Ben Sana Ne Diyeyim Çocuk?.. Özrün Kabahatinden Büyük!..

Medyaradar analisti Atilla Akar, Atatürk resmine karşı çirkin hareketlerde bulunan gence seslendi ve olayı “Z Kuşağı”nın ölçüsüz hareketine bağladı. Akar, ayrıca bu gence hapis cezası değil, Mustafa Kemal ile ilgili kitaplar okuması cezası verilmesini savundu...

Malum: İstanbul'da, Marmara İmam Hatip Lisesi'nde çekildiği belirtilen bir videoda lise öğrencisi, kitaptan kopardığı Atatürk fotoğrafına yaptığı çirkin davranış ülkemizin gündemindeydi. Söz konusu video kamuoyunda infial yarattı. Gelen tepkiler üzerine hareketi yapan gözaltına alındı. Hakimliğe sevk edilen genç  A.E.S, tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Olmadı Çocuk!.. Hem de Hiç Olmadı!..

Samimi söylüyorum: her şeye rağmen affetmeye, “Gençtir, bir hatadır yapmıştır abisi” demeye o kadar hazırdım ki. Hepimiz “O yaşlarda ne çiğlikler yapmadık ki”, (Gerçi biz hiçbir zaman böyle bir saçmalık yapmadık, yapmazdık)  “önemli olan hatasının farkına varması”, “özür dilemesi” “pişman olması” filan diye kendimi düşünmeye zorlarken birden yumruk yemiş gibi oldum. Ne derece doğru bilemem ama ilgili habere göre öğrenci A.E.S, ifadesinde "Ben hareketi yaptığım sırada fotoğrafın Mustafa Kemal Atatürk olduğunu bilmiyordum.” demiş ve pişmanlık belirtmiş. Buyurun bakalım!..

Olmadı çocuk!.. Hem de hiç olmadı!.. Yaptığın densiz hareketin sorumluluğunu alıp “bir cahillik ettim” deseydin bari. Çünkü gerçek “Delikanlılık” budur. Yoksa mensubu bulunduğun ulusun kurtarıcı sembolünü kendini bilmez bir şekilde ve aklın sıra “küçültücü”, “aşağılayıcı”, “saygısızca” alaya almak değil. Bu yakışıksız ve ölçüsüz davranış onu değil ancak seni küçültür çocuk. Yazık ki ne yazık!..

Kendini mi Bizi mi Kandırıyorsun Çocuk?..

Bu ülkede yediden yetmişe herkes Mustafa Kemal’i bilir, tanır. Yani ki bilmemen mümkün değil. Kendini mi bizi mi kandırıyorsun çocuk? Eğer bilmiyorsan bu zaten hepsinden büyük ayıp!

Öyle ki, ya yaptığın hareketin çirkinliğinin farkında değilsin ya da salağa yatıp, bizi kandırmaya, aklımızla dalga geçmeye çalışıyorsun. Bana kalırsa bu ilk yaptığından bile daha berbat bir şey. İnsanları aptal yerine koyuyorsun çünkü. Tabii belli ki hesapta sen çok akıllısın. Lakin bu söylediğine kargalar bile güler. Bu yaşta bu kibir pek hayra alamet değil!..

Bu davranışı hangi nedenle yaptın bilemem. Birileri mi gaza getirdi seni, ideoloji mi, inanç mı, yoksa sadece dikkat çekmek, şaklabanlık olsun diye mi? Hangisi? Lakin hangisi olursa olsun bunu yapabilmiş olman önemli. O ülkenin sembol ismine bu derece ölçüsüzce saldırabiliyor olman hayrete şayan. Çok yazık!..

Daha ne okudun, gördün sen?..

Beni asıl üzen ise bu ülkenin bir genci olarak bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz, milletimizin gururu Mustafa Kemal Atatürk’e böylesi dil uzatabilmen. Söylesene çocuk? Daha ne okudun, gördün sen? Ne kadar tarih biliyorsun? Kulaktan dolma, hazır, klişe birkaç lafla nasıl bu kadar keskin kanaatler sahibi olabiliyorsun?

Sana muhakkak Atatürk’ü sev, öv, benimse diyen yok. Atatürk eleştirilemez diye de bir şart yok. Ama bu tarz bir edepsizlik yapmak zorunda mısın? Çok merak ediyorum, o hareketi yaparken ne düşündün? Hangi duygu seni buna yönlendirdi? Aklın sıra ne mesaj veriyordun? Hangi nefret seni bu şuursuzluğa sevk etti? Vah ki ne vah!..

Herkes davranışının arkasında –okuduğun okuldan dolayı- bir “gericilik”, “şeriatçılık”, dincilik” vb arıyor. Ki, muhtemelen benzeri etkilerde olabilir. Ancak ben bütün bunlardan ötede başka bir şey daha görüyorum. O yüzden olaya -belki bizi kestirmeden tatmin edecek etiketlerden ziyade- daha geniş perspektifli bakmaktan yanayım.  Bu gencin doğru düzgün şu veya bu yönde bir bilince sahip olduğunu da sanmıyorum. Kızayım mı acıyayım mı bilemedim. Üzülmek baskın duygum oldu.

