Medya
27 Ara 2011 13:59 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:10

BÜTÜN DİZİLER AYNI HIZLA SAÇMALIYORDU, BİRİNCİLİĞİ İFFET ALDI!

Taraf'ın Telesiyej yazarı Star TV'de yayınlanan İffet dizisindeki saymakla bitmeyen saçmalıkları köşesine taşıdı.

Bütün diziler aynı hızla saçmalıyordu, birinciliği İffet aldı!

Ama hakkıyla aldı, doğruya doğru.
Özellikle cumartesi akşamı yayınlanan bölüm bir saçmalık şaheseriydi. Vakıa, saçmalamakta başından beri tutarlı bir çizgisi vardı İffet’in, hakkını teslim edelim. Ama son yayınlanan bölümü bir ‘şahika’ydı bence.
Star’ın yeni yönetiminde yok mudur dizi bölümlerinin senaryolarını filan denetleyen biri? Yapım şirketleri, kafalarına göre mi yazıp çekiyorlar dizileri acaba? Kanal içinde böyle bir denetim mekanizması yoksa, hayretlerimiz ayaklanır; bu mudur bize görülen reva yahut deva? diye sessiz çığlıklar atarız ama kimsenin ruhu duymaz.. sesli çığlık atmak ya da görünür herhangi bir eylemde bulunmak tv seyircisinin aşina olduğu bir haletiruhiye tepkisi değildir çünkü! Fakat gereken tepkiyi içimizde mutlaka gösteririz, bu da böyle biline.
Ama varsa.. yani dizicilere; getirin yavu, bir göz atalım bakalım bu hafta ne çekiştirip duracaksınız diyen birileri varsa şayet, ondan diziyle ilgili bazı mühim hususları aydınlatmasını istemek Telesiyej olarak görevimdir benim.
Bırakınız görevimi yapayım, laissez faire laissez passer yani.. hayır insan bilmek istiyor; neden Ali İhsan gibi bir önemli işadamı, cinayet şüphesiyle –henüz suç kesinleşmeden– sorgulanmak üzere karakola götürülürken kelepçeleniyor? Neden sabıka kayıt fotoğrafı çekiliyor sanki suçu sabitleşmiş gibi?
Ayrıca İffet neden Cemil’in kim olduğunu kocasına açıklamıyor? Ali İhsan zaten biliyor İffet’in başına gelenleri. Neden aha da bu zattır işte bana tecavüz edip, sonra ortada bırakıp, para için arkadaşımla evlenen demiyor? Neden Ali İhsan’ın onu şoför olarak işe almasını engellemiyor? Bak Ali İhsan, senin işe aldığın bu alçak sırf bana yakın olabilmek için senin kızınla kırıştırıyor, her fırsatta beni köşeye sıkıştırıp öpmeye kalkışıyor filan demiyor?
Ayrıca Cemil şoförlük yaptığı arabaya ilk binişinde, onu kaçırmaya kalkıştı, sen benimsin de benimsin diye tepiniyor, elinden oyuncağı alınmış bir arsız çocuk gibi. Neden İffet akabinde gidip kocasına şikâyet etmiyor, senin şoför diye işe aldığın Cemil, böyle böyle yaptı demiyor? Bilmiyor mu bütün ahlaki değerleri yerle bir olmuş bir Cemil, yine ilk fırsatta onu kaçırmaya, tecavüz etmeye filan kalkar.
İffet’in hâlâ bu müptezel aşığı sevme ihtimali olabilir mi?
Ayrıca (ayrıca’ları üçledik böylece), Cemil onu (bu defa başardı) kaçırıp da yazlık köşke götürdüğü sırada, Ali İhsan’ın –tam o dakikalarda– cinayetten tutuklandığını öğrenmesine rağmen İffet neden sert bir tepki koymadı Cemil’e onca saat? Vızıl vızıl vızıldayıp, boynu bükük yalvarıp durdu Cemil’e, beni Emniyet Müdürlüğü’ne götür diye. Sanki bir yanı Cemil’in rehinesi olmayı istiyor da, diğer yanı yapması gerekeni söylüyor gibi.
Dakikalarca İffet vızıldıyor, Cemil, bana ne götürmem de götürmem seni Emniyet Müdürlüğü’ne diyor. Reklam arası veriliyor, kaldığı yerden devam ediyor ağır aksak birbirini tekrarlayan sahneler.
Diyaloglar da ne kadar amiyane olmaya başladı İffet dizisinde; nedir o Cemil’in, Ali İhsan’ın tutuklanmasının hiç umurunda olmadığını, hatta işine yarayacağını söylediği sahnelerde; “tohumuna para mı verdim ben Ali İhsan’ın” demeleri filan? (Sırası gelmişken, Cemil’i canlandıran –bence öldüren– İbrahim Çelikkol, bu diziyle karizmayı fena çizdirdi bana göre. Oysa dizi oyunculuğu kariyerine fena başlamamıştı.. ama o kadar Cemil olamamış bir Cemil oldu ki bu dizide, o kadar inandırıcılığı zayıf ki oyunculuğunun, hep bu rolüyle hatırlanacak sanki.)
İffet saymakla bitmez bir saçmalıklar dizini.
Son zamanların en tahammülsüz, en insanın içini davul gibi şişiren, en insana atmosferi yırtıp çıkma arzusu veren, korkunç kötü ve seyirciyi budala yerine koyan bir dizi.
Hangisi öyle değil ki, diyenleriniz çıkacaktır elbet.
Doğru.
Ama bütün diziler aynı hızla saçmalıyordu, birinciliği İffet’e verdiler işte.
Uzun lafın kısası; biz bu zanaatı beceremiyoruz aslında.
Lakin ısrar ediyoruz. Israrla da olmuyor.. sonuçta ortaya dekadansı besleyen bir banaliteyle, banaliteyi besleyen bir dekadans çıkıyor.

Telesiyej/Taraf