Medyaradar CNN Türk'teki vurgunun peşini bırakmıyor! Cüzdan mı? Habercilik mi?

Radar Operatörü, CNNTÜRK'ü ve medya dünyasını sarsan CNN Türk Programlar Servisi üzerinden iki üst düzey yöneticinin içinde yer aldığı yolsuzluk iddialarında yeni bir perdeyi açtı.

RADAR OPERATÖRÜ editor@medyaradar.com

Değerli MedyaRadar okurları,

Bizleri yıllardır takip eden dostlarımız ve okuyucularımız bilir ki; bizler hep doğruların peşinde koştuk. Hiçbir yayın kuruluşu ile bir ‘çıkar’ ilişkimiz olmadı. Habercilik sığınağımız bu mecrada sizleri bilgilendirmeye çalıştık, çalışmaya da devam ediyoruz. Yıllardır yaptığımız gibi doğruları eğip- bükmeden olduğu gibi aktardık, aktarmaya da devam ediyoruz.…

Fincancı katırlarını bilmeyiniz yoktur! Gelin hikâyeyi Nasrettin Hoca’nın anlatımıyla biraz renklendirelim…

“Nasreddin Hoca, ahireti merak etmiş ve ne olduğunu öğrenmek için boş bir mezarın içine girmiş...

Derken bir gürültü duymuş ve mezardan çıkınca, çevreden geçmekte olan fincancı katırları ürkmüşler, fincanlar kırılmış dökülmüş, ortalık toz duman olmuş… Fincan yüklü katırların sahibi de eline bir odun alıp, “yer misin, yemez misin”, evire çevire bir güzel dövmüş Hoca’yı...

Hoca eve dönünce karısı sormuş:

-Hoca, ahirette ne var ne yok?

Hoca da:

- “Fincancı katırlarını ürkütmezsen, demiş; hiçbir şey yok.”

Evet Nasrettin Hoca’nın da dediği gibi ‘Fincancı katırlarını ürkütmezsen’ sorun yok!

Lakin biz ürküttük! Nasıl mı?

Demirören Medya’daki üst düzey iki yöneticinin kurdukları paralel şirket vasıtasıyla koskoca medya grubunu nasıl dolandırdıklarını anlatmıştık. Medya dünyasındaki son yılların en büyük vurgun iddialarında adı geçen Demirören Medya TV Grup Başkanı (çok havalı bir unvan değil mi?) Murat Yancı, iddialarla ilgili olarak bir internet sitesine açıklama yaptı. Belgeleriyle yazdığımız yazı için sadece “sistematik saldırı yapılıyor” dedi.

Şair-Yazar Murathan Mungan'ın çok güzel bir sözü vardır... Der ki; "Türkiye'de her şey olursunuz, bir tek rezil olamazsınız"

Devam edelim…

Oysa bizim yaptığımız sistematik vurgunu anlatmaktı. Bu yazıda da o vurgun iddialarını belgeleriyle biraz daha ileriye götüreceğiz.

Nasıl mı yapacağız bunu?

Kanal D Haber ve CNNTÜRK tarafından çalışanların nasıl cüzdan ile habercilik arasında sıkıştırılğını anlatacağız.

CNNTÜRK Programlar Servisi Müdürü Yasemin Tüzemen’in yeğeni üzerine kurduğu ERA Şirketinin haber merkezleri çalışanları üzerinden parayı nasıl çıkarttıklarının sistemini deşifre edeceğiz.

3. katın koridorlarında ‘gider makbuzlarının’ altına imza atan personele ‘Titan saadet zinciri’ gibi imza başına nasıl 1.500 lira para dağıtıldığını anlatacağız.

Haksız para kazanmamak için cüzdan ile habercilik arasında sıkışan vicdanlı basın mensuplarının durumunu yazacağız.

Vurgun sisteminin içinde çalışan bir personele nasıl 599 bin lira para ödendiğini belgeleriyle ortaya koyacağız.

