Polemik & Kulis
21 Tem 2010 18:43 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:29

VAKİT'TEN EMİN ÇÖLAŞAN'A ÇOK AĞIR İFADELER!

Vakit, Sözcü yazarı Çölaşan`ı “Kimdir bu Osmanlı hanedanı, neyin nesidir” yazısı nedeniyle yaylım ateşine tuttu.

Vakit Gazetesi, Sözcü yazarı Emin Çölaşan`ı  “Kimdir bu Osmanlı hanedanı, neyin nesidir” yazısı nedeniyle yaylım ateşine tuttu.

İşte Vakit'in tepkisi:

Çölaşan ecdada kin kustu!

Aydın Doğan tarafından kapı önüne konulduktan sonra Sözcü gazetesine kadar düşen Emin Çölaşan, Abdulhamid Han ve Vahideddin hakkında ağır hakaretlerle dolu bir yazı kaleme aldı.

Çölaşan, Yazısında “Kimdir bu Osmanlı hanedanı, neyin nesidir” ve “Abdülhamid’in torunu mudur, torununun çocuğu mudur nedir, birisi vefat etmiş” diyerek adeta ecdada kin kustu.
 
Hürriyet’ten kovulduktan sonra küçük çaplı bir gazeteye sığınan Emin Çölaşan dün köşesinde kaleme aldığı “Hanedan Cenazesi” başlıklı yazısında Müslüman Türk milletine karşı adeta kinini kustu.

Türk tarihine kin kusan Emin Çölaşan, Osmanlı hanedanına karşı akılalmaz terbiyesizliklerde bulunarak Ulu Hakan Abdülhamid-i Sâni Han Hazretleri için ‘Kızıl Sultan’ ifadesini kullandı.

Osmanlı padişahlarından Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın İstanbul’da vefat eden torunu Sultanzade Osman Nami Osmanoğlu’nun Fatih Camii’nde kılınan cenaze namazı üzerinden Osmanlı hanedanına hakaretlerde bulunan Emin Çölaşan büyük bir bedevi rezilliğine imza atarak, “tarih inkârcısı Kemalist” anlayışın en tipik özelliklerinden birine imza attı.

Yazısında “Kimdir bu Osmanlı hanedanı, neyin nesidir” ve “Abdülhamid’in torunu mudur, torununun çocuğu mudur nedir, birisi vefat etmiş” gibi ancak kendisine yakışacak düzeyde terbiyesizliklerde bulunan Çölaşan, II. Abdülhamid için ‘korkak’ ve ‘vehimli’ tabirlerini kullandı.

Yazılarının yıllar boyu sansüre uğramasına rağmen Hürriyet’teyken gıkını çıkaramayan Çölaşan, son padişah Vahideddin için de “Bunların sonuncu padişahının adı Vahdettin idi. Aynı zamanda ‘Halife’ unvanı taşıyan bu korkak ve hain herif vatanı milleti İngilizlere, Fransızlara ve Yunanlılara sattıktan sonra Anadolu’da başlayan Milli Mücadele’den korktu, işgal altındaki başkent İstanbul’da işgalci İngilizlere sığındı ve bir İngiliz zırhlısına binerek vatanından kaçtı. Böyle şerefsiz biriydi” diyerek akılalmaz bir pespayeliğe imza attı.

TARİHİ DE BİLMİYOR BU EMİN

Çölaşan’ın aşağılama cüreti gösterdiği son padişah Vahideddin, Mustafa Kemal Paşa’yı Samsun’a gönderen kişi olarak biliniyor. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmadan önce son padişah ile görüşmesi dönemin gazetelerine konu olmuştu. Olayı bir yakınına aktaran Mustafa Kemal Paşa şunları anlatmıştı;

“Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda padişahla adeta diz dize denecek kadar yakın oturduk. “Padişah hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı: ‘Paşa, paşa, şimdiye kadar devlete çok hizmet ettin. ‘Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa, paşa, devleti kurtarabilirsin!’ (ATO tarafından özel basılan Kurtuluş adlı prestij kitabı)”

Vahideddin’in Samsun’a gönderdiği Mustafa Kemal, Bandırma Vapuru ile Samsun’a giderken İngiliz subaylar tarafından kontrol edilmişti. Bandırma vapuru hareketinden sonra İngiliz askeri makamlarının koydukları kayıtlara uygun olarak Kız Kulesi açıklarında demir atmış ve bir süre bekletilmişti.

Bir İngiliz binbaşısı yanında Ermeni asıllı bir tercüman olduğu halde gemiye çıkmış, gemideki mürettebat ve yolcuları tek tek kontrol etmişti. Kontroller sonucunda Bandırma Vapuru İngiliz binbaşısının izniyle Samsun’a hareket etmişti.

CENAZESİNE YAHUDİLER HACİZ KOYDURTTU

Çölaşan’ın saygısızca hakaretlerde bulunduğu Vahideddin vatanından kaçmamıştı. 1 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılmasından sonra yurtdışına sürülen Vahideddin, Çölaşan’ın bahsettiği gibi İngiliz, Fransız ve Yunanlılara devleti satmış olsaydı Çırağan ve Topkapı Sarayı’ndaki hazine ve değerli eşyaları da yanında götürürdü.

Ancak Vahideddin, yurtdışına sürüldükten sonra çok zor şartlar altında hayatını idame ettirmiş ve son nefesini İtalya’da yokluk içinde vermişti. Padişah Vahideddin’in vefatının ardından alacaklıları olan Yahudi esnafı ise cenazesine haciz koydurmuştu.

Son günlerini parasızlık içinde geçiren Vahideddin’in cenazesi Yahudi esnafının haczi sebebiyle 15 gün boyunca rehin kalmış cenazenin kaldırılmasına Padişahın Fransa’dan gelen kızı Sabiha Sultan’ın ziynet eşyalarını satıp borçları ödemesinden sonra izin verilmişti. Padişahın rehin kalmasının tek sebebi ise bugünün 4 bin dolarlık borcu idi.