Medya
28 Şub 2013 11:36
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:03
İHLAS GRUBU ABİ'SİNİ ARIYOR! ENVER ÖREN'DEN SONRA IŞIKÇILAR'IN BAŞINA KİM GEÇECEK?
Milat yazarı İsa Tatlıcan Enver Ören'den sonra Işıkçılar'ın başına kimin geçebileceği konusunda bir yorum-analiz kaleme aldı.
İşte Milat Gazetesi yazarı İsa Tatlıcan’ın bugünkü yazısı...
İhlas camiasının geleceği
Pazartesi günü yayınlanan “Bir fani olarak Enver Ören” başlıklı yazıma İhlas camiasından ya da Türkiye gazetesi çevresinden tepki geleceğini düşünmüştüm. Yanılmışım. Daha çok İhlas Finans mağdurlarından eleştiri hatta hakaret mesajları aldım.
“Enver Ören’in borçlarının %90’ını ödediğini söylemişsiniz, bizim paramızı ödemedi” demişler. Ben de zaten “tamamını ödedi” dememiştim.
Bu camianın benim avukatlığına ihtiyacı yok. Yalnız şu gerçeği de unutmamak gerekir. Türkiyede 1997-2002 yılları arasında 21 banka battı. Ve İhlas Finans dışında hiçbir kurum, yasal olarak ödeme zorunda olmadığı tek kuruşu ödemedi. İhlas Finans’ta bugüne kadar 1 milyar dolara yakın bir ödeme yapılmış. Ben de bu iyi niyetli yaklaşıma “yetmez ama evet” dedim. Hepsi bu…
Birkaç okur da İhlas camiası ile İskenderpaşa cemaati arasında bir bağlantı kurarak “Enver Ören’in vefatının ardından cemaatinin sonu İskenderpaşa Cemaati gibi mi olacak” şeklinde özetlenecek bazı sorular sormuş.
Bildiğiniz gibi İskenderpaşa Cemaati’nde silsile damat ve oğul şeklinde ilerliyordu. İhlas camiasında da durum çok farklı değil.
1970’li yıllarda “Işıkçılar” adı verilen günümüzde ise Türkiye Gazetesi çevresi ya da ihlas Grubu olarak anılan İslami oluşumun kurucusu olan Hüseyin Hilmi Işık, vefatından sonra emaneti damadı Enver Ören’e devretmişti. Bu emanetin şimdi Enver Ören’in oğlu Mücahit Ören’e devredileceği tahmin ediliyor.
“Tahmin ediliyor” diyorum çünkü şu ana kadar cemaate yapılmış herhangi bir açıklama yok. Bu cemaate yakın bazı arkadaşlarla konuştum. Bu konuda henüz bir açıklama yapılmadığını, vasiyet konusunda bir bilgilerinin olmadığını, cemaa gönüllülerinde “yetim kaldık” algısının hakim olduğunu söylediler.
Her ne kadar cemaat içinde Osman Ünlü, Mehmet Ali Demirbaş ve Mehmet Said Arvas gibi saygı duyulan hocalar olsa da cemaatin “ağabeylik makamı”na Mücahid Ören’in layık görüleceği tahmin ediliyor.
İHLAS CAMİASININ SONU İSKENDERPAŞA GİBİ OLUR MU?
Peki Mücahid Ören babasının boşluğunu doldurabilir mi? Cemaat içinde ortak kanaat şu: “Enver ağabey’in yerini kimse dolduramaz”
Soruya geri dönelim. “Enver Ören’in ardından İhlas camiasının sonu İskenderpaşa’ya benzer mi?
İskenderpaşa Cemaati 3 hata yapmıştı:
1-Ticari olarak yanlış yatırımlar yapıldı ve yapılan hataları telafisi yoluna hiç gidilmedi.
2-Dini bir cemaatin hiç yapmaması gereken bir hamle yaparak siyasete doğrudan müdahale edildi. Sağduyu Partisi deneyimi de bu hataya tuz biber ekti.
3-Cemaati yurtdışından yönetme gayretleri otorite boşluğuna neden oldu.
İhlas camiasında ise durum biraz daha farklı. Kökeni Nakşibendi tarikatına dayansa da bir tasavvuf okulundan çok bir ticari oluşum etrafından gönüllülük esasına dayalı olarak bir araya gelmiş dindar insanların oluşan bir topluluk görüntüsü veriyorlar. Bu ticari yapı devam ettiği sürece İhlas camiası da devam edecektir.
Gençliği ve tecrübesizliği ile Nurettin Coşan’a benzetilen Mücahit Ören’in karizmasına gelince. Babası kadar güleryüzyü ve dışa dönük olmasa da her açıdan iyi yetişmiş bir isim. Genç yaşına rağmen Türkiye gazetesi çevresinde bir saygınlığı var. Başbakan Erdoğan ve Bülent Arınç tarafından sevildiği de biliniyor.