Haber karşılığı oto bayilerinden nasıl sıfır araçlar alındığını açıklayacağız…

Ama önce bir önceki yazıdaki iddiaları tekrar bir hatırlayalım! Çünkü çok kolay unutuyoruz…

CNNTÜRK'TE BÜYÜK VURGUN! İŞİN İÇİNDE KİMLER VAR?

"CNNTÜRK koridorları Programlar Servisi üzerinden iki üst düzey yöneticinin içinde yer aldığı yolsuzluk iddialarıyla sarsıldı. Ama günün sonunda, şirket içinde paralel şirketler kuran yöneticilerin tabiriyle “uyuyan güzel” yani Meltem Demirören uyanmadığı için derin bir nefes aldılar. Çünkü “uyuyan güzel” iddiaların araştırılması için yetkiyi TV Başkanı Murat Yancı’ya verdi. Yancı’da gereğini yaptı ve yıllar içinde yalnızlaştırdığı “uyuyan güzel”e "İddialar gerçeği yansıtmıyor" diyerek uyutmaya devam etti.

Güneşi balçıkla sıvamaya kalkanlar, belgeleri gördüğünde “maskeli balonun” sona ereceğini hiç hesaplamıyorlar

Şimdi gelelim belgeleriyle vurgunun ikinci perdesine….

CNNTÜRK Programlar Servisi Müdürü Yasemin Tüzemen’in 2000 doğumlu yeğeni yani ablasının kızı Fikriye Eylül Korkmaz’ın 1 yıl önce kurduğu ERA Yapım Medya ve Prodüksiyon isimli şahıs şirketinin sadece CNNTÜRK’e çıkardığı belediye başkanları üzerinden 6 milyon liralık nasıl gelir elde ettiğini anlatacağız.

Hem de bu belediyeler deprem bölgesinde yıkılan şehirlerin başkanlarıydı. Yani CNNTÜRK’ün yöneticilerine milyonlar saçan o belediyeler, parayı vatandaş için harcamak yerine, yüksek rakamlarla CNNTÜRK ekranlarına çıkıyordu.

Ama önce gelin hep birlikte iki üst düzey yöneticinin 'uyuyan güzel' Meltem Demirören’i nasıl uyuttuklarına bakalım…

Murat Yancı, CNNTÜRK’ün Genel Müdürü olduktan sonra yaptığı ilk şey, patronu Meltem Demirören’in etrafındaki güçlü kişilerin listesini çıkardı. Sonra da o isimleri tek tek yok etmek ve medyadan anlamayan Meltem Demirören’in kendisine bağımlı olması için harekete geçti.

İlk iş olarak da İK Direktörü Elif Karacaoğlu ile iş birliğine girdi. Zaten onu yanına çekmesi çok kolay oldu. Bunun için Programlar Müdürü Yasemin Tüzemen’i kullandı. Elif Karacaoğlu’nun sosyetik dişçilerde dişlerini yaptırması ve dolgu ve botoks gibi güzellik işlemlerini CNNTÜRK ekranlarına para ödeyerek çıkan doktorlara yaptırması yetti. Elif Karacaoğlu artık Murat Yancı’nın sözünden çıkmayan ve Meltem Demirören’e sürekli Murat Yancı’yı öven biri haline geldi.

Karacabey’in Yancı’yı patrona övmesi çok önemliydi. Çünkü Meltem Demirören ile Elif Karacaoğlu zaman zaman birlikte alışverişe gidecek kadar yakındı. Yani planın artık ikinci aşamasına geçilebilirdi. Murat Yancı, İK direktörü Elif Karacaoğlu ile konuştu ve eski bir polis şirkete güvenlik müdürü aldırdı. Ve onun üzerinden de patrona sürekli korku aşılandı.

Nasıl mı?

"Odanıza birisi böcek yani dinleme cihazı koymuş olabilir" denilerek sürekli odası arandı. Rahatsız edildi, korkması sağlandı. Bu hamlelerle birlikte Meltem Demirören’i avuçların içine alan isimler bir sonraki aşamaya adım attılar. Yani “uyuyan güzel” daha da yalnızlaştırıldı ve derin uykuya geçti.

