Medya
13 Mar 2010 11:48 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:09

''ADIN NE YAVRUM?'' ''ERİNKAYRATONGUÇCAN!!'' ''HÖ?''

Bu gidişle "Çocuğa İsimler Sözlüğü" "Korkunç İsimler Sözlüğü" adıyla çıkacak göreceksiniz

Korkunç İsimler Sözlüğü

Geçen gün yeni zırva Türk isimleri diye bir yazı yazdım ya. Sanal’ların babaları, Yarra’ların anaları, Güncel’lerin teyzeleri pek bir kızmış bana. “Yaratıcılığı teşvik edeceğinize baltalıyorsunuz. Size ne.. Biz çok mutluyuz. Yeter Ahmet Mehmetlerden...”

Allahım ne mektuplar geldi.

Bu gidişle “Çocuğa İsimler Sözlüğü” “Korkunç İsimler Sözlüğü” adıyla çıkacak göreceksiniz.

Benim geçen yazdıklarıma ilaveten bir de şunlar da varmış:

- ELAYA AMBER (Sibel Tüzün’ün kızı)

- ERİN KAYRA TONGUÇCAN

- ALLEGRA BALA

- DAMLA ALARA

- ALAN GOYA

- Ve tabi nasıl unuturum: ALYA MEY (Ayşe Arman’ın kızı)

Bu saydıklarım da bildiğiniz Türk vatandaşı arkadaşlarımızın yine bildiğiniz Türk vatandaşı çocukları. Bu isimler nüfusa kaydettirilmiş durumda. Yani sanıldığı gibi hiçbirini uydurmadım. Ben uydursam bu kadar başarılı olabilir miydim zaten emin değilim.

Bir zamanlar “Melisa” ismini koydurmamak için ortalığı yıkan bir nüfus idaremiz vardı hatırlayan var mı? Sibel Can mı ne uğraşmış durmuştu hatta. O değilse de birilerinin Melisa ismini çocuklarına koyabilmek için cengaverce uğraştıklarını çok iyi hatırlıyorum.

Mektupları okudukça işin püf noktalarını ufak ufak çözmeye başladım: Ne kadar manasız olursa o kadar başaralı. Elaya mesela. Var mı hayatında böyle bir kelime duymuş olan? (A be nereye gidersin Atice abla? Elaya beaa...) Sorsan bir manası vardır elbette. Surinam dilinde ayın etrafındaki halkanın son çeyreğinin üzerinde parıldar gibi yapıp ama fakat kimsenin görmediği ışık vs.

Sonra ikinci püf noktası birden fazla isim koymak. Vurunca tam vurucan. Mitralyöz gibi. Tak tak tak. “Adın ne yavrum? “Erinkayratonguçcan!!” “Hö?” “Erinkayraton..” “Sus sus dayanamıyorum.. Tamam ne istersen yaparım...” “Sen çocuğum?” Direnç Taşkın Börtübek!!” “Ay ay ay... Tamam sen de geç..”

Herhalde böyle bir hayalleri var ana babaların. Erin Kayra Tonguçcan veya Allegra Bala Amber diye isimler silsilesi verince, bütün kapıların çocuklarının önünde açılacağını umuyorlar. Açılsın tabi ayrıca. Adı Yarra Kayra olan bir insana merhamet göstermek lazım.

Anladım ki analar babalar bir kere zırvalamaya başlayınca duramıyorlar. Frenleyemiyorlar kendilerini. Ve bir tuhaf isim yerine iki tuhaf isim koymaya karar veriyorlar. Başladık bari tam olsun! Bir yetmez iki olsun! Cümle alem bilsin: “Biz çok çok çok farklı, çok çok çok orijinal, çok çok çok ilginç, çok ama çoook eksantrik insanlarız! Hani sıradan halk onların o bitmez tükenmez orijinalliklerine bir adet isimle ikna olmamışsa.. Hani varsa en küçük bir şüphesi.. Tak ikinci zırva ismi de çak ki... Emin olsunlar. Aman zannetmesinler anneanne, babaanne, dede ismi koyduk. Aman zannetmesinler yanlışlıkla oldu. BİZ bilerek, bilhassa, kasıtlı olarak koyduk o muhteş, o müstes, o herkese ‘hö?’” ney? dedirten isimleri.

Fakat ünlüler bu konunda daha yaratıcı farkındaysanız. Böyle alttan alttan ünlüyüz, özgürüz, sanatçı ruhluyuz, kime ne.. Ayrıca gavur ünlülerine de fena halde özeniyoruz. (Ama kim Frank Zappa kadar yaratıcı olabilir ki?) Çocuklarının isimleri sırayla şöyle: Moon Unit, Dweezil, Diva. Gwyneth Paltrow da fena değil: Apple! (elma)

***

O vakit çift isim önerisinde de bulunmak gerekiyor diye düşünüyorum. Madem daha havalı bulunuyor... Yoğun istek üzerine bugün de çoklu isim önerilerim: Tepe tepe kullanınız.

- Okşa Bırak

- Damlasu Lama

- Elaya Klozet

- Dalya Loy

- Uçkan Koncan

- Küçüksu Gökten

- Hava Darcan

- Acu Gerçek

- Erine Gerine

- Derin Umar (Kardeşine de: Sığ Bulur)

- Seçkin Hiyâr

- Süzme Bal

Efendim? Bunların manası yok mu dediniz?

Aşk olsun. Hepsinin manası var. Gerine mesela Paramasu dilinde kar yağarken oluşan aydınlığın gözde yarattığı sevinç dolu acının verdiği keyif demek. Acu, Hasini dilinde elma ısırırken çıkan sesin dağlardaki ürkütücü yankısıyla kuşların havalanması demek. Loy, su perilerinin dilinde “Senin var ya Allah müstehakını versin, tependen baksın, nasıl biliyorsa öyle yapsın, başka tek bir şey demeyeceğim, yürü git” demek. Su perisi dili de böyle enteresan bir dil işte, napacan...

Mutlu Tönbekici/Vatan