Medya
09 Haz 2014 09:50 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:16

Ekrem Dumanlı'dan Başbakan'a sert mesajlar! İstikbalde despotlara yer yok!

17 Aralık sürecinde hükümetle amansız bir kavgaya tutuşan cemaat medyasının önde gelen isimlerinden Ekrem Dumanlı'dan sert bir yazı daha geldi.

Hükümetin politikalarına karşı düzenlenen Çevre ve HES protestolarını gündeme getiren Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, vatandaşa hemen her alanda cesaret geldiğini savundu. Dumanlı, "Despotezmin tükenişi" başlıklı köşesinde isim vermedi ama mesajların adresi Başbakan Erdoğan oldu.
Devletin eskisi kadar insanların yüreklerine korku salamadığını iddia eden yazar, yazısında "halkın her kesimi, mazlumlar dayanışmasına örnek olacak çapta 'isyan ahlakı'nı keşfediyor. " diyor.
Demokrasilerde asıl patronun halk olduğunu belirten Dumanlı, yöneticilerin yaptığı hizmeti kimsenin başına kakamayacağını yazdı.
İşte Dumanlı'nın yazısından çarpıcı bir bölüm:
İSTİKBALDE DESPOTLARA YER YOK
Günlük siyasî keşmekeşin haşin dili, ölçüsüz üslubu ve hak tanımaz tavrına bakanlar despotik bir dönemin başında olduğumuz zannına kapılabilir. Oradan bakınca haksız da sayılmazlar. Lakin, meseleye bir de değişen insan ve özgürleşen toplum penceresinden bakmak gerekiyor. O perspektiften baktığınızda göreceksiniz ki hiçbir zulüm kalıcı olamayacak ve yeni insan gerçeği hakperest bir sistemi yöneticilere icbar edecek. Yani istikbalde despotlara yer yok...
İNSANLAR DEVLET ZORBALIĞINA BOYUN EĞMİYOR, EĞMEYECEK
Ne yazık ki bazıları son dönemde yönetmeyi, keyfi kararlar almak, insanları sorumsuzca suçlamak, hayali suçlar ihdas etmek, her kitleye ayrı ayrı ve sürekli hakaret etmek, her halükarda nefret dili kullanmak sanıyor. Yanılıyorlar. Artık her fert ve her kitle, kendi hakkını müdafaa edecek kadar demokratik bir şuur ortaya koyabiliyor.
Edirne'de, Rize'de, Antep'te, Adana'da, Diyarbakır'da, İstanbul'da insanlar devlet zorbalığına boyun eğmiyor; eğmeyecek de! Belki de ilk defa bu ülke temel hak ve özgürlüklerin sade vatandaş tarafından yürekli bir şekilde savunulduğu yeni bir döneme girdi. Belki de ilk defa 'kutsanmış devlet' mazeretiyle örülen suni korunaklar yıkılıyor ve halkın her kesimi, mazlumlar dayanışmasına örnek olacak çapta 'isyan ahlakı'nı keşfediyor.
Toplumdaki demokratik hukuk devleti arayışlarını fark edemeyen her yönetici kendi adını tarihe zalim diye kaydettirecek; üstelik hem bu dünyada hem öbür alemde rezil rüsva olacak..."