Başta Kanal D’nin Genel Müdürü Murat Saygı olmak üzere herkese bir kulp takarak, sanki şirketi koruyorlarmış gibi yapıp, Meltem Demirören ile birebir görüşen herkes tek tek gönderildi. Operasyonların hepsini de bizzat Elif Karacaoğlu yönetti. Sonra da Murat Yancı’nın TV’lerin başına geçmesini önerdi. Meltem Demirören o atamayı yaptıktan sonra da şirkette 'uyuyan güzel' moduna geçti.

Artık Demirören medya tamamen kendi yönetimlerine geçtiği için CNNTÜRK Programlar Müdürü Yasemin Tüzemen işe koyuldu. İlk iş o sırada dışardan sunuculuk yapan Serra Taşkıran’a Kaktüs isimli şirket kurdurmaktı. Kaktüs Medya Şirketi'ne geçtiğimiz günlerde Keskin Kalem değinmişti. O yazıdan sonra şu an CNNTÜRK programlar servisinde sunucu olarak görev yapan Serra Taşkıran, “gerçeği yansıtmıyor” dedi. Ama bilmediği bizim elimizde neler olduğuydu. O yüzden Serra Taşkıran’a bazı sorular soracağız:

1.Sahibi olduğun Kaktüs şirketinde, CNNTÜRK programlar servisi Müdürü Yasemin Tüzemen’in kardeşi Erdem Tüzemen görev yaptı mı? Özellikle belediyelerden gelen paraları kim dağıttı?

2.Şirketin yaptığı işlerde dışardan kameraman ya da metin yazarı gibi hizmet aldın mı yoksa o hizmetleri sana CNNTÜRK programlar servisi mi sağladı?

3.Şirkete para girdiği dönemde, şu an yan yana çalıştığın mesai arkadaşlarına parayı sen mi verdin yoksa paranın kontrolü tamamen Erdem Tüzemen’de miydi?

Gerçekten dürüst ve vicdanlıysan bu sorulara doğru yanıt verirsin. Biz yanıtını biliyoruz ama merak ettiğimiz sen ne kadar dürüstsün?

Kaktüs ile her şey yolunda gidiyordu. Ama korktukları bir şey vardı. Çalışanlar şirketin yaptıklarını duyabilir ve kazanılan paralar ortaya çıkabilirdi. Bu durum üst yönetim ile de paylaşıldı, ortak alınan karar dışardan güvenilir birinin üzerine yeni bir şirket kurulmasıydı.

Tabii ki bu görev de Tüzemen ailesine düşmüştü.

Yasemin Tüzemen ablası Elif ve kardeşi Erdem Tüzemen ile bir araya geldi. Ve ERA isimli yeni şirketin ablası Elif Tüzemen’in 2000 doğumlu kızı Fikriye Eylül Korkmaz’ın üstüne kurulmasına karar verildi.

O zaman biraz da milenyum kızı Fikriye Eylül Korkmaz’dan bahsedelim. Ocak 2022 yılında 80 bin lira kredi çeken kızımızın şu an henüz ödenmemiş 22 bin lira borcu bulunuyor. Ve dahası geçtiğimiz yıllarda annesi Elif Tüzemen’in arabası ile kaza yaptı. Polis raporuna göre de %100 kusurluydu. Genç kızımıza bu vesileyle biz de geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Ama bir hatırlatma da yapalım. Hakkında İstanbul 19. İcra dairesi tarafından 2023/17792 esas sayısı ile açılan dava sonucu ödemesi gereken 1.685 TL icra bedeli var. Bir an önce faiz binmeden ödemesini tavsiye ederiz. Bu rakamı neden yazdığımıza gelecek olarak, Eylül Korkmaz’ın adına kurulan şahıs şirketi sadece 2022 yılında 6 milyon liralık gelir etti. Şirketin kasasına giren paranın dağıtımı da yine Erdem Tüzemen tarafından yapıldı.

