Medya
09 Kas 2010 08:52 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:46

İNTİHAR EDEN MAGAZİN MUHABİRİ EVRİM ÇALIŞKAN SOYADI GİBİ ÇALIŞKANDI!

Sabah'ın Günaydın eki yazarı Mevlüt Tezel, magazin muhabiri Evrim Çalışkan'ın intiharından medyadaki hangi çarpık düzeni sorumlu tuttu?

Bir magazincinin intiharı
Magazin muhabiri Evrim Çalışkan öyle anlatıldığı gibi dört aydır değil, bir buçuk yıldır işsizdi. Soyadı gibi çalışkandı ama gazetesinden ekonomik kriz gerekçesiyle çıkarılmıştı. Çok iş aradı, bulamadı ve önceki gün intihar ettiği haberini aldık. Ayrıldığı sevgilisiyle sorunları olduğu söyleniyordu... Öyle hemen "İntihar etmeye ne gerek vardı" demeyin... İntihar psikolojisini ancak intiharı deneyenler anlar. Kimsenin kimseyi intihar etti diye yargılamaya, hatta "Yazık oldu" demeye bile hakkı yok! Çekti gitti işte bu hayattan... İntihar da bir tercihtir sonuçta. Bu intiharda bence magazin basını özeleştiri yapmalı... Tamam, ekonomik kriz, işsizlik sadece basın çalışanlarının sorunu değil. Her meslekte aşağı yukarı sorunlar aynı. Ancak basın çalışanlarının işsiz kalmasında yine basın çalışanlarının ve yöneticilerinin de payı olduğuna inanıyorum.

HAVUZ SİSTEMİ REZALETİ
Onlarca TV kanalı, internet sitesi, gazete ve dergi yayında... Her yeni yayın döneminde bir TV kanalının ya da gazetenin çıkacağı konuşulur. Yani medya büyümeye devam ediyor. Normal şartlarda basında işsizlik oranının çok düşük olması gerekiyor ama 'az eleman, çok iş' felsefesi bizim basında da başrol oynuyor. İşte verimlilik tabii ki önemli fakat bu anlayışın suyunu çıkartmaya da gerek yok. Basit bir örnek vereceğim: Eskiden her magazin servisinde en az iki gece muhabiri olurdu. Bu sayı büyük gazetelerde üçe-dörde çıkardı. Şimdi hemen hemen her gazetede bir gece muhabiri çalıştırılıyor. Çünkü muhabirler 'havuz sistemi'nde haberlerini paylaşıyorlar. Müdürleri tarafından paylaşmak zorunda bırakılıyorlar. Habercilik mesleği öldürülüyor! Bugün bazı magazin müdürleri, bir muhabiri işe alırken "Havuzla aran nasıl? Diğer gazetelerden haber alabiliyor musun?" sorularını yöneltmekten sıkılmıyor. Artık bu havuz rezaleti gündüze de sıçradı. Çok büyük gazeteler bile iki muhabir, iki stajyerle magazin eki çıkarıyor. Sonra da aynı fotoğraf, aynı haber 1O gazetede birden kullanılıyor. Size daha ilginç bir bilgi vereyim. Bir muhabir yalan ya da hatalı haber yaptığı için de, 10 gazete birden aynı hatayı yapıyor. Hakkında yalan haber çıkan ünlü de şaşırıyor, anlam veremiyor bu duruma. Sırf bu çarpık düzene karşı çıktığı için işinden olan magazin müdürü bile var. Keşke yaşadıklarını anlatabilse! Özetle, gazete gazete dolaşıp iş arayan Evrim Çalışkan'ın intiharında havuz sisteminin de payı olabilir diye düşünüyorum. Not: İşini iyi yapan müdürler tabii ki var. Eleştirim onlara değil! Asıl eleştirilmesi gereken, kurdukları 'büyük havuz'la birçok gazete ve TV kanalını birden yöneten tekelci zihniyet.