Medya
31 Ağu 2010 05:14 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:35

"BİR SEFER FİKRET BİLA, ERTESİ SEFER MEHMET BARANSU ASKERLE BİRLİKTE OPERASYONA ÇIKSA!"

Güneydoğu'daki spekülasyonları önlemek için Akşam yazarı Nagehan Alçı'dan "iliştirilmiş gazeteci" teklifi!

PKK operasyonlarına iliştirilmiş gazeteci

Time dergisinin son sayısında The Pity of War (Savaşın acısı) adlı müthiş bir fotoğraf-haber var. Haberi Afganistan'daki ABD askerlerinin rutinine dahil olan fotoğrafçı Adam Ferguson yapmış.  Ülkenin güneyinde yer alan Marcah eyaletindeki birliklere iliştirilmiş gazetecilik yaparken şahit olduğu bir olayı anlatmış Ferguson.

***
28 Temmuz'da devriye gezerken bir anda bir el ateş ile irkiliyor Amerikan askerleri. Silahlı bir adam görüyor ve hemen mevzileniyorlar. Bunun üzerine ateş yağmuru başlıyor. Toz duman birbirine karıştıktan sonra yollarına devam ediyorlar. Saldırganın akıbeti meçhul...

***
Aradan bir buçuk saat geçiyor. Askerler yakındaki bir kasabada tur atarlarken yanlarına bir adam geliyor ve açılan ateş sonucu 14 yaşındaki yeğeninin öldüğünü söylüyor. Askerler iddianın tuzak olduğunu düşünüp oralı olmuyorlar. Ancak bir süre sonra adam birkaç yakını ile birlikte ölen kızı taşıyarak askerlerin yanlarına getiriyor.

***
Haber bu. Amerikan askerleri yanlışlıkla 14 yaşında bir Afgan kızı öldürmüş. Dizi dizi fotoğraflar var dergide. Ölen kızın ailesi, askerlerin üzgün bakışları... Ve yatakta taşınan ölü kız! Hepsi kare kare fotoğraflanmış ve ülkenin en büyük dergilerinden birinde basılmış! 

***
Kabul ediyorum, bol miktarda 'Amerikan askerleri merhametlidir. Sivil ölümleri kasıtlı değil' sosu var haberde. Hollywood'vari insanileştirme de gözle görülür şekilde mevcut. Ancak yine de ben bu haberden kendi adımıza büyük dersler çıkarabileceğimizi düşünüyorum.

***
Düşünün... Ordunun güneydoğudaki operasyonlarına iliştirilmiş gazeteciler alınsa... O gazeteciler çatışmalarda askerlerin yanında bulunsa... Yaşananları haberleştirse, fotoğraflasa... Son dönemde ortaya çıkan bu kadar şaibe olur muydu? İddialar bu kadar karanlık kalır mıydı? Şayet bölgede askeri birliklerle hareket eden gazeteciler olsa ve orada yaşananları bize anlatsa durum bugünkünden farklı olmaz mıydı? Kafamızdaki sorular azalmaz mıydı? Havan mermisinin öldürdüğü iddia edilen Ceylanlar, mayına basıp yaşamını yitirenlerin ölüm hikayeleri üzerindeki sis perdesi aralanmaz mıydı?

***
İliştirilmiş gazetecilik çok eleştirilen, gazetecinin objektiflik ve mesafesini kolaylıkla yitirebileceği bir gazetecilik türü. Irak savaşında ve sonrasında da büyük spekülasyonlara neden oldu. Ancak birkaç rötuşla bu model bizim için çok faydalı olabilir. Türkiye'de bir rotasyon sistemi kurulsa ve her görüşü temsil eden gazeteciler zaman zaman askerle birlikte operasyonlara çıksa güneydoğudaki şaibeler önemli ölçüde azalır... Gerçi operasyonların devam etmesi kabul edilebilir değil, bu öneri ile bunların devamını savunuyor görünmek istemem ama askerin sıcak teması sürdüğü sürece en azından karanlık noktaları azaltmak için operasyonlara 'gözcü' mahiyetinde dahil olmak bilgi kirliliğini önleyebilir.
Bir sefer Fikret Bila, ertesi sefer Mehmet Baransu askerle birlikte operasyona çıksa hem müthiş bir şeffaflaşma yaşanır, hem de ülkedeki kamplaşmanın beli bükülür.

***
Ne dersiniz? Çok mu hayalperestim?

Nagehan Alçı/Akşam