Medya
05 Tem 2017 09:39
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 22:57
Altaylı'nın eski sağ kolu polemiğe dahil oldu:Yılmaz Özdil, Sabah'taki yazar boykotunu nasıl suya düşürdü?
Bir dönem Fatih Altaylı'nın sağ kolu olan Milliyet yazarı Özay Şendir, Yılmaz Özdil'in yönetimine el konulan Sabah'taki "yazar boykotu"nu nasıl bozduğunu yazdı.
Habertürk gazetesi yazarı Fatih Altaylı ile Sözcü gazetesi yazarı
Yılmaz Özdil arasında Medyaradar üzerinden yürütülen "el
konulan gazeteler" polemiğine Milliyet gazetesi yazarı Özay Şendir
de dahil oldu.
Sabah gazetesine el konulmasının ardından Yılmaz Özdil'in bir yazısının yönetim tarafından Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya sorulmadan yayınlanmadığını anlatan Özay Şendir, bunun üzerine Altaylı dahil diğer sabah yazarlanının bu sansür olayını boykot kararı aldıklarını yazdı.
'MESELE BENİM MESELEM, ONLARA NE OLUYORMUŞ!'
Boykotun uygulanacağı gün Yılmaz Özdil'in boykota karşı çıktığını belirten Özay Şendir, “10. katta odası olan bir yazar Altaylı'nın odasına geldi. 'Yılmaz boykota katılmıyor, mesele benim meselem, onlara ne oluyormuş?' dedi. (...) yönetimine el konulan bir medya kuruluşunda yapılacak ilk boykot bu sayede suya düşmüş oldu."
İşte Özay Şendir'in "Yazar boykotu nasıl suya düştü" başlıklı yazısının ilgili bölümü:
Fatih Altaylı’yla Yılmaz Özdil arasında başlayan, medyaradar internet sitesi üzerinden yürüyen polemik, Sabah gazetesi ve özellikle de TMSF dönemine ait defterlerin açılmasına neden oldu.
Fatih Altaylı’yla 14 yıl çalıştım, ortak bir arkadaşımızın cenazesinde kısa karşılaşmayı saymazsak, en son 2009 senesinde görüştük. İlginç bir tesadüf ama Özdil’i de en son 2009 senesinde, ben Kanal D’de, o da star TV’de çalıştığı dönemde gördüm. Bu girişten sonra belki ikisinin de unuttuğu bir olayı hatırlatmam gerek...
O dönem ki TMSF’nin gazetenin başına yönetici olarak atadığı kişi, Yılmaz Özdil’in bir yazısını, kimseye haber vermeden, gazeteden attırmıştı.
Atılan yazı Özdil’in yazısıydı ama Altaylı da yayın yönetmeni olarak kendisinden habersiz iş yapılmasına bozulmuştu.
O gün tepki olarak tüm yazarların, köşelerini boş bırakması kararlaştırıldı.
Altaylı’nın odasında Mehmet Barlas ve ben vardım, çok emin değilim ama galiba Umur Talu da oradaydı ve yazar boykotu meselesi konuşuluyordu.
Her neyse, o sırada kapı açıldı, odası 10’uncu katta olan başka bir yazar “Yılmaz boykota katılmıyor, mesele benim meselem, onlara ne oluyormuş?” dedi cümlesiyle beklenmeyen haberi getirdi.
Sonuç mu, yönetimine el konulan bir medya kuruluşunda yapılacak ilk boykot bu sayede suya düşmüş oldu.
Sabah gazetesine el konulmasının ardından Yılmaz Özdil'in bir yazısının yönetim tarafından Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya sorulmadan yayınlanmadığını anlatan Özay Şendir, bunun üzerine Altaylı dahil diğer sabah yazarlanının bu sansür olayını boykot kararı aldıklarını yazdı.
'MESELE BENİM MESELEM, ONLARA NE OLUYORMUŞ!'
Boykotun uygulanacağı gün Yılmaz Özdil'in boykota karşı çıktığını belirten Özay Şendir, “10. katta odası olan bir yazar Altaylı'nın odasına geldi. 'Yılmaz boykota katılmıyor, mesele benim meselem, onlara ne oluyormuş?' dedi. (...) yönetimine el konulan bir medya kuruluşunda yapılacak ilk boykot bu sayede suya düşmüş oldu."
İşte Özay Şendir'in "Yazar boykotu nasıl suya düştü" başlıklı yazısının ilgili bölümü:
Fatih Altaylı’yla Yılmaz Özdil arasında başlayan, medyaradar internet sitesi üzerinden yürüyen polemik, Sabah gazetesi ve özellikle de TMSF dönemine ait defterlerin açılmasına neden oldu.
Fatih Altaylı’yla 14 yıl çalıştım, ortak bir arkadaşımızın cenazesinde kısa karşılaşmayı saymazsak, en son 2009 senesinde görüştük. İlginç bir tesadüf ama Özdil’i de en son 2009 senesinde, ben Kanal D’de, o da star TV’de çalıştığı dönemde gördüm. Bu girişten sonra belki ikisinin de unuttuğu bir olayı hatırlatmam gerek...
O dönem ki TMSF’nin gazetenin başına yönetici olarak atadığı kişi, Yılmaz Özdil’in bir yazısını, kimseye haber vermeden, gazeteden attırmıştı.
Atılan yazı Özdil’in yazısıydı ama Altaylı da yayın yönetmeni olarak kendisinden habersiz iş yapılmasına bozulmuştu.
O gün tepki olarak tüm yazarların, köşelerini boş bırakması kararlaştırıldı.
Altaylı’nın odasında Mehmet Barlas ve ben vardım, çok emin değilim ama galiba Umur Talu da oradaydı ve yazar boykotu meselesi konuşuluyordu.
Her neyse, o sırada kapı açıldı, odası 10’uncu katta olan başka bir yazar “Yılmaz boykota katılmıyor, mesele benim meselem, onlara ne oluyormuş?” dedi cümlesiyle beklenmeyen haberi getirdi.
Sonuç mu, yönetimine el konulan bir medya kuruluşunda yapılacak ilk boykot bu sayede suya düşmüş oldu.
