Terör Yeniden Hortlatıldı!.. Ankara Saldırısı Neden Yapıldı?..

Medyaradar siyaset Analisti Atilla Akar, Ankara’da gerçekleşen son terör saldırısının nedenleri hakkındaki ihtimalleri ele aldı…

Bir süredir büyük şehirlerde tezgâhlanan bombalı ve nokta hedefli saldırıları adeta unutmuş gibiydik. “Unutmuş gibiydik” diyorum çünkü bir yandan da bu tarz eylemlerin tekrar ve her zaman gündeme getirilebileceğinin farkındaydık. Bu anlamda terör bitmiyor. Uykuya yatıyor. Konjonktürünü, zamanlamasını ve nedenlerini bekliyor. O vakit geldiği zaman birileri düğmeye basıyor. Mevcut konjonktürlerde kuklaları sahneye çıkıyor ve yapabileceklerini yapıyor.  

Öyle ki Türkiye’nin son dönemi bu tarz saldırılarla geçti. Her zaman toplumu sarsan aynı tarz olaylar süreçte kendini hissettirdi. Yüzlerce vatandaşımız öldü veya yaralandı. Terör her zaman ülkeyi yoran bir argüman olarak kullanıldı.

Yeniden Düğmeye mi Basıldı?..

Tabii ki amaç dönemine, ulusal veya uluslar arası ölçekteki gelişmelere, eylemi gerçekleştiren örgütün o anki niyetine, vb bağlı olarak değişebiliyor. Değişmeyen tek şey asıl “kuklacılar”ın her zaman arka planda, kendilerini gizlemiş olarak kalmaları. Terörün amacı genel olarak toplumda korku, panik, yılgınlık, vb gibi duygular yaratmak olsa da devlete yönelik mesajları farklı olabilir. (Zaten hiçbir terör sırf terör olsun diye yapılmaz. Siyasi ve psikolojik sonuç almak için yapılır.) Bunu terörün kendine özgü simgeli dilinden çözümlemeye çalışabiliyoruz ancak.

Nitekim bu tarz eylemlerden biri Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü giriş kapısı önünde, hafif ticari araçla gelen tam donanımlı, lojistiği sağlam 2 terörist tarafından bombalı saldırı eylemi şeklinde gerçekleştirilmiş bulunuyor. Söz konusu eylemcilerden biri kendini patlatırken, diğer eylemci etkisiz hale getirilmiş bulunuyor. İki emniyet mensubunun ise hafif şekilde yaralandığı söyleniyor.

İhtimalleri tartışalım!..

İçişleri Bakanlığı açıklamasına göre saldırıyı gerçekleştirenler PKK’lı çıkmış bulunuyor.  Bu açıklama çok da şaşırtıcı olmadı. Ancak “niçin gerçekleştirilmiş” olabileceğine dair bazı varsayımlar üretmek mümkün. Hiç şüphesiz başka izahlarda üretilebilir. Ancak şu dakikalar itibariyle benim aklıma gelen ihtimaller şunlar. Lakin bunların hiçbirinin kesinliği hele de bir bilgiye dayanırlığı yoktur. Sadece bir teorik soyutlamadır…

1)    Örgüt son zamanlarda kendisine yönelik operasyonlardan rahatsızdır. Ordu – Polis – MİT üçgeninde sıkışıp kalmıştır. Bir kısım yöneticileri ve terör aparatları ele geçmekte ya da imha edilmektedir. Buna karşılık “bir şeyler yapmaya” karar vermiştir. “Köşeye sıkışmış kedi kompleksi”ne giren örgüt can havliyle bir “tırmalama”da bulunmuştur. Eylem bunun bir sonucudur. En basit, ilk akla gelen seçeneklerden birincisi budur.

2)    Herhangi bir büyük şehirde değil de Ankara’da olması manidardır. Belli ki mesaj başkent olarak doğrudan “devlet katı”na verilmek istenmiştir. Burada bir kurumla hesaplaşmadan ziyade esasen devletle “hesaplaşma” arzusu vardır. Muhatap doğrudan devlettir. “Biz halen buradayız” hatırlatmasıdır!  

