Medya
23 Oca 2009 11:50 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:30

HASTANEDE TACİZE UĞRAYAN KIZIN BAŞINA NELER GELDİ?.... AYŞE ARMAN TACİZ OLAYININ PEŞİNİ BIRAKMIYOR!...

Hatırlarsanız... Bir kadın çıktı, kafasını kuma gömmedi, "Benim kızım tacize uğradı. Üstelik yoğun bakımda" dedi. Anlattı, o da, kızı da... Bu olayı tüm Türkiye´ye duyuran Filiz Kılıç´ın ve kızının başına neler geldi?

HAYATIMIZ KAYDI AMA


ASLA PİŞMAN DEĞİLİM


HATIRLARSANIZ... Bir kadın çıktı, kafasını kuma gömmedi, "Benim kızım tacize uğradı. Üstelik yoğun bakımda" dedi. Anlattı, o da, kızı da... Biz en son burada kalmıştık, sizler yüzlerce mailattınız, onları yayınladık. Peki sonra ne oldu? Buolayı tüm Türkiye´ye duyuran Filiz Kılıç´ın vekızının başına neler geldi? Ben hemen söyleyeyim: Ana-kızın hayatı kaydı!


Böyle de ikiyüzlü bir toplumda yaşıyoruz. Hemtaciz ve tecavüz olayları yaşanmasın istiyoruz,hem de "Kızım tacize uğradı!" diye ortalığa çıkanbir anneye destek filan olmuyoruz. Onunhayatını karartmak için elimizden gelen ne varsa yapıyoruz. Buyurun Filiz´den dinleyin...


Siz müthiş bir şey yaptınız, kızım yoğun bakımda tacize uğradı dediniz, sessizkalmadınız, kafanızı kuma gömmediniz. Peki n´oldu? Tüm Türkiye´ye bunu ilan ettikten sonra hayatınızda neler değişti?


Gerçeği istiyorsan, hayatım kaydı! Ama pişman mıyım? Hayır. Bugün olsa yine aynı şeyi yaparım. Evet, bir sürü televizyon kanalı aradı, teklifler, vaatler, "Sonuna kadar yanındayız"lar, yolda durduranlar, mail atanlar, avukatlar, feminist dernekleri... Ama eldevar sıfır! O zaman da yalnızdım, şimdi de yalnızım. Ben anladım ki, böyle bir olaykarşısında susmamışsanız, yıpranmayı ve tek başına kalmayı da göze almakzorundasınız.


Kim, nasıl tepki gösterdi?


Olayın ta başında müracaat ettiğimiz savcı, bizi korumak istercesine, "Emin misiniz?" dedi, "Çok yıpranırsınız!" Haklı çıktı, yıprandık, hálá yıpranıyoruz. Adli Tıp maceramız ise ayrı bir felaketti. Orada muayene olabilmek için en az bir buçuk gün beklemek gerektiğini öğrendik. "Neden randevulu değil?" ya da "Niye bir tek doktorunuz var?" dediğimizde azarı işittik. Bir de karakol faslımız var: Akşam saat 7´de karakoldan aradılar: "Adamıaldık, gelin yüzleşin, yoksa bırakacağız!" Kalktık gittik. Allah aşkına, bu yüzleşmeyapılırken çocuğumun yanında bir psikiyatr olması gerekmez mi? Yok öyle şeyler bizde.Elif o adamı gördükten sonra iki gün durmaksınız ağladı. En korkuncu, kızımı götürdüğümdoktorların tavrıydı.


Nasıl yani?


Aralık ayının 17´sinden beri kızım tıbbi yardım alamıyor. Hep oradan oraya sevkler,yönlendirmeler. Her gidilen yerde bahaneler, imkánsızlıklar. Mesela, Kartal Devlet Hastanesi´nden randevu alıp gittik, psikiyatr "Acil yatması lazım. Travma geçiriyor kızınız" diye bizi Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi´ne sevk etti. Orası, "Bizim 18 yaş altıbölümümüz yok, Marmara Üniversitesi Hastanesi´ne gidin" dedi, orada da -ki o bölümegittiğimizde Elif artık baygındı- 17 gündür kapalı olduklarını söyleyip, Çapa ya daBakırköy´ü önerdiler. Hadi, buyurun bakalım. Götürseniz, orada bırakamazsınız, götürüpgetirmek için vakit lazım, yalnızsınız ve işe de ihtiyacınız var. Diyorum ya, bizim olayımızaherkes üzüldü, sadece üzüldü. Bu da ne yazık ki bir işe yaramıyor.


Peki Elif´in cephesi?


Okulda arkadaşları, "Sen artist oldun!" gibi laflar etmişler. Çok sarsıldı tabii. Şu dönemdeciddi anlamda bir inanılmaya ihtiyacı var. Herkese kendini anlatma durumunda. Ruh halini siz düşünün. Sürekli ağlıyor, çünkü elinden başka bir isyan etme yolu gelmiyor. Gücü, bir tek ağlamaya yetiyor. Bir de resim yapıyor, hatta bir resmi Öykü Teknesi Dergisi´ne kapak oldu.


Ya öğretmenleri, arkadaşları?


O olaydan sonra, Elif´i sadece bir gün okula gönderdim. İşte zaten o gün olan olmuş,kavga çıkmış. Aileler okula çağrıldı. Asıl vahim olan, kavgaya karışan kızların söyledikleri, en acımasız onlar davranmış. Onlar olayı magazinel bir durum olarak değerlendiriyorlarmış, bu da Elif´i çok incitmiş. Bir de şu mini etek mevzuu var! Asılkonumuzu unuttuk, gündeme mini eteğimizle düştük! Acı acı gülümsüyorum.Öğretmenleri, "Okula gelmese iyi olur" dediler. Bu mudur eğitim anlayışı? Nasılanlatacaklar çocuklara doğru bildikleri yolda yürümenin faziletini? Benden önemle ricaettikleri şey, okulun adının geçmemesi. En büyük korkuları bu. Herkes Elif´in okuduğu okulun adını merak ediyor ya. "Hay Allah´ım!" diyorum sadece. Elif de artık o okula gitmekistemiyor. Nakil benim için büyük sıkıntı. Bir de o kadar hastane masrafından sonra. Derinderin nefes alıyorum. Maddeten ve manen çöktüm ama... Toparlanacağız inşallah.


Dava hangi aşamada?


Mahkeme günü için celp bekliyoruz. Bildiğim budur! Bir de tabii, o adam hálá o görevde.Açığa maçığa almadılar. Daha korkunç ne olabilir? Mağdur muyuz, sanık mıyız anlamadık!


Herhangi bir sonuç alma ihtimaliniz var mı?


Bence yok. Manevi tazminat davası için bile maddi güç gerekiyor. Kim güçlüyse okazanıyor ülkemizde. Aileden sorumlu devlet bakanı, çocukları tacizden koruması gereken kurumlar, devlet... Neden yoklar yanımda? Neden kimse, "Bir dakika ya bu kadın bu düzene rağmen, çıkıp bunları söylüyorsa bir bildiği var, bir dinleyelim" demiyor? Nedenherkes bu kadar sağır? Yine de tekrar ediyorum, pişman değilim. Bugün yine aynı şeyiyaparım. Hálá bu tür olaylar karşısında susmamak gerektiğine inanıyorum. Sadece kadınolduğumuz için potansiyel suçluyuz bu ülkede... Sen susarsan, ben susarsam, bu nasıldeğişecek?


AYŞE ARMAN  / HÜRRİYET