Muhalefet kendi yandaş takımını mı oluşturuyor?

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.

Veni…
Vidi…
Vici…

Yani, geldim…
Gördüm…
Yendim…

Sevgili yoldaşlar, memleketim Karadeniz’in yaylalarına gittim.
Pek çok şey de gördüm…
Ama hiçbir şeyi yenemedim, alamadım…

Uzun süredir yahu Keskin Kalem ne işin var şu bitik İstanbul’da, al yayladan bir ev- aileden kalanlar pek işe yaramaz durumda- dedim.

Fakat bu pahalılıkta bir şey almak pek mümkün değil.
Yani ünlü Latince deyimin Veni Vidi kısmında kaldım.
Vici başka bahara…
Ne de olsa biz emekçi gazetecilerin hayalleri bitmez…

Neyse dostlar yediğim içtiğim bende kalsın.
Kuymağıma ekmeğimi banarken, göz ucuyla medya alemimizde olan biteni de,
takip ettim.

Etmez olaydım.
Çünkü ülkede medyanın tüm tarafları aynı hızla kirleniyor.
Hele ki ağzından en çok, özgürlük, gazetecilik laflarını düşürmeyenler…

Şimdi şu kareye Allah aşkına bir bakın…
Ne görüyorsunuz?

İYİ Parti lideri Meral Akşener Filenin Sultanları’na destek için Belgrad’a gitti.
O da nesi…
Yanına gazeteciler İsmail Saymaz ve İsmail Küçükkaya’yı da almış…
Boy boy pozlar.
Garip garip samimiyetler.
Yıllarca iktidar medyasından gelen benzer pozları dilim dilim doğramış isimler bunlar.
Her gün gazetecilik naraları atıyorlar.

Sayın Akşener her gün ‘iktidar medyasının yandaşları’nı tenkit ediyor.
Fakat gazetecilerle marşlar söyleye söyleye, garip selfiler çeke çeke, yemek masalarından fotoğraflar paylaşa paylaşa bir garip halde, reklam yapıyor.
Pozlar ergen bir grubun yurtdışı gezisinden Instagram pozlarına benziyor.
Sıfır ciddiyet…
Hangi basın danışmanı bu aklı verdiyse, yazık etmiş.

Bu manzara, iktidara geldiğinde medya düzenini değiştireceğini iddia eden bir partiye yakışıyor mu?
Meral Hanım bu eleştirileri göz önünde bulundurmalı.
Çünkü eleştirdiğiniz şeyin beterini yaparsanız kimseye umut olamazsınız…

Ha diyeceksiniz ki bir çift söz de iki İsmail’e edecek misin bre Deli Keskin.
Aslında, maskeleri düşmese ederdim.
Gerçekten işini yapan gazeteciler arasında son birkaç ayda itibarını yitiren İsmail Saymaz’ın durumu daha vahim.
Çünkü Küçükkaya’nın ne olduğunu herkes az çok biliyor.
En son Sezgin Baran Korkmaz'la fotoğrafı çıkan Küçükkaya’ya, geçmişten gelen ilişkilerini bilenler hiç şaşırmıyor.
Mesela Binali Yıldırım defterini açan yok…
Neyse…

İsmail Saymaz’sa Aydın Doğan’la tavla zehrini alıp ulusalcı çevreler tarafından dışlanınca,
iyiden iyiye gazeteciliği unuttu.

Sezgin Baran Korkmaz’ın ablası Sevilay Yılman’a Veyis Ateş yayınında göğüs geren…
Soylu ve Ateş yayınlarında kritik soruları sormamasıyla pik yapan…
Mansimov röportajında sormadığı sorularla Fatih Altaylı’nın bile tepkisini çeken…
İşte o İsmail Saymaz, artık muhabirlik gömleğini çıkarmış, medyada para, güç ve ekran için her türlü uçağa binen bir tipolojiye dönüşmüştür.

Bence gazetecilik yapıyormuş gibi yapmasına da gerek yok.
Çünkü buradan defalarca yazdığım gibi, foyaları döküldü.
Ancak Twitter’da Halk TV izleyen kitleyi kendi peşinden sürükleyebilir…

Muhalefet medyası 2023 öncesi nasıl atağa geçiyor?

Diyeceksiniz ki bre Keskin, iktidar medyasına diyecek bir şeyin yok mu?
Var…
Sırası gelecek…
Ama önce çuvaldızı kendimize batıralım.