3)    Olay tam TBMM’nin yeni yasama yılı açılışı öncesi gerçekleştirilmiştir. Bu “zamanlamacı” haliyle siyasi partilere, “mesaj” gibi duruyor. Eylemin yeni yasama yılının açılışında olması anlamlıdır. Özellikle yeni anayasa yapımının tekrar gündeme getirilmek istendiği şu günlerde ve “Kürt sorununun çözümünde adres olarak parlamento”nun nedense sıklıkla gündeme getirildiği bir anda olması ilginçtir. Sanki “Yeni dönemde bizim istediğimiz yönde çözüm üretmezseniz terörü hortlatırız” tehdidi gibi duruyor. “Milli irade”ye terör yoluyla ipotek koyma girişimidir. Kimileri de TBMM’ye yakınlıktan dolayı “Hedef meclis miydi?” diye soruyor. Bence hayır. Mesaj meclise idi ama hedef meclis değildi. Öyle olsaydı oraya saldırırlardı.

4)    Azerbaycan – Ermenistan arasındaki Karabağ meselesinde Türkiye’nin desteğinde atılan adıma bir “cevap” olarak planlanmış olabilir. Ermenistan’ın arkasındaki güçlerden biri terör örgütünü kullanarak bir “operasyon” tertiplemiş olabilir mi? Fakat bu bana düşünmeye değer ama daha zayıf bir ihtimal olarak geliyor. O zaman hedefin daha uluslar arası (Atıyorum Dışişleri Bakanlığı gibi) bir simgesi olması gerekirdi. Bu noktada “PKK içindeki kripto Ermeniler”  kanadı söylemi ayrı bir anlam kazanıyor gibi…

5)    Hedefin İçişleri Bakanlığı olması bana hayli enteresan geliyor. (Ayrıca eylemin bir Pazar günü, yani tatil günü olması ilginç!) Acaba birileri son zamanlarda İçişleri kadroları arasındaki kimi sürtüşmeleri, tartışma ve ekipleşmeleri, hatta bazı iddialara göre “tasfiyeler”i bir “zaaf” kabul edip, onu kaşıyacak, derinleştirecek, kadrolarda ikilik yaratacak veya oradan vuracak bu kadar ince hesaplı bir eylem tasarlamış olabilir mi? Burası pek manidar. (Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yakın olduğu söylenen “Ebabil Harekâtı”nın yeni İçişleri Bakanı Ali Yarlikaya’yı hedefleyen sonradan silinen mesajı ilginçti. ) Aklıma başka sorularda üşüşüyor ama şimdilik onları es geçelim en iyisi!..

6)    Bu bir “ihale eylem” de olabilir. Şöyle ki: son dönemde Türkiye ciddi bir uluslararası mafya organizasyonlarının çatışma, uyuşturucu trafiği ve kara para aklama-nakil mecrası haline geldi. Nitekim İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın açıklamasında bu gibi yönlere vurgu yapması ilginçti. Terörün finansmanının da önemli ölçüde benzer yollarla sağlandığı düşünülürse acaba birileri bu tür yapı ve kaynakların üzerine gidilmesinden rahatsız olmuş olabilirler mi? Olaya bu tarz bir “ihale” ile daha siyasi bir hava vermek mi istediler? Gerçi bu iş mafyayı aşar ama gene de üzerinde düşünmeye değer. Artık dünyada her şey o kadar iç içe geçti ki!..  

Bütün bunlar benim buğulu penceremden baktığımda gördüğümü zannettiğim kesinliği olmayan yaklaşımlardır. O yüzden “ihtimaller” olarak -yanılma payımla birlikte- sıraladım zaten. Gerisi size kalmış…

Tabii aklımıza hiç gelmeyen bir neden ya da nedenler bütünü de olabilir. Ancak her ne olursa olsun Türkiye’ye karşı “terör kartı” yeniden masaya sürülmüştür. Arkası gelir mi gelmez mi bilinmez ama “eller tetikte” olmakta yarar var. Çünkü bu bir seri eylemin başlangıcı da olabilir. Ancak bunun onlar açısından pek başarılı bir eylem olmadığı da anlaşılıyor. (Eylemleri yarı atıl kalmış diyebiliriz) Verebilecekleri en az zararı vermiş ama azami zararı almış görünüyorlar. Bu onları yeni eylemler için caydırır mı azdırır mı bilinmez!

Öyle veya böyle, olay terör nutuğu atmakla, “terörün son çırpınışları” ya da “terörü lanetliyorum” söylemiyle maalesef ki son bulmuyor. (Bir dönemde “Terörle sonuç alınmaz” safsatası vardı siyasilerin dilinde. Oysa bal gibi de alınır!) O yüzden her zamankinden daha dikkatli, uyanık olunmasında yarar olunduğu günlerdeyiz galiba. Ayrıca bu tarz eylemlerin arkasında saptanmış başka ülke ya da ülkeler varsa onlara da benzer yöntemlerle cevap vermenin vakti geldi de geçiyor galiba!..

Ülkemize ve yaralananlara geçmiş olsun diyorum…

02.10.2023