Medya
05 Ağu 2010 09:27 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:31

İCLAL AYDIN TWITTER'DAN NEDEN AYRILDI? İŞTE SON MESAJI!

Ünlü yazar, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan neden ayrıldığını Vatan gazetesindeki köşesinde işte bu cümlelerle anlattı.

Bu akşam çekip giderim!

Twitter isimli sosyal paylaşım sitesinde intihar ettim. Kimseye mektup bırakmadan, bak ben gidiyorum demeden, giderim ha filan demeden...

"Hadi hoşçakalın" dedim ve siliverdim hesabımı. Birden...

Hayatımın pek çok diliminde istemişimdir bunu. Silivermek oradaki hesabımı... Çıkıvermek o iş yerinden, o ilişkiden, o arkadaşlıktan...

"Artık seninle duramam, bu aşkı yırtar giderim..." diyerek kapıyı vurabilmek istemiş çoğu zaman da yapmışımdır.

En iyi yaptığım işlerden biri ki hiç gurur duymuyorum.

İnsanları sevmek isterim... Ama giderek zorlaşıyor değil mi? İçimize kapandıkça kapanıyoruz... Ama bir yanım da hâlâ eğlenmek, hâlâ sohbet etmek, hâlâ inanmak istiyor güzel şeylere...

Her neyse...

***

Türkiyelilerin "ayrımcılık" kavramını kafalarına sokmaları gerekiyor.

"Öteki"ne karşı olmaktan anladıkları nedir bu aydınların? Gazete yazarı arkadaşların çoğunluğu demokrasiden, eşitlikten, insan haklarından filan ne anlıyorlar? Evet, ilk akla gelen bu çok temel kavramlardan söz ediyorum...

Mesela biri beğenmediği ve eziklediği bir muhafazakâr gazeteci Türkbükü’ne gitti diye aynı yazı kendisine yazılsa hakikaten incineceği bir üslupla güneş kremi öneriyor. (Türkbükü’ne gidebilir belgesi bir tek sana yakın olanlara mı verildi? Ülkenin tamamı, seyahat edebilme, satın alabilme özgürlüğü sınırlı sayıda vatandaşa mı ait?)

Bir başkası beyaz Türklerin mekânına "dadanan" muhafazakârlardan bahsediyordu bir makalesinde ki bu konuda zaten daha önce yazmıştım.

"Dadanmak" da nasıl bir kelime diye sormuştum...

Bir diğeri "Sırf Nihat Doğan evet diyecekmiş diye yeni anayasaya hayır!" diyebiliyor... Ne yani bu sersemce laf karşısında "Ben de bu çocuksu sığ bakışa karşıyım, o halde evet" mi diyeceğim?

Mizahı bile aşağılamaya, sınıflamaya yönelik bir kültüre mi alkış tutacağız? Bu mudur?

***

Yazanı böyle olursa okuyanı farklı mı davranır sizce? Dokunulabilir bulduğuna insan gibi dokunabilme yetisi yok. Gelişemiyor haliyle.

Kafesteki maymuna sigara veren zihniyet seninle konuşabilme imkânı yakaladığında adı sanı da yoksa, takma isminin ardına saklandıysa sözüne "La İclal Aydın, baksana lan" diye başlayabiliyor...

Kimse kusura bakmasın. Bu arkadaşların yaptığı eleştiri, çok seslilik falan filan değil. Benim tepkim de tahammülsüzlük değil. Ben nasıl kimseye "la bana bak bi lan" demiyorsam, buna özen gösteriyorsam, buna tahammül etmek zorunda değilim... Kimse tavrımdan, inancımdan dolayı beni yargılayamaz...

Üstelik sen yaparken çok seslilik olan şey bir başkası yaptığı vakit neden bünyende tahammülsüzülüğe yol açıyor? Senin şakan şaka, senin eleştirin eleştiri, senin demokrasin bir tek sana demokrasi... Vay vay vay...

***
Başladığım yere dönersek... Hayatımda giderek insan azalttığım, daha içime kapandığım bir süreçte, bir insanı itip kakabilmeyi "demokratik bir platformun doğal sonucu" olarak değerlendirenlerle aynı fikirde olmadığımı fark ettim... Eli kalem tutan bile tahammülsüz bir infazcıysa diğerlerine ne diyebiliriz ki?.. Hayatıma kendi elimle açtığım insani bir kimliği kendi elimle yok ettim.

Dilim varsa, dersimiz rasizm olsun diyeceğim...

İclal Aydın/Vatan

ETİKETLER
#iclal aydın #twitter