısı: 1.208
Ve inanın bana ciklemeleri orijinal Ahmet’inkinden çok daha keyifli…
Mesela dostum Haka, böğün bir bağyana askıntı olmuş… Ve cevabını almış: “bugün askıntı olduğum güzel bir bayan bana bakarak "keşke hayvanların dilinden anlayabilseydim" dedi. çok duyarlı biriydi, duygulandım.”
Haka, pepino yiyerek gün batımının tadını çıkarıyor, evde nü dolaşıyor, süt banyosu yapıyor, ipek ve yumuşak yatağında uykulara dalıyor; turuncu-siyah atkı, kalın çerçeveli gözlük takıyor, taze sıkılmış havyar suyu içiyor, şarabı ve piyanosuyla yaşıyor, yatağa ödülle giriyor, guardian weekly okuyor, dadısının (nanny) ona elleriyle hazırladığı zencefilli limonatayı içiyor, Rihanna ile yarenlik ediyor, kendini rude boy (haşin çocuk) olarak tanımlıyor ve her kelimesinde beni benden alıyor.
Ukala’nızdan söylemesi, yeni bir Şahan Gökbakar doğuyor; hem de Twitter üzerinden. Bakalım dostum Haka, Ahmet Hakan’ın ipeklerle döşeli bohemian dünyasına başka hangi noktalardan HAKA çakacak…
Göreceğiz…

DİP NOT: Cücü bu hafta bir yerlere uçtu… Orada abuk şeyler yaptı ve yaptıklarını Twitter’dan bize dakka dakka nakletti be yavruşlar. Önce hayata asla küsmeyeceğini ve vınlamak üzere olduğunu söyledi… Ama bence her şey Orhan Pamuk ile sevgilisinin plajda çekilmiş fotolarını kıskanmasıyla başladı. Nefise’yi de yanına alıp aynı lokasyona vınladığını düşünüyorum. Ardından da şöyle acayip şeyler yazdı:
·     Twitter’dan değil memleketten kaçıyorum. Doktor sende ’Meg Ryan Sendromu’ var teşhisini koyunca bu bahane ile aynen vınnnnnnnnnn 2:22 PM Mar 20th 
·    18 saat, 2 ucak 3 transfer bir tekne sonrasinda bulundugum issiz adanin en ucunda onumde uc kisi tekno muzikte ates dansi yapiyor. yalnizim. 1:38 PM Mar 21st
·    3 arakdaşla tanıştım. 4 aydır beraber geziyorlarmış buraları.. İçlerinden birine  ’Bu arkadaşlarının işi neymiş ?’ diye sordum... 2:28 PM Mar 21st
·    "Bilmem bugüne kadar merak edip sormadım dur sorayım" dedi..Bok gibi kaldım! Evet bazı kriterleri değiştirmenin zamanı çoktan geldi de geçti 2:31 PM Mar 21st
·    Şu ana kadarki arkadaş cevrem; bir halıcı ama döşeyici anlamında, bir elektirikçi, bir döşemeci, bir bişey (artık merak etmedim düşünün) 2:33 PM Mar 21st
·    Çok çok tuhaf bir yerdeyim..Bütün gece Paul Auster okudum şimdi de tek başıma çook mutluyum.. Ve ancak aptallar sıkılır tek başına olmaktan! 3:46 PM Mar 21st
·    Nerelisin? ’İsveç’ Ne kadar zamandır buradasın? ’6 ay’ Ne yapıyorsun?’Şu restauranta yardım ediyorum o da bana bedava bungalov veriyor’ UGH! about 15 hours ago
·    Eger yemek servisini yapan adam catpat ingilizcesi ile siparis verdigin yemegin cok aci oldugunu anlatmaya cabaliyorsa, dinle onu ! about 12 hours ago
·    Dünyada pazar ve pazartesi sendromu olmayan yerler de varmış. Hatta sendromun ’s’si bile olmayan... Karamba karambita! about 11 hours ago
·    ’Mens sana in corpore sano.’ Meğerse bu söz latinceden geliyormuş. Bunca yıldır senin sözün diye biliyorduk ayıp ettin be Atam! about 7 hours ago
·    Yeni arkadaşım TOR (evet adı bu) dedi ki; Bu gece Hamburgercinin karşısındaki barda Almanların partisi var. Yarın da halfmoon partisi..! about 7 hours ago
·    Tek sosyal etkinliğin partilemek olduğu bir yeri ilk kez görüyorum. Kafa dinlenecek yer!  Mecburen düşüyorum yollara.’Lost in Partyzilation’ about 7 hours ago
·    En son Küba’da mahalle barında bir RUMBA partisi organize etmiştik. Herşey o kadar komik ki;Tekno partinin olduğu yerel bara bir köpek geldi about 4 hours ago
·    ve yaklaşık iki yüz kişinin çıplak ayak dans ettiği sahnenin ortasına sıçtı.O cool Almanların terliklerini telaşla giymelerini görmeliydiniz about 4 hours ago
·    En çok sevdiğim ise küçücük bir kovanın içine rom ve kola doldurup 10 kamış ile rastgele içen buranın köylüleriydi. Dansları da müthişti.. about 4 hours ago
·    Bütün gün hayaller kurdum... Hayatı düşündüm. Hayatımı.. Geleceği? ...ve Geçmişi!  Sonra ayaklarımı dalgalara teslim ettim. Fütursuzca.. about 4 hours ago
·    Paul Auster’ı sevmemin nedeni sanırım Orhan Pamuk ile ikisinin arasındaki o tuhaf bağ. Çok kişisel, çok yenilkçi ve çok  büyüleyici... about 4 hours ago
·    Saat o kadar ileride ki yarını yakalayabilmem için uyumam gerekiyor. Oysa şu dalgaların sesi, yıldızların vaadkarlığı. Ve ah bu  hayaller... about 4 hours ago

Peki, bir düşünelim, şair burada ne demek istemiş:
Cüneyt Özdemir Paul Auster okuyup ayaklarını dalgalarda şıpırdatan iflah olmaz bir romantiktir; bu çapkın olmasıyla çelişir ama onun derdi değildir.
“Çok acayip yer” dediği şey, bildiğimiz Küba’dır. Ve orada mahalle barlarında, Almanların dans ettiği pistin ortasına köpek sıçmaktadır afedersiniz. (Küba’da bara gitmeyin!)
Cüneyt Özdemir, ayaklarını dalgalara fütursuzca teslim eder; bedenini edepsizce rüzgara açar ve hayaller kurar. Evet, evet… Hayaller… Çünkü o, iflah olmaz bir hayalperesttir.
Cücü için Paul Auster ne ise Orhan Pamuk odur.
Cücü’nün yeni kankası İsveçli TOR’dur. Beraber Almanların partisine giderler; bir de half-moon partisine ve orada sabaha kadar Kübalı kızlarla gerdan kırarlar…
Sonra Cücüm, tekrar hayallere dalar… Kendini hayallerden alamaz… Bir de Paul Auster’dan!
SONUÇ: Bu bir kamera şakası mı yoksa sen bizimle kafa mı buluyorsun be adam?! Ayaklarını dalgalarla yıkıyormuş… Tuzlu su şişi alır. Geriye elma yanaklar kalır… İyi tatiller!

MEDYANIN UKALASI

Bir konuda ukala olmak, her konuda ahkam kesmekten iyidir... "


medyaninukalasi@gmail.com


http://twitter.com/medyaninukalasi