Garip uçak pozları ve PR çalışmalarından anlaşılacağı üzere, muhalefet medyasıyla da 2023 seçimlerine hazırlanıyor.

Ben açıkçası gidişata bakınca hiç umutlanmıyorum.
Kimse gazeteciliğin peşinde değil…

Ama bunu bir kenara bırakıp daha somut şeyler yazayım.
Muhalefet medyasında ne gibi kıpırdanmalar var?

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP genel merkeziyle arasındaki soğukluk nedeniyle,
iyiden iyiye kendine çalışmaya başladı.

Kendi medyasını kurma girişimi bir iki kez elinde patlayan İmamoğlu ve Murat Ongun,
bir kez daha kolları sıvadı.

OdaTV gibi mecralara akıtılan paralarda artış var.
Bir de çok görünür olmadan bazı medya sitelerine yatırım yapıp, onları haber sitesine çevirme planları mevcut.

Olay TV gibi büyük bir fiyaskodan sonra daha sessiz ve derinden ilerliyor işler.

Ama asıl hareketlilik Halk TV cephesinde.
Sözcü ekibi gibi ulusalcıların yoğun olduğu mecralarla yıldızı pek barışmayan daha çok liberal tandanslı ekibin, yeni adresi malum Halk TV…

Bir gazetesi olmayan Halk TV, yeni transferlerle web sitesini iyiden iyiye bir dijital gazeteye çevirme amacında.

Daha evvel iktidarla yakın ilişkiler kurup sonra kapıdan kovulan Fikret Bila gibi isimler daha başlangıç…
Daha büyük transferlerin yolda olduğu biliniyor.
İsimler şimdilik bende kalsın.

Ama şunu söyleyeyim, Halk TV’yi yakından takip etmek gerek.
Çünkü Millet İttifakı’nın tüm bileşen gazetecileri burada son çare diyerek toplanıyorlar.

CHP’lisi, liberali, Akşenerci’si, Davutoğlu’cusu…
Herkes aynı filikaya binmiş durumda.

Şahsi fikrimi söyleyeyim: Bu filikada iç savaş çıkabilir.

İktidar medyasında depremler yolda

Muhalefet medyası seçimlere hazırlanır da, iktidar medyası boş durur mu?
Daha evvel birkaç kez yazdım, büyük depremler yolda.
Özellikle TRT’de taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmayacak gibi görünüyor.
Kurumlar içi transferler yoğunlaşabilir.

İktidar çevrelerinde neşter vurulacak meselelerden biri de, azalan etkinlik!

Malum Cumhurbaşkanı Erdoğan bile ‘medyamız sesimizi ve nefesimizi yansıtmıyor’ demişti.
Akıtılan onca kaynağa rağmen, onlarca kanalın, gazetenin etkinliği sorgulanmazsa,
iktidar medyasının işi zor.

Demirören’in önemli kararı ne? Ahmet Hakan gidici mi?

İktidar medyası meselesinde Demirören medyaya ayrı bir başlık açmak gerek.
Kulisler iyiden iyiye hareketlendi…
Demirören ailesi medyayı küçültmek hatta bırakmak istiyor.

Geçtiğimiz günlerde DHA üzerinden iktidara yakın hesapların Demirören medyayı hedef alması ilginçti.
Tabii alttan alta konuşulanları bilenler çok da şaşırmadı bu duruma…

Demirören, medya grubunu yönetmiyor.
Adeta idare ediyor…

Gazeteler televizyonlar sönük…
Hürriyet’in tirajı yerlerde…
CNN Türk gibi bir marka istenen verimi sağlayamıyor…
Kanal D benzer halde…

Medya koridorlarında, Demirören’in asıl tercihinin aslında medya işinden tamamen çıkmak olduğu iyiden iyiye konuşuluyor.
Bu olmasa bile, Demirören medyada pek çok kerli ferli ismin koltuğunu kaybedebileceği iddiaları var.
Bunlardan biri de Hürriyet’in GYY’si Ahmet Hakan…

Hakan’ın Hürriyet’i istenilen noktaya çıkaramaması, temel nedenlerden.
İddialar doğrudur yanlıştır bilemem…
Ama malum,
Eylül yaprak dökümü ayıdır.
En çok da medyada…

KESKİN KALEM

keskinkalem@medyaradar.com