Medya
07 Şub 2011 09:48 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:01

HINCAL ULUÇ'A TEPKİLER DİNMİYOR; "DÖNÜŞÜMLÜ AHLAK ZABITASI!"

"Özel hayatın gizliliği nerede? Ergenekon sanıklarına gösterdiğin şefkati, Altan ailesinden neden esirgedin?"

Dönüşümlü ahlak zabıtası

Aslında bu mevzua girmeye hiç niyetli değildim ama tarihe küçük bir not düşmek adına kayıtsız kalamadım. Malum, Hıncal Uluç, Defne Joy Foster’in ölümünden sonra evli ve çocuklu bir anneyle bekar erkeğin gece yarısı aynı evde olamayacağını vurgulayıp “Ortada çok açık bir ihanet var” deyince, tartışmanın fitili ateşlendi.

Özel hayatı en az muhatapları kadar marjinal olan Uluç’un, “töre” kokulu bu yazısı bana hiç “masum” gelmedi. Uluç’u böyle bir yazı kaleme almaya zorlayan neden, Foster’in evindeki bekar gencin Ahmet Altan’ın oğlu olması mıdır veya Ertuğrul Özkök gibi aykırı öneriler üzerinden tartışma yaratarak ilgi odağı haline gelme düşüncesi midir bilmiyorum.

Ama şundan eminim; yazar, kesinlikle, evli ve çocuklu bir anneyle bekar gencin gece yarısı aynı odayı paylaşmasına yönelik sorgulayıcı bakış açısına sahip değildir. Kaldı ki, hayat tarzı da bunu reddeder.

Hatırlıyorum; Hıncal Uluç, Tuğrul Türkeş ile Güler Kömürcü arasındaki telefon konuşmalarını yayınlayınca, 16 Eylül 2008 tarihli yazısında, tüm ayrıntıları sıraladıktan sonra Adalet Bakanı’na şöyle seslendi: “Bu ülkede ve dünyanın tüm demokrasi ile yönetilen ülkelerinde özel hayatın gizliliği esas değil midir?”

Yayınladığım telefon konuşması, Ergenekon iddianamesinin eklerine girmiş ve aleniyet kazanmış bir belgeden alıntıydı. Hani, son hadisedeki gibi varsayıma dayalı değildi, somuttu.

Şahısların ikisi de evliydi. Üstelik biri, Ergenekon sanığı ve aynı zamanda Silivri’de cezaevinde bulunan bir sanığın eşi, diğeri meclise verdiği soru önergesiyle Ergenekon’a tepki gösteren siyasiydi. Dolayısıyla, konunun “ özel hayat” retoriğine hapsedilmeyecek siyasi ve hukuki boyutları vardı

Buna rağmen Uluç, şimdi ki gibi çıkıp “Evli bir kadınla evli bir erkek nasıl bir böyle bir konuşma yapar?” diye sormak yerine “Özel hayatın gizliliği nerede?” diye feryat etti. Kuyruğu da aynı türküyü söyledi.

Şimdi o zaman biz soralım Hıncal Bey’e: Özel hayatın gizliliği nerede? Ergenekon sanıklarına gösterdiğin şefkati, Altan ailesinden neden esirgedin?

Hatırlatmakta yarar var; Kışkırtmalarınızla, o yazıdan dolayı, özel hayatın gizliliğini ihlalden 15 ay hapis cezası aldım. Ya siz? Dönüşümlü ahlak zabıtası oldunuz...

Şamil TAYYAR / STAR GAZETESİ