Peki, 23 yaşındaki sektörde hiçbir tecrübesi olmayan Eylül Korkmaz’ın şirketine kimler para ödemek için sıraya girdi?

Hemen yanıtlayalım…

O paraların çoğu, bütçesini kendi vatandaşına harcaması gereken deprem bölgesindeki belediyelerin başkanlarından geldi. Çünkü depremden önce ekrana çıkan o belediye başkanları CNNTÜRK’ün istediğini sanarak çok yüksek meblağları kasalarından çıkardı. ERA şirketine ödeme yaptı. Ama gönderdikleri paraların sadece küçük bir bölümü CNNTÜRK’e gitti. Böylece hem CNNTÜRK hem de belediye başkanları kandırıldı.

Kazanılan paralar da Yasemin Tüzemen tarafından en üstten en altta kadar sistemin içinde yer alan kişilere dağıtıldı. Ama Tüzemen kardeşler, kötü gün yatırımı olarak CNNTÜRK üzerinden kazandıkları parayla hemen ablası Elif Tüzemen adına KKTC’de güzellik merkezi açtı. İşte bu güzellik merkezi huzursuzluk yarattı. Çünkü Yasemin Tüzemen’in bu kadar çok para kazandığını gören ekip, önce kendi içlerinde sonra da CNNTÜRK koridorlarında bunu konuşmaya başladı.

Hem ne güzel demiş atalarımız ekmeğini yalnız yiyen, yükünü yalnız çeker.

Bu yazdıklarımızdan sonra vurgun ekibinin tabiriyle “uyuyan güzel” uyanır mı uyanmaz mı bilemeyiz. Ama eğer ki araştıracak ekibi yoksa biz elimizdeki belgeleri paylayabiliriz. Ancak, paylaşmayacağımız tek bilgi, gizli kamera görüntüleri.

Adı üstünde, yöneticilerin para konuşması yaparken çekilen görüntüleri gizli yapıldığı için etik olarak bu konudan bahsetmiyoruz. Ama belki başka yazımızda, yine bir yapım şirketi üzerinden yine nasıl milyonlar kazanıldığını anlatırız."

"SİSTEMATİK VURGUNA" SİSTEMATİK KARALAMA SAVUNMASI

Bu yazının ardından Demirören Medya TV Grup Başkanı Murat Yancı, Odatv’ye yaptığı açıklamada yolsuzluk iddiaları ile ilgili ‘sistematik bir karalama kampanyası’ yapıldığını söyledi. Ardından da mahkemeye koşarak yazı hakkında 'Erişim Engelleme" kararı aldırdı.

Oysa yapılan haberler sistematik vurgunun gözler önüne serilmesiydi.

24 TV ve A Haber'in acar editörü şimdinin Demirören Medya TV Grup Başkanı Murat Yancı belki bizim de sorularımızı yanıtlar

1- ERA şirketi CNNTÜRK’e fatura kesti mi?

2- ERA şirketinin sahibi Fikriye Eylül Korkmaz ile CNNTÜRK programlar müdürü yaptığın Yasemin Tüzemen akraba mı?

3- ERA şirketinin para ticaretini tıpkı Kaktüs şirketinde olduğu gibi Erdem Tüzemen mi yapıyor?

4- Kaktüs şirketinin sahibi görünen ve şu an şirketiniz personeli olan Serra Taşkıran ile yine Yasemin Tüzemen’in kardeşi Erdem Tüzemen arasında nasıl bir çıkar ilişkisi var.

5- ERA şirketi 2022 sonunda Serra Taşkıran’a neden 57 bin 500 lira, Yasemin Tüzemen’in asistanı E.B.M’a ise 190 bin lira, yine programlar servisi çalışanı M.A.T.ya neden 599 bin 111 lira para gönderdi.

6- ERA şirketinin vergi dairesine sunduğu belgeler arasında neden CNNTÜRK ve Kanal D haber merkezinin çalışanlarının ismi bulunuyor?

Son iki madde hariç bütün soruların yanıtını Medyaradar okuyucuları zaten biliyor.

O zaman gelin biz sistematik vurgun iddialarını son iki madde ile derinlemesine inceleyelim ve basın mensuplarının ‘cüzdan ile habercilik’ arasında nasıl sıkıştırıldığını anlatalım.

CNNTÜRK programlar servisi çalışanları, kanalda canlı yayına çıkmak ya da paralı haber yaptırmak isteyen başta belediye başkanları olmak üzere herkesi ERA yapım şirketine yönlendirdi. Böylece ekranda görünmenin tek şartı ERA şirketine para ödemek oldu. İstenilen rakamlar ödendikten sonra isteyen herkes CNNTÜRK ekranında boy gösterdi. Sırada artık paraların dağıtımı vardı. ERA yapım şirketi kâğıt üzerinde kurulduğu için parayı çıkarmak kolay değildi. Yasemin ve Erdem Tüzemen kardeşler bunun da bir çözümünü buldu.

CNNTÜRK ve Kanal D haber merkezi çalışanlarına imza başına 1.500 lira ödeyerek gider makbuzu imzalattılar.

Evet yanlış okumadınız…

Böylece o kişilerin hesabına sanki ERA şirketine verdikleri hizmet karşılığında 20 ile 30 bin lira arasında para ödenmiş gibi kâğıt üzerinde gösterildi.

Bu sistem kısa bir süre içinde her iki haber merkezinde de duyuldu. Geçim sıkıntısı çeken bazı personel kolay yoldan para kazanmak için gider makbuzuna imza atmak için yarışa girdi.

Belgeden örnek vermek gerekirse;

Medya çalışanı

K.A’ya  22,500 lira,

C.B’ye 23,750 lira

S.T.B’e 31,250 lira gibi liste uzayıp gidiyor.

Ama bazı ‘onurlu personel’ ise içlerindeki ‘habercilik ruhu’ daha ağır bastığı için her ne kadar geçim sıkıntısı çekse bile cüzdanını değil, haberciliği seçti.

İşte bizde o ‘onurlu basın mensupları’ için bu yazıyı yazıyoruz…

Demirören Medya TV Grup Başkanı Murat Yancı’ya yönelik ‘sistematik saldırı’ değil, ‘onurlu basın mensupları’ adına kurulan sistematik vurgunu deşifre ediyoruz.

Çünkü kurdukları sistem yüzünden 3. katta çalışan herkes kolay para kazanmanın peşine düştü.

O yüzden “uyuyan güzel” olarak adlandırılan Meltem Demirören Oktay’ı ‘uyandırmak’ istedik.

Yönettiği medya çatısı altında neler döndüğünü personelinin cüzdan ile habercilik arasında sıkıştığını bilsin istedik.

Geçim sıkıntısı çeken bazı personeli iş çıkışı onuruyla ikinci iş de çalışarak evini geçindirmeye çalıştığını bilmesini istedik.

Sistematik vurgunu gören bazı Kanal D ve CNNTÜRK muhabirlerinin oto bayileriyle anlaşarak hep aynı yerde aynı isimlerle konuşarak nasıl sıfır araç alma peşine düştükleri bazı muhabirlerin 1 yılda 2 kez sıfır araç almak için ellerindeki medya gücünü doktorları ekrana çıkartarak rantta çevirdiğini gözler önüne sermek istedik.

Çünkü içerdeki onurlu gazetecilerin direnişine bu haberlerle destek olmaya çalıştık.

İkinci kattaki odasında yanına gelenlere “Beni buraya Serhat Albayrak gönderdi. O istemeden beni buradan kimse gönderemez hele hele seçimi kazandırdığım yerde beni kimse gönderemez” diye konuştuğu iddia edilen Murat Yancı’nın artık durulup, onurlu basın mensuplarının yanında olmasını istedik.

Bu arada bu yazımız üzerine umarız Maliye müfettişleri de bir inceleme başlatır…

Tüm yazılarını göster