Medya
15 Eyl 2012 18:26 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:08

DİLA HANIM DİZİSİ KOCAMAN BİR FİYASKO MU?

Yeşilçam'ın en unutulmaz filmlerinden biri olan Dila Hanım'ın ilk bölümü bekleyenlerini mutlu edebildi mi? Medyaradar sinema-tv yazarı Murat Tolga Şen yazıyor.

Dün akşam iki yeni dizimiz daha oldu. Star’da başlayan Dila Hanım ve Kanal D’de başlayan Kayıp Şehir... Yeşilçam’a olan tutkumdan ötürü seçme hakkımı Dila Hanım’dan yana kullandım ama pişman oldum diyebilirim.

Biliyorsunuz, Dila Hanım ulusal sinemamızın nadide işlerinden biridir. Necati Cumali’nin öyküsünü Safa Önal senaryolaştırır, Orhan Aksoy yönetir, müziklerini Cahit Berkay yapar, başrollerinde de Türk sinemasının yeri asla doldurulamayacak iki muhteşem oyuncusu, Türkan Şoray ve Kadir İnanır oynar. Böyle bir ekibin elinden çıkan sonuç ise aşılamayacak bir zirvedir. Türkan’ın oynamasına gerek bile yoktur. Gözlerinden aşk, öfke ve ihtiras fışkırmaktadır film boyunca... Sadece bu filmi izleyerek ona neden ’Sultan’ dendiğini anlar ve hak verirsiniz. Kadir ise en yakışıklı zamanlarında, Türkan’la oynadığı için daha da yakışıklı görünerek olabildiğince maço bir performans gösterir. Öyle ki Anadolu sinemalarında film gösterilirken onun sahnelerinde bayılan kadınlar olur.

Dün akşam Star’da yayınlanan Dila Hanım işte böyle bir filmin dizi uyarlaması... Malum, Yeşilçam dizi sektörü için tükenmez bir maden ancak asıl esere yeterince ciddi yaklaşılmadığında ortaya cılız, olduğundan da kötü görünen işler çıkıyor.

Dila Hanım’ı dizi yapmakla ilgili en büyük sıkıntı oyuncu seçiminde... Üzgünüm ancak dizilerde oynayanların arasında Kadir İnanır ya da Türkan Şoray’ın karşılığı yok! Yine de Karadağlı Rıza Bey’i oynayabilecek tek isim sanırım Erkan Petekkaya... Aklıma başka bir isim gelmiyor, belki Kenan İmirzalıoğlu da olabilirdi. Ancak... Dila hanım rolü için kesinlikle Hatice Şendil’den başkası düşünülmeliydi. Bu rol ona ağır gelir ve gelmiş zaten. Oyunculuk olarak elinden geleni yapıyor, Kurtlar Vadisi’nde oynadığı günden bugüne epey mesafe katetti, güzelliğine de diyecek yok ancak hepsi bu... Dila Hanım çok güçlü bir karakter, çok daha tecrübeli birine emanet edilmeliydi.

Dizilerin ilk bölümleri çok önemlidir. O diziyi neden seyretmeniz gerektiğiyle ilgili tüm bahaneleri verir. O yüzden yapımcılar ilk bölümlere ya da sezon başlangıçlarına daha bir kuvvetli asılırlar. Suskunlar örneğinde olduğu gibi... Geçen hafta izledik, adamlar oturmuş sinema filmi çekmişler. Harika kurgu, ses, oyunculuk...

Maalesef Dila Hanım’da orijinal ya da farklı olabilmek adına hiç bir çaba yok. Sıradan bir kurgu, idare eden oyunculuklar ve hiç bir sahnenin ruhunu yansıtamayan berbat bir müzik yerleştirmesi, Asmalı Konak’tan, bir İstanbul Masalı’ndan, Sıla’dan alışık olduğumuz karakter yerleştirmeleri... Seyit Bey (Engin Şenkan) kahvaltı masasında toprak, aile, beylik üzerine ahkam kesiyor fonda romantik bir müzik!  Dila Hanım’ın sinema filminin eşsizliğine yakışmayan taklitçi ve sıradan bir çaba...

Anlayamadığım başka bir şey de hikayedeki her şey korunurken neden Dila’nın okumuş, modern bir kadın olarak sunulduğu... Nasıl bir dönüşümle ’erlerden daha er bir bey’e dönüşecek bu Dila?

Herşeye rağmen, hikayesinin etkileyiciliği sebebiyle belli bir ilgi görecektir Dila Hanım dizisi... İlk bölümde de epey sıkıcı bir girişten sonra Barazoğlu Tahsin’in vurulmasıyla gerilim arttı, hikaye ivmelendi. Bakalım gerisini nasıl getirecekler.

Not: bu dizide de karşımıza çıkan Ali Düşenkalkar ve Necip Memili gerçek hayatta da dostlar... Bu ikilinin  birlikte güçlü bir komedi potansiyeli olduğuna inanıyorum. Bakalım ilk kim farkedip değerlendirecek?

Twitter.com/murattolga