Medya
20 Tem 2016 12:14 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 21:24

Ahmet Hakan'dan Cumhurbaşkanı'na: Darbe bastırıldıktan sonra kışla mı yapılır?

Erdoğan, "İsteseler de istemeseler de Taksim’e kışla yapılacak" demişti

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin ardından "İsteseler de istemeseler de Taksim'e kışla yapılacak" açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a "Darbeye karşı yiğitçe karşı duruşun mükâfatı kışla mı olacak?" diye sordu.

"'Ordu kışlaya' sloganlarının sesi hâlâ yankılanırken İstanbul’un göbeğine kışla mı yapılacak? Demokrasi bayramı ile kışla müjdesi arasındaki farkı fark etmemek mümkün mü?" ifadesini kullanan Hakan, "Toplumsal kenetlenme sağlanmışken tefrika simgesi kışlayı gündeme getirmenin kime ne faydası var? Sayın Cumhurbaşkanımız, lütfen bir daha düşünün" dedi.

Ahmet Hakan'ın "Gezi'yi öveceğim, darbeyi canı pahasına durduranları küçümseyeceğim, öyle mi?" başlığıyla yayımlanan (20 Temmuz 2016) yazısı şöyle:

“Gezi” için...

- “Bu bir vicdan ayaklanmasıdır” dedim.

- “Bu bir ‘beni duy’ çığlığıdır” dedim.

- “Bu bir ‘daha fazla demokrasi’ talebidir” dedim.

*

“Gezi” için bunları diyen ben...

- Darbe yapmaya kalkışan zorbaların uçurduğu jetlere karşı bedenlerini ortaya koyanları küçümseyecek miyim?

- Ölümü göze alıp tankların önüne çıkanların yiğitliklerini ve kahramanlıklarını övmeyecek miyim?

- Haşhaşi katillere karşı canlarını ortaya koyarak destansı bir direniş sergileyenlerin hakkını teslim etmeyecek miyim?

- Kurşunlara karşı vücutlarını siper edenlerin verdiği bu haysiyet mücadelesine saygı duymayacak mıyım?

*

İyi ama o zaman nerede kalır benim insanlığım, hakkaniyetim, vicdanım?

*

Lütfen benden askeri darbeye karşı çıkan insanları yeterince “estetik” bulamayanlara özgü “züppece” bir tutum beklemeyin!

*

Ben zorbalığa itiraz eden kişilerin kılıklarına kıyafetlerine, sloganlarının kalitesine, hınzır olup olmadıklarına, Avrupai olup olmadıklarına falan bakmam...
Cesaretlerine, kahramanlıklarına, cengâverliklerine, direniş azimlerine, fedakârlıklarına, yürekliliklerine bakarım.

*

Böyle bakınca da...

Darbe girişimine karşı sokaklara çıkan insanlarda gördüğüm tek şey şudur:

Tarihte eşine ender rastlanan muazzam bir yiğitlik!

Ne güzel!

- Binali Yıldırım ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun ortak basın toplantısı... Toplumsal barış adına çok önemli... Ne güzel!

*

- Binali Yıldırım... Toplumsal barışın sigortası gibi... Ne güzel!

*

- MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin hem darbeci hainlere itiraz etmesi hem de Mehmetçiğe ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sahip çıkması... Ne güzel!

*

- Farklı görüşlerden sanatçılar, gazeteciler, aydınlar... Ortak bildirilerle darbenin karşısında, toplumsal barışın yanında... Ne güzel!

*

- Kardeşinin darbeci general olduğu ortaya çıkan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli’nin “Ben başkayım, kardeşim başka” demesi... Ne güzel!

*

- Er ve erbaşlara sahip çıkanların sayısının artması... Ne güzel!

Darbe bastırıldıktan sonra kışla mı yapılır?

- Darbeye karşı yiğitçe karşı duruşun mükâfatı kışla mı olacak?

- “Ordu kışlaya” sloganlarının sesi hâlâ yankılanırken... İstanbul’un göbeğine kışla mı yapılacak?

- Demokrasi bayramı ile kışla müjdesi arasındaki farkı fark etmemek mümkün mü?

- Toplumsal kenetlenme sağlanmışken tefrika simgesi kışlayı gündeme getirmenin kime ne faydası var?

*

Sayın Cumhurbaşkanımız... Lütfen bir daha düşünün.

‘Fethullahçı yaver' konusunun basit izahı

Nasıl oluyor da bir “Fethullahçı”, bunca teyakkuza rağmen Cumhurbaşkanı’nın yaveri olabiliyor?

*

İzah edeyim:

*

Bu adamların bütün numarası gizlilik...

Fethullahçı olmadıklarını göstermek için... İçki içerler, dans ederler, Atatürk derler falan...

“Uyuyan hücre” bunlar. “O gün” gelene kadar “uyumak” üzere kodlanmış adamlar.

*

İşte bu nedenle...

Hangi araştırmayı yaparsan yap... Hangi istihbaratı çalıştırırsan çalıştır... İstersen yedi sülalesini, bütün cetlerini tara...

Yine de saptayamazsın.

*

Zaten tehlikenin özgünlüğünün en temel nedeni bu...

Madalyayı hak eden Zekai komutan

Darbe gecesi yaşananlarla ilgili en küçük detayları bile su gibi okudum, okuyorum.

*

Öğrendiğim şudur:

Darbeye karşı direnişte en büyük kahramanlığı gösteren asker, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın başındaki Tümgeneral Zekai Aksakallı’dır.

*

- Kendisini eşinin yanında teslim almaya çalışan darbecilere eşinin yaralanmasına rağmen karşı çıkmaya devam etti.

- İşgal altındaki Özel Kuvvetler Komutanlığı’na gidip darbecilerle çatıştı.

- Komutanlığı darbecilerden almayı başardı.

- Televizyon kanallarına bağlanarak halka güven verdi.

- Darbecilerin yakalanması ve komutanların kurtarılması gibi önemli operasyonları koordine etti.

*

Helal olsun diyorum.

Saat 16.00'da darbeyi al, sonra düğüne git

Eskiden darbelere maruz kalan siyasiler, “MİT bize darbenin olacağını söylemezdi ki... Yoksa önlerdik darbeyi” falan derlerdi.

*

Bugün gelinen nokta şu:

MİT, darbeyi saat 16.00’da haber veriyor... Fakat bizim komutanlar düğüne gidiyor... Siyasiler ise hiçbir şey yapamıyor.

*

Demek ki MİT’in önceden haber vermesi de pek işe yaramıyormuş.