Yine yıl sonu, yine gazeteci kıyımı hazırlığı… Sayın Meltem Demirören, lütfen beni yalanlayın!

Medyaradar'ın usta yazarı Varol Ersoy, Demirören Medya Grubu'nda birim yöneticilerinden en az yüzde 20 kadro indirimi talep edildiğini belirterek Meltem Demirören'e bir çağrıda bulundu.

Tensikat!
Bu Arapça sözcük, ülkemizde sıkça kullanılıyor. Patronlar ne zaman işçileri toplu olarak işten çıkarmaya kalkışsalar bu sözcüğün arkasına sığınıyor:
“İstemezdik ama malum ekonomik koşullar nedeniyle tensikata mecbur kaldık!”
Türkçedeki anlamı, “düzenleme…”
Genellikle, “Bir iş yerindeki kadro düzenlemeleri” anlamında kullanılıyor.
Bir de “tenkisat” var…
O da, “eksiltmeler” anlamına geliyor.
Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ndeki örnek aynen şöyle:
“Elçilik kadrolarında tenkisat yapılacağından söz ediliyor. (Attila İlhan)”
Gördüğünüz gibi hangisi kullanılırsa kullanılsın bu sözcük çalışanlar açısından “hayırlı bir haber” içermiyor!
*
Ülkemizde bu sözcüğün en çok kullanıldığı sektör ise “medya…”
Otuz yıldır neredeyse her yıl sonunda gazetelerde ve televizyonlarda “tensikat”a ya da “tenkisat”a gidiliyor.
“Kadro düzenlemesi” adı altında “gazeteci kıyımı” yapılıyor.
Bu konuda gözü en kara medya işvereni de kuşkusuz son 15 yıla damgasını vuran Demirören Medya Grubu…
Bünyesinde Hürriyet, Milliyet, Posta, Daily News ve Fanatik gazetelerini, Milliyet Sanat Dergisi’ni, Kanal D, CNN Türk, TV 2, Dream TV, Dream Türk kanallarını, D Smart’ı, Radyo D’yi, CNN Türk Radyo’yu, hürriyet.com.tr, posta.com.tr, fanatik.com.tr, gazetevatan.com gibi çok sayıda internet sitesini, Demirören Haber Ajansı’nı bulunduran ve yaklaşık olarak 3 bin 500 kişinin çalıştığı Demirören Medya’da bugünlerde en çok konuşulan konu, patronların “toplu işten çıkarma hazırlığı…”
*
Gruba yakın kaynaklardan edindiğim bilgilere göre birim yöneticilerinden yine en az “yüzde 20” kadro indirimi istendi.
Bu da yıl sonu itibarıyla toplamda 600-700 kişinin Demirören Medya’yla ilişkisinin kesileceği anlamına geliyor.
İddialar öylesine arttı ki maaşlarının çok düşük kalmasından yakınan bazı eski çalışanlar, kıdem tazminatlarını “ihbarlı” alabilmek için gönüllü olarak “atılmayı” bile talep ediyor.
Ancak bu hazırlık grubun tüm birimlerinde gergin bir bekleyişe de neden oluyor.
*
Bu söylentilerin paniğe neden olmasının en önemli nedenlerinden biri de grubun neredeyse tamamında “evden çalışma sistemi”ne geçilmesi…
Hürriyet, Milliyet gibi grubun amiral gemilerinde bile gazete binalarına düzenli olarak gelen personel sayısı 4-5 teknik personelden ibaret…
Bu durum da; birbirleriyle haberleşmekte sıkıntı çeken grup çalışanlarını, kaderleriyle ilgili bilgi edinme sıkıntısına düşürüyor.
*
Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın dördüncü büyük medya grubu olan Demirören Medya’da yıllardır “ucuz emek” istismarı yapılıyor.
İşten çıkarmalar o kadar keyfi bir hal aldı ki, adeta rutine bağlandı.
Maaşlara ne zaman küçük de olsa bir zam yapma zorunluluğu belirse, patronaj bu maliyeti, “kadro tasfiyesi”ne giderek karşılamayı adet haline getirdi.
Ne yazık ki kimse de bu “gazeteci kıyımı”na itiraz edemiyor. Çünkü Aydın Doğan’ın Milliyet’i satın aldığı günlerde başlatılan “sendikasızlaştırma operasyonu” amacına ulaştı ve medya çalışanları dayanışma yerine “rekabet içinde olma” pozisyonuna getirildi.
*
Demirören Medya Grubu yöneticilerine bir çağrıda bulunuyorum:
Lütfen bu yazımı yalanlayın!
Bu yıl grubunuzdan bir kişinin bile “tensikat”a ya da “tenkisat”a uğramayacağını söyleyin…
Size söz veriyorum bu açıklamanızı seve seve yayınlayacağım.
Yeter ki kimseyi ekmeğinden etmeyin!
Haydi Sayın Meltem Demirören:
Üç kelimelik bir açıklama bekliyorum:
“İşten çıkarma yok” deyiverin…
Yalanlayın beni!