Medya
08 Eyl 2012 14:37 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:07

''AL BU KİLİMİ... SENDE AL BU PLAKETİ...'' ALTAYLI ÇILGINA DÖNDÜ!

Tüm Türkiye'nin tepki gösterdiği olay, Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'yı kızdırdı!

Habertürk gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı bugünkü yazısında, cephanelik patlamasında şehit olan 25 asker için Afyon’a giden Genelkurmay Başkanı Necdet Özel ile vali arasında yaşanan hediyeleşme merasimini kaleme aldı.

Yazısının başlığını ’Al bu kilimi... Sen de al bu plaketi...’ şeklinde atan Altaylı, "Onlara emanet 25 evlat boku bokuna ölmüş. Onlar hediye alışverişinde.
"Al bu plaketi" diyor Genelkurmay Başkanı olan. Vali de "Al bu kilimi" diyor.
Bir de Afyon kaymağı verseydi şahane olurdu. Hem de duble kaymaklı olurdu. Aklına gelmemiş valinin herhalde. Ne yapacaklarını söylemek geçiyor içimden ama söylemeyeyim, siz anlayın." ifadelerine yer verdi.

İşte Altaylı’nın o yazısından bir kesit;

Ben "Asabım bozuk" diyorum ama adamlara yetmiyor.
"Asap bozukluğu yetmez, delir" diyorlar. Sonunda delireceğim. Hatta hep beraber delireceğiz. Bu kadar utanmazlık, bu kadar aymazlık, bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar...

"ÖLDÜRMÜŞLER BESBELLİ"
Tövbe tövbe... 25 evladımız ölmüş. Öldürülmüş. Hepsi adam.
Analarının, babalarının gözbebeği. Gece yarısı kamyon farıyla cephane taşıtmışlar çocuklara. Öldürmüşler besbelli. Ve besbelli ki, henüz ölmemiş olanlar şansa yaşıyor. Genelkurmay Başkanı, 25 evladımızı öldürdükleri yere gidiyor ziyarete.
Kendisini vali ağırlıyor. Vali dediğimiz de, olayın olduğu gece televizyona çıkıp "Yok önemli bir şey. 9 yaralı var" diyen vali. Genelkurmay Başkanı, valiye plaket veriyor.

"BİR EĞLENDİK, BİR MUTLU OLDUK"
Niyeyse. Vali de Genelkurmay Başkanı’na kilim. "Sayın Genelkurmay Başkanım, vallahi şahane patlattınız cephaneliği. Bir eğlendik, bir mutlu olduk" diyor sanki. Genelkurmay Başkanı da "İlk gece şahaneydin valim. 9 yaralı diyerek bizi çok sevindirdin".

"25 EVLAT BOKU BOKUNA ÖLMÜŞ"

Onlara emanet 25 evlat boku bokuna ölmüş. Onlar hediye alışverişinde.
"Al bu plaketi" diyor Genelkurmay Başkanı olan. Vali de "Al bu kilimi" diyor.
Bir de Afyon kaymağı verseydi şahane olurdu. Hem de duble kaymaklı olurdu. Aklına gelmemiş valinin herhalde. Ne yapacaklarını söylemek geçiyor içimden ama söylemeyeyim, siz anlayın. Sonra bir bakan çıkıyor diyor ki: "Hindistan’da ve Pakistan’da da bunlar oldu."

HİNDİSTAN VE PAKİSTAN ÖRNEĞİ
Doğru oldu. Suimisali mi emsal alacağız? Oralarda öküze de tapıyorlar. Öküze de tapalım mı mesela! Bakan Bey’e hatırlatmak isterim, başka örnekler de var.
Kıbrıs Rum Kesimi mesela. Beğenmediğimiz, küçümsediğimiz, "Kesim" diye kestirip attığımız Kıbrıs Rum Kesimi. Pakistan’ı, Hindistan’ı bilmem ama birkaç sene önce orada da cephanelik patladı. 2009’da. 11 Temmuz günü.
Orada ne yapıldığını hatırlıyor mu gözümüze Hindistan’ı sokan bakan.
Hatırlamaz, çünkü işine gelmez. Ben söyleyeyim ne yapıldığını.
Kıbrıs Rum Kesimi’nde cephanelik patlayıp 12 kişi ölünce, bizde Genelkurmay Başkanı yerine geçen Rum Milli Muhafız Ordusu Komutanı Petros Çalikidis ve Savunma Bakanı Kostas Papakostas hemen istifa ettiler. Dışişleri Bakanı da bir süre sonra. O örnek örnek değil de Pakistan ve Hindistan mı örnek!

NEDEN AB’YE ÜYE OLAMIYORUZ?
Sonra soruyoruz kendimize, "Biz niye AB üyesi değiliz de Kıbrıs Rum Kesimi AB üyesi?" diye. Anladınız mı neden? AB üyeliği için gelişmişlik kriteri var. Biz bu gelişmişliği yıllardır ekonomide, ihracatta, sanayide, duble yolda, köprüde aradık. Ama AB’nin gelişmişliği başka yerde. Cepte, cüzdanda değil. Omuzların üzerinde. Kafada. Kilimde, plakette hiç değil.