Medya
20 Eyl 2013 13:58 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:39

KARAALİOĞLU; 'ESAD'A DESTEK VEREN GAZETECİLER İRAN'DAN DAHA FAZLA!'

Star MedYa Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu, bugünkü köşesinde çok çarpıcı bir yazıya imza attı..

Orada duralım arkadaşlar

Hayatları boyunca Kürtlerden nefret etmiş, Ermenileri yok saymış olanlar bugün hem Kürt’ten daha Kürtçü, Ermenilerden daha çok Hrant Dinkçi... Yakın zamanda Kürt ve Ermeni aydınları hedef gösteren gruplar, gazeteler ve gazeteciler bile şimdi aynı fanatizm safında... Sahte bir demokrasi gösterisini ibretle izliyoruz.

Sınıfsal olarak Kürtlere zerre kadar değer vermeyenler son zamanlarda durumu o kadar abarttılar ki, Güneydoğu’daki uyuşturucu operasyonlarına bile karşı çıkacak kadar coştular.

Düne kadar Suriye ile yakın olan hükümeti en ağır ifadelerle eleştirenler bugün bıçkın birer Esadçı olarak karşımıza dizilmiş durumdalar. Esad yönetimi Hariri suikasti nedeniyle köşeye sıkıştırıldığında Ankara destek çıkarken, hükümete en ağır saldırıları yapanların hedefi şimdi sadece hükümet, dostu da Şam’daki katliamcı.

Nerelere geldiğimizi anlatmak için şu kadarı yeter herhalde. Türkiye’de doğrudan kayıtsız, şartsız Esad’a destek veren gazeteler ve gazetecilerin sayısı İran’dan bile fazla...

Bütün bu hem gülünesi ve hem de acınası hallerin tek bir sebebi vardır. Tayyip Erdoğan’a muhalefet. Fikirler, olaylar, zamanlar, dönemler hiç önemli değildir.

Dünün Kürt düşmanı PKK’lı olur, Ermeni düşmanı Ermeni, Arap düşmanı Esadçı, Sisici olur çıkar. Yeter ki Erdoğan’ın canı sıkılsın, yeter ki hükümete zararı olsun.
Şimdiden söyleyelim. Demokrasi paketi açıklanınca şimdiden peşin itiraz hazırlayanların sesi Kürtler’den çok çıkacaktır.

Dakika bir, çıkıp “Ucuza gidiyorsunuz. Sakın, böyle bir çözüme razı olmayın” mealinde analizler yazacaklardır. Birçoğu daha düne kadar çözüm sürecinden dolayı hükümeti ülkeyi satmakla suçluyorlardı.
Tek taraflı yaratılmış bir gerginlikten geçiyoruz.
Aklın, mantığın ve makuliyetin devre dışı bırakıldığı; hükümet ve hükümet başlığı altında yeniliğin, dindarlığın, demokrasinin ve toplumun ortak faydasının hedef haline getirildiği bir sürecin tam içindeyiz.

Son bir hamleyle; sandıkta kaybettikleri ve kaybetmeye devam edecekleri iktidarı geri almaya çalışıyorlar. 2006-07’de bayrağı ve kalpaklı Mustafa Kemal’i keşfetmişlerdi. Şimdi ise, onyıllardır düşmanlık yaptıkları veya kayıtsız kaldıkları ne varsa hepsine birden sarılmış durumdalar. Kürt, Ermeni, Alevi, Arap elde ne varsa. Benzersiz bir ulusalcı savruluş yaşanıyor. Ama bu kez sadece ulusalcı marjinaller değil; CHP ve CHP medyası başta olmak üzere bütün geleneksel kurumlar aynı bayrak altında yürüyor. DHKPC, İP vs. sokaklarda Esadçılık yaparken CHP’nin Şam’a heyet göndermesi, Sisi cuntasına koşması bundandır.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN