Gündem
01 Ağu 2011 10:34 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:37

YENİ BİR RADYO! AÇ SESİNİ SAYIN DİNLEYEN!

1996-2001 yıllarında Kent FM'de yayın yapan 'Kaybedenler Kulübü', 10 yıl sonra yeniden aramızda.

Bineviradyo.com'dan ücret karşılığında üye olarak dinlenebilen program, haftanın üç günü yayında
MP3 çaların henüz icat edilmediği yıllar çok da uzak değil. CD’lerin teknolojinin son ürünü gibi gözüktüğü senelerde aynı şekilde ve kasetlerin satın alındığı, çekme kasetler aracılığıyla yeni yeni müzisyenleri tanıdığımız zamanlarda. 90’lı yıllarda yani henüz dört bir yanımızın sosyal ağlarla örülmemiş olduğu ADSL bağlantısından bihaber olduğumuz o günlerde, frekansı tutturamasak da cızırtılı halini bile öpüp başımıza koyduğumuz radyoların yeri ayrıydı. Haliyle bir de dinlemeye doyamadığımız radyo programları vardı.
‘En unutulmaz olanı hangisiydi?’ diye soracak olursak şüphesiz yüksek sesle ‘Kaybedenler Kulübü’ cevabını alırız. Yalan da değil hani. 1996’yla 2001 arasında Kent FM’de dinleyicilerle buluşan programın ‘Sayın yayıncıları Kaan Çaydamlı ve Mete Avunduk’; ağır, sakin ses tonları, boşvermişlikleri, kendilerine has jargonları, üslupları, diyalogları ile dikkat çekiyorlardı. Geçen onca yıla rağmen program hâlâ konuşuluyor. Onlar programın rüzgar gibi estiği yıllarda televizyon programı tekliflerini geri çevirdiler. Ki o yıllarda radyo programı yapan pek çok isim şu an televizyon dünyasının vazgeçilmez figürleri arasında.
Pek çok kişinin aksine onlar bildiklerini okuyup kendi dünyalarında kalmayı tercih etti. Kadıköy’ün bu iki kötü çocuğunu ekranda sabah kuşağında ya da prime time’da görmedik ama bu sene beyazperdede başrollerini Nejat İşler, Yiğit Özşener ve Ahu Türkpençe’nin oynadığı ‘Kaybedenler Kulübü’nü izledik. Şimdi başa dönelim.

Kendiliğinden gelişti
Programa can veren Kaan Çaydamlı ve Mete Avunduk ikilisinin tanışıklıkları 1995 senesine dayanıyor. Arkadaşlıklarının da kendiliğinden geliştiğini söylüyor Çaydamlı: “Kent FM’de tanıştık. Mete ‘Aşırı Doz’ diye bir program yapıyordu, ben de ‘Gece Fanzini’ diye bir program yapıyordum. Bir gün aramızda bir muhabbet oldu ve tanışıklığımız gelişti. Gümüşsuyu’nda Açık Radyo’ya başladık, o sıra Kent FM kapalı kalmıştı bir yıl kadar. Beraber gidip gelmeye başladık radyoya. Tonmaysterlikle ilgili bir şey rica etmiştim, konuşmaya başladık.”
Avunduk da Çaydamlı’yla beraber program fikrinin bir fikir gibi ortaya çıkmadığını, kendiliğinden meydana geldiğini söylüyor. Bittikten yıllar sonra bile adından söz ettiren, Kadıköy’ün duvarlarında can bulan ‘Kaybedenler Kulübü’ isminin nasıl ortaya çıktığı konusunda da Mete Avunduk, “Kaybedenler Kulübü, 6.45’in mottosu. Biz onu zaman içinde oraya getirdik diyelim. Akılda kalan, insanların kolay telaffuz edebileceği bir isim sıkıntımız vardı, onu bu isimle çözdük” diyor.

Yeni bir radyo
Bu sene vizyona giren ‘Kaybedenler Kulübü’ sinema filminin ardından ikiliye sık sık programın yeniden başlayıp başlamayacağı sorulmuştu. Onlar da her seferinde buna sıcak bakmadıklarını belirtmişlerdi. Ama Dinamo FM’deki tek seferlik program, ikilinin çok hoşuna gitmiş ve bir radyo programına yeniden başlamanın yanı sıra bir internet radyosu kurmaya karar vermişler. İnternet radyosunun çalışma şeklinin yaptıkları işe çok uygun olduğunu düşünüp her zamanki gibi bağımsız bir yayın organından kendilerini ifade etme yoluna gitmişler.
Çaydamlı, www.bineviradyo.com ile ilgili “Bu fikir, radyoda program yapmaktan öte bir radyo yapma şansı verdi. Şu an sadece ‘Kaybedenler Kulübü’nün dinlenebildiği bir radyomuz var ama cuma ve çarşamba günlerine yeni programlar eklenecek. Daha çok Mete’nin organize ettiği bağımsız bir radyoya sahip olma fikri güzel geldi” diyor.
Oldukça sakin bir ses tonuyla konuşan Avunduk da söz internet radyosuna gelince heyecanlı bir şekilde, “Var bir şeyler kafamızda” diyor. Pazartesi, salı ve perşembe geceleri 23.00-01.00 saatlerinde yayın yapan ‘Kaybedenler Kulübü’nün şu anki halinden ikisi de hoşnut durumda. Çaydamlı, “Bir önceki dönem yaptığımız dinamikler çalışıyor. Çok genç, filmin etkisiyle arayan, zeka pırıltısı göstermeyen örneklerin yanında hemen karakterleştirmeye başlayan, programda nasıl var olabileceğinin farkında olanlar da arıyor” diyor.
Onlar yeniden ‘Hayatı ve kadınları hâlâ öğrenmekte oldukları Kadıköy sokaklarından’ seslenirken, Çaydamlı’ya soruyorum: “Yeni ‘Kaybedenler Kulübü’nden ikinci bir film çıkar mı?” “Çıkmaz ama bu programı da yapmayı düşünmüyorduk” diyerek pası zamana ve yeni maceralarına atıyor. Bekleyelim, görelim...