Tipik Z Kuşağı davranışı!..

Bence bu onunda mensubu olduğu (Z)ıpçıktı kuşağının tipik davranışlarından biri. Tik-Tok fenomenlerinin klişe davranışı. Sosyal medyanın en b.ktan yanı. Herkes seçtiği tarafa göre bir abukluk yapıyor nasıl olsa. Kimi kıçını açıyor, kimi embesil, şımarık ve görgüsüz davranışlar içinde, kimi maymunlara taş çıkartır kopya davranışlar halinde. Konuşmaları konuşma değil, birbirlerine hitapları saygısız. Şımarık, nerede, nasıl davranacağını bilmeyen, kafasına estiği gibi davranan, sorumluluk duygusu yok ya da zayıf, hedonist bir nesil bu. İnsanlık adına utanç vesilesi. Cumhuriyetin 100. Yılı’nı kutlamaya hazırlanırken geleceği bunlara nasıl “emanet” edeceğiz bilmem?

Nereden ve nasıl türediler bilmem ama hareketlerinde zerre kadar akıl, bilgi, edep yok. (O yüzden ne yaptıklarının farkında değiller ve davranışları onlara “normal” geliyor) Çoğu birkaç tık alabilmek ve dikkat çekebilmek için. Aynı sebeple ve maalesef onun bu davranışı da “Tik-Tok Kuşağı”nın klişe davranışından bağımsız değil. Bir de bu açıdan düşünün isterseniz. Uygarlığın yakın çöküşünün habercisidir bunlar!..

Linçe gerek yok!..

Amacım o genci ezmek ya da üzmek değil. Her şeye rağmen düşüncesiz ve insafsız değilim. Tam tersine amacım davranışını kendisine sorgulatmak. Ama gerçek bir tokattan ziyade asıl “manevi bir tokat” atmak lâzım ki biraz olgunlaşsın. Siyasi linçe gerek yok. (Bazıları bunu kolayından isteyebilir!) Kendine gelsin. Yoksa içeri tıkmak, cezalar vermek değil. Söylesene çocuk? Daha ne okudun, gördün sen?  Eğer gerekli dersleri çıkartabilirse muhtemelen bir süre sonra yaptığı hareket ona da “acayip” gelecek ve utanacaktır. Sonraları gülebilir bile…

Ah be genç kardeşim, keşke böyle bir saçmalık yapmasaydın. Yaptığın terbiyesizliğin mazereti yok. Ancak  gene de hapse atılmasını kesinlikle isteyemem. Kim olursa olsun, bir genci kolay kolay kırmak bile istemem. O yüzden ben hakim olsam (Bilemiyorum yasada yeri var mı?) ona bir dizi Atatürk’le ilgili kitap okuma cezası verirdim. Bunların kendi seçeceği (Sadece Nutuk mecburi) en az yarısını süreçte dikkatlice okumasını, kopyalamadan özetlemesini isterdim. Bu ona verilebilecek en uygun ve ağır “ceza” olurdu sanırım!..

Umarım söz konusu genç bu tatsız ve utanç verici olayı bir olgunlaşma ve davranışını sorgulama fırsatına çevirebilir…

23.09. 2023 

NOT 1: Listeyi veriyorum: Nutuk – Mustafa Kemal, Çankaya – Falih Rıfkı Atay, Atatürk – Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Tek Adam, Şevket Süreyya Aydemir, Hangi Atatürk? – Attila İlhan, Atatürk – Andrew Mango, Atatürk / Bir Milletin Yeniden Doğuşu – Lord Kinross, Gazi Mustafa Kemal – İlber Ortaylı.

NOT 2: Bir çift sözümde bu gençleri sözüm ona yetiştiren ailelere, okullara, öğretmenlere, kurumlara. Gelinen noktadan herkes sorumlu. Siz kuru kuruya bir çocuk yetiştirmiyorsunuz. İnsan yetiştiriyorsunuz. Toplumsal bir varlık yetiştiriyorsunuz. Ahlaki, sosyal sorumlulukları olan bir insan hem de. Yok beceremiyorsanız – ki öyle görünüyor- milli eğitimi iptal edip, okulların kapısına kilit vurun. Bütçeye de yük olmayın. Olay sadece matematik, fizik, kimya, vb öğretmek değildir. İnsan yetiştirmeyen eğitimi ben ne yapayım? Sorumlu, derdini efendice anlatan, tarihi şahsiyetlerine saygılı, kişilikli gençlik yetiştirmedikten sonra neye yarar o eğitim? Ülkedeki insan kalitesi habire düşüyor. Okumuş, diplomalı cahillerden bıktık. Alarma geçmeniz gerekiyor. Yok kafanız mı basmıyor, gelin o zaman ben size nasıl olacağını bir zahmet anlatayım.