Medya
29 Eyl 2010 08:18 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:39

''O HEDİYE SAATLER BİR YERE DE KALDIRILAMAZ 'MUKADDES EMANETTİR' ÇÜNKÜ!''

Fethullah Gülen ile Pensilvanya'daki çiftliğinde görüşen 4 gazeteciye hediye edilen saatler tartışma konusu oldu.

Bizim avanta saatler...

Cüneyt Özdemir’in tekrar tekrar verilen ’Gazetecilik başarısı’ anonslarını izledik. Merak edip, beşN birK’nın başına çöktük. ’Pensilvanya’daki Çiftlik’ten ne yeni bir ses ne görüntü vardı. Hoca’nın günlük gezilerinden biri ’Ayıp olmasın diye’ Cüneyt’in eline tutuşturulmuş. Maceranın iki mağduru, Ferhat Boratav ile Bejan Matur stüdyoda ’Osmanlı Tarihi’nin kadrolu anlatıcıları’ konumundaydı. Nasıl şiştiklerini gölgeleme gayretine girdiler.

Hediye saat ve kalemler konusunu sonradan öğrendik. Bunların üstünde ’Fethullah Gülen’ imzasının olması ayrıcalık mıydı? Kimilerine göre ’Mukaddes Emanetler’e dahil edilecek cinstendi. Tabii düşünceler farklı olabilir. Ziyaretçi gazetecileri, yakında namaza başlayıp, Umre’de görürsek şaşırmayacağız. Hepsinin iş garantisi de sağlandı. STV, STV Haber, Ülke TV ya da Zaman, Aksiyon emirlerinde. Hatta Kanal TÜRK, Bugün TV ve kardeş gazetelerde ’Ömür boyu maaş garantisi’ mevcut.

...
Bir tarafa bindirirken, ’Kendi kirli çamaşırlarımızı atlamayalım’. 1985 yılında Saddam Hüseyin’in saat verdikleri arasındaydık. İsviçre yapımı. Altın özelliği yok. Candino marka ve hala dakik, çalışıyor. İki Telmaşa -Dandik- var ki, hediye edenler, iki dev holdingin patronuydu. Sakıp Sabancı merhumunki kol saati. Üstünde hem imzası hem resmi var. Bir ay dayanamadı. Uzakdoğu yapımı. Tamirciye götürdüğümüzde telmaşanın ne anlama geldiğini öğrendik;  ’Kaldır at’.

Bu konuda şahitlerimizden biri gazeteci arkadaşımız Kemal Önder’dir. Aynı akıbeti o da yaşadı. Gelelim Vehbi Bey’inkine. Sayın Koç’u bir Migros yayınımızdan ötürü kızdırdık. Genel Müdürü’nü alıp, geldi. Boncuk gözleriyle önce fırçaladı. Sonra barışıp, imzasını taşıyan duvar saati armağan etti. Bu daha uzun ömürlü çıktı. Yaklaşık iki sene sonra durdu. Pilini değiştirdik yine ’Tık yoktu’. Sakıp Ağa’nınkini koyduğumuz kiler-ardiyeye yerleştirdik. Yani bizimkilerin dini değeri yok. Eğer olsaydı yanmıştık. Bozukları bile baş seviyemizin üstünde taşıyacaktık.

...
Son notumuz ekranların yakışıklısı Özdemir’e. Aramız bozuldu ama -Atışmak gibi olmasın-, yeni kaleminin markasını merak ediyoruz. Yanında hokkası var mı? Kızgınlığı geçtiyse arayabilir. Devam ediyorsa, mesaj atabilir.

Burhan Ayeri / Akşam