Ticarette babasının yaptığı hataları yapmaz, cemaati manevi olarak ayakta tutan Seyyidlerin desteğini almaya devam ederse, bundan sonraki dönemde güçlenerek yollarına devam edebilir…
İhlas camiasının geleceği
Pazartesi günü yayınlanan “Bir fani olarak Enver Ören” başlıklı yazıma İhlas camiasından ya da Türkiye gazetesi çevresinden tepki geleceğini düşünmüştüm. Yanılmışım. Daha çok İhlas Finans mağdurlarından eleştiri hatta hakaret mesajları aldım.
“Enver Ören’in borçlarının %90’ını ödediğini söylemişsiniz, bizim paramızı ödemedi” demişler. Ben de zaten “tamamını ödedi” dememiştim.
Bu camianın benim avukatlığına ihtiyacı yok. Yalnız şu gerçeği de unutmamak gerekir. Türkiyede 1997-2002 yılları arasında 21 banka battı. Ve İhlas Finans dışında hiçbir kurum, yasal olarak ödeme zorunda olmadığı tek kuruşu ödemedi. İhlas Finans’ta bugüne kadar 1 milyar dolara yakın bir ödeme yapılmış. Ben de bu iyi niyetli yaklaşıma “yetmez ama evet” dedim. Hepsi bu…
Birkaç okur da İhlas camiası ile İskenderpaşa cemaati arasında bir bağlantı kurarak “Enver Ören’in vefatının ardından cemaatinin sonu İskenderpaşa Cemaati gibi mi olacak” şeklinde özetlenecek bazı sorular sormuş.
Bildiğiniz gibi İskenderpaşa Cemaati’nde silsile damat ve oğul şeklinde ilerliyordu. İhlas camiasında da durum çok farklı değil.
1970’li yıllarda “Işıkçılar” adı verilen günümüzde ise Türkiye Gazetesi çevresi ya da ihlas Grubu olarak anılan İslami oluşumun kurucusu olan Hüseyin Hilmi Işık, vefatından sonra emaneti damadı Enver Ören’e devretmişti. Bu emanetin şimdi Enver Ören’in oğlu Mücahit Ören’e devredileceği tahmin ediliyor.
“Tahmin ediliyor” diyorum çünkü şu ana kadar cemaate yapılmış herhangi bir açıklama yok. Bu cemaate yakın bazı arkadaşlarla konuştum. Bu konuda henüz bir açıklama yapılmadığını, vasiyet konusunda bir bilgilerinin olmadığını, cemaa gönüllülerinde “yetim kaldık” algısının hakim olduğunu söylediler.
Her ne kadar cemaat içinde Osman Ünlü, Mehmet Ali Demirbaş ve Mehmet Said Arvas gibi saygı duyulan hocalar olsa da cemaatin “ağabeylik makamı”na Mücahid Ören’in layık görüleceği tahmin ediliyor.
İHLAS CAMİASININ SONU İSKENDERPAŞA GİBİ OLUR MU?
Peki Mücahid Ören babasının boşluğunu doldurabilir mi? Cemaat içinde ortak kanaat şu: “Enver ağabey’in yerini kimse dolduramaz”
Soruya geri dönelim. “Enver Ören’in ardından İhlas camiasının sonu İskenderpaşa’ya benzer mi?
İskenderpaşa Cemaati 3 hata yapmıştı:
1-Ticari olarak yanlış yatırımlar yapıldı ve yapılan hataları telafisi yoluna hiç gidilmedi.
2-Dini bir cemaatin hiç yapmaması gereken bir hamle yaparak siyasete doğrudan müdahale edildi. Sağduyu Partisi deneyimi de bu hataya tuz biber ekti.
3-Cemaati yurtdışından yönetme gayretleri otorite boşluğuna neden oldu.
İhlas camiasında ise durum biraz daha farklı. Kökeni Nakşibendi tarikatına dayansa da bir tasavvuf okulundan çok bir ticari oluşum etrafından gönüllülük esasına dayalı olarak bir araya gelmiş dindar insanların oluşan bir topluluk görüntüsü veriyorlar. Bu ticari yapı devam ettiği sürece İhlas camiası da devam edecektir.
Gençliği ve tecrübesizliği ile Nurettin Coşan’a benzetilen Mücahit Ören’in karizmasına gelince. Babası kadar güleryüzyü ve dışa dönük olmasa da her açıdan iyi yetişmiş bir isim. Genç yaşına rağmen Türkiye gazetesi çevresinde bir saygınlığı var. Başbakan Erdoğan ve Bülent Arınç tarafından sevildiği de biliniyor.
Ticarette babasının yaptığı hataları yapmaz, cemaati manevi olarak ayakta tutan Seyyidlerin desteğini almaya devam ederse, bundan sonraki dönemde güçlenerek yollarına devam edebilir…
