Medya
20 Nis 2011 15:31 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:15

''TARIK ABİ, BEN SENİN GİBİ İNSANLARDAN OLMAK İÇİN NE YAPMALIYIM?''

Gazete Habertürk yazarı Balçiçek İlter bugünkü köşe yazısında son günlerdeki açıklamaları üzerine Tarık Akan'a mektup yazdı.

Tarık Akan’a mektup

Nasıl seslensem onu da bilemedim... “Tarık” desem ayıp, babam yaşında... Üstelik tanışmıyoruz. Ayrıca ben ona “Ferit” tiplemesiyle vurulmadım ki... “Tarık Bey” desem biraz fazla resmi... Fazla zorlama... “Karartma Geceleri” var... “Sürü” var... “Kanal” var... En devrimci filmlerden “Maden” var... Ayrıca bu filmlerden sonra Yeşilçam ambargosu yemişliği var “Baba”nın... Yok “Baba” da olmadı. Uymadı niyeyse... Durun daha bitmedi... 12 Eylül’ün bütün görkemiyle hissedildiği “Yol” var be kardeşim! Ben iyisi mi “Abi” diyeyim! Tarık Abi...

Gerçi Yılmaz Güney yurtdışına kaçıp Yol’un gösterimi yasaklandıktan sonra Tarık Abi’nin “Biz Yol filmini bayram filmi diye çekmiştik, yanlış dublaj yapılmış dışarıda. Bu filmin hiçbir siyasi ve ideolojik amacı yoktur!” dediği yönünde, efsanevi bir dedikodu dolaşır durur ki, o zaman otomatikman Tarık Akan Bey olur... Ben yine de bu dedikoduya kulak tıkamayı tercih edeceğim ve “Hiçbir zaman Yılmaz Güney kadar cesur olamadım” açıklamasıyla yetineceğim. Neyse...


Tarık Abi, ne var ne yok abi? Bizde işler Türkiye gibi... YGS’de büyük şaibe çıktı, duymuşsundur. Ortalık karıştı. Başbakan, Hababam öğrencilerini “Akıllı olun biz de karşınıza akıllı uslu öğrencileri çıkarmayalım, üzerinize salmayalım” diye uyardı. Eski CHP Lideri Deniz Baykal “Ne sınav yapabiliyoruz ne de seçim, ayıptır!” diye buyurunca içimden sana yazmak geldi. Çok değil birkaç gün önce darbeleri övmüşsün abi! Ağzına sağlık. Bu ülkeyi zaten sadece darbeler paklar. Paklar da kafam biraz karışık. “27 Mayıs-28 Şubat önümüzü açtı” derken abi? Ne açıdan abi? Ne önü? Kimin önü?

Başbakan’ın, rahmetli Menderes’in idama götürülürkenki fotoğrafı için gözyaşı dökmesine ne diyorsun? Ayıptır söylemesi, benim de boğazım düğümleniyor. Duygulanıyorum, üzülüyorum. Yanlış mıyım? O yüzden “Bu ön meselesini bir anlatsan” diyorum. “27 Mayıs yeni düşüncelerle tanışmamızı sağladı!” demişsin abi! Halkı adam etmek gibi mi abi? Sallandıracaksın bunların birkaçını Taksim Meydanı’nda durumu mu?

“Solcu arkadaşlar bana kızacak!” demişsin. Boşver kızsınlar abi! Onların derdi başı halkla. Ne işimiz var bizim halkla değil mi abi? Cahil cühela takım... Bu arada, 27 Mayıs’ı anladım da Tarık Abi, 12 Eylül konusunda kafam daha da karıştı. 12 Eylül darbesini anlayışla karşıladığından bahsetmişsin. “12 Mart, 12 Eylül’de yanlış yapıldı ama giderilmeyecek yanlışlar değil!” demişsin. “Bizim gibi insanlar bunu bile anlayışla karşılayabilirler!” demişsin.

Tarık Abi, ben senin gibi insanlardan olmak için ne yapmalıyım? 12 Eylül’de ölen onca insanın yerine yenilerini nasıl koyacağız, en küçük bir fikrim yok... Ya da işkence görmüş, vücudu ve ruhu sakat kalmışlara ne yapacağız. B.k yiyenlere, yakılanlara, ailesini kaybedenlere... Ha? Tarık Abi, nasıl gidereceğiz bu yanlışları? Aman bir abilik yap da bunun formülünü ver, bundan sonra daha rahat uyuyayım.

Bu arada abicim, seni sıktımsa kusura bakma, mektubumu bitirirken sana güzel bir haber verip müjdemi isterim. 12 Eylül geri döndü abi! 1983 seçimlerinde 15 siyasi partiden 12’sinin, 750 kurucu adaydan 435’inin, 1683 milletvekili adayından 672’sinin Milli Güvenlik Konseyi tarafından veto edilmesini hatırlar mısın? YSK o yönde bir karar verdi, 12 bağımsız adayı veto etti. O gün olduğu gibi bugün de toplumsal ve siyasal alanın kalıcı bir şekilde daraltılması hedefleniyor!

Ben demedim mi müjde, 12 Eylül döndü diye abi? Ellerinden öperim, güzel günler bizim olacak!

Balçiçek İlter/Gazete Habertürk