Medya
25 Mayıs 2011 19:46 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:23

TARAF YAZARININ İPİYLE NEDEN KUYUYA İNİLMEZ?

Yeni Şafak yazarı Kürşat Bumin son günlerde kehanet gibi analizleriyle dikkatleri çeken Taraf gazetesinin polis kökenli yazarı Emre Uslu'yu eleştirdi.

Güvenlik analistlerinin ipiyle kuyuya inilmez

Taraf yazarı Emre Uslu'nun öngörüleri ekranda karşımıza gelen hemen her tartışmanın merkezine yerleşmiş durumda. Taraf yazarı birkaç yıldır yıldızı parlayan bir mesleğin mensuplarının, yani "güvenlik analistleri"nin başında geliyor şu sıralar. Geçen gün birisi kendisinden günümüz Türkiyesi'nin "Nostradamus"u olarak söz edince gülümsedim doğrusu...

Bugünlerde 12 PKK savaşçısının öldürüldüğü olaya ilişkin kehanetleriyle gündemde. "Kastamonu"daki saldırıyı önceden haber vermesi ve bu olayın bir benzeri ile yakında Bolu ve Karabük'te de karşılaşılacağına ilişkin kehaneti de hâlâ çok konuşulanlar arasında. Kanat Atkaya, geçen günkü yazısına şu hiç de fena olmayan tarifiyle başlamış: "Tutuklanacakları önceden bilen, sezgisi ve bavulu kuvvetli yazar gördük ama eylemleri bu derece doğru tahmin edene hiç rastlamamıştım."

Taraf yazarının son önemli gelişmeye (12 PKK'lı) ilişkin değerlendirmesi -şöyle böyle değil- bayağı ilgi çekti. Bu değerlendirmeyi şöyle özetlemek mümkün: TSK'nın içinde yer alan bazı "unsurlar", taraflarca 12 Haziran seçimine kadar geçerli olmasına karar verilen "ateşkes"i sabote etmek ve böylece AK Parti'yi seçimde zayıf düşürmek için çaba sarf ediyorlar. Bu değerlendirme -bugüne kadarki tecrübemizle test ettiğimiz zaman- hepten yabana atılacak türden değil tabii ki. Ama bizimki bir tahminden ibaretken Taraf yazarı her şey gibi bunu da "biliyor". Ancak işin burasında şu hususu da hatırlamadan olmaz: Başbakan Erdoğan, tam da bu değerlendirmenin çokça dillendirildiği günlerde 12 PKK'lının öldürüldüğü çatışmaya ilişkin ileri sürülen tezi "yok hükmünde" kılacak -herkesin bildiği- bir açıklama yaptı. Bu açıklama -takdir edersiniz ki- kendisine çok taraftar bulan "tez"i son derece sarsıcı nitelikteydi. Bu durumda birçoğunuz gibi ben de beklemeye başladım: Söz konusu "tez"i ileri sürenler ve savunanlar şimdi nasıl bir tutum takınacaklardı acaba? Sizi bilmem ama ben sorumun cevabını hâlâ alabilmiş değilim. Aslına bakacak olursanız bu "suskunluğu" normal karşılamak gerekiyor. Çünkü "güvenlik analistleri"nin ipiyle kuyuya inilmez!

Kanat Atkaya'nın yazısına bir gönderi de daha bulunmak istiyorum: Hürriyet yazarı, Taraf yazarının niteliklerini sıraladıktan sonra şu isteğini dile getiriyor: "İstihbarat yatıyor, İçişleri Bakanlığı yanına kıvrılmış, Emre Uslu biliyor her şeyi. Yok böyle yetenek, memleket daha fazla faydalansın. Haydi Emre Uslu, göreve." Küçümsenmemesi gereken bir istek bu; madem ki her kötülüğü biliyor, önüne geçmek için uygun bir yere yerleştirilsin, heba olmasın!

Taraf yazarının yazılarına bir dönem ben de göz atıyordum. Özellikle de köşesini bir meslektaşı ile paylaştığı dönemde. Hatta hakkında bir şeyler de karalamıştım. Açtım baktım dün, KCK'ya ilişkin değerlendirmesine takılmışım. Dikkat ettim, bu yazıda da (bugün olduğu gibi) bazı gelişmelerin "zamanlaması"na dikkat çekiyor. (Yani bir bakıma bir "zamanlama analisti" kendisi.) KCK operasyonlarına ilişkin söze şöyle başlamış: "Bu canlı bir süreç ve zaman zaman yapılanmaya yönelik operasyonlar yapılacak ve yapılmalı da. Ancak son operasyonun zamanlaması dikkat çekiyor."(!) Demek ki o günlerde "kehanet" ile yetinmiyor, "olması gerekenler" alanına da giriyormuş! Taraf yazarının (beştir böyle yazıyorum çünkü kendisi bir "Taraf yazarı"!) aktardığım bu "analizi" o gün bana şu satırları yazdırmış: "... memleketin (ya da iddialara göre) hükümetin yakasını 'güvenlik analistleri'ne kaptırdığında ortaya çıkacak manzaranın düzeyini siz hesap edin."

Taraf yazarının KCK operasyonlarına ilişkin şu sözlerini de aktarıp yazıya öyle nokta koyalım: "KCK operasyonlarını başlatan motivasyon ne olursa olsun sonuç Açılıma vurulmuş darbedir. Evet bu yapılanmaya yönelik operasyonlar yapılmalı ancak şimdi mi yapılmalıydı sorusu kafaları kurcalıyor. (...) Bu noktada siyasi iradenin de –belki de yönlendirilerek- sürece polis gözüyle bakması, Açılım sürecini tıkamıştır. Ülkeye ve hükümete geçmiş olsun."(!)

Söylediğim gibi, "güvenlik analistleri"nin peşine takılarak siyasal ve sosyale ilişkin hiçbir şey anlaşılamaz