İsmail Saymaz Habertürk’e mi, Sözcü’ye mi çalışıyor?

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.

Sevgili yoldaşlar,
bir iki günlüğüne denize gireyim,
yaşlı kemiklerim biraz güneş yüzü görsün dedim…
Ne mümkün…

Ülke tarihinin en büyük medya skandalı patlak verdi.
Torunlara, hatta onların da torunlarına anlatılacak derecede…
Hatta bir adı ileri gideyim:
Medya, siyaset, mafya, kara para aklama üçgeninde dünyanın görmediği bir skandal…

Neyse herkes az çok her şeyi biliyor…
Gelin kulağı yine tersten tutalım…
Ne dersiniz?

Medya skandalının göbeğinde malum Habertürk var.
Yahu Keskin ne bu kanalı yazıp duruyorsun diyenler herhalde anlamıştır.
Burnu keskin olan herkes oradan bir foseptik patlayacağını seziyordu.
Şaşırmadım.

Beni asıl şaşırtan yok Veyis Ateş, yok firari Sezgin Baran Korkmaz’a şantaj, yok ablalar, yok gizli ses kayıtları derken…
Bir karakterin Habertürk’ün skandallarını çaktırmadan temizleme rolüne bürünmüş olması.
O isim Habertürk ekranlarının vazgeçilmez ismi Sözcü gazetesi yazarı İsmail Saymaz…

Habertürk’teki pek çok isimle ve hatta bu skandala adı karışan bazı isimlerle yakınlığı medya mahallesinin malumu…
Habertürk yönetimi baktı ki biz kendi kendimizi aklayamıyoruz,
muhalif kesimden kalemleri devreye sokalım, bu işten sıyrılalım planları yapmaya başladı.

Ha bu işe nerden aydın Keskin dediğinizi duyuyorum.
Valla önceki günkü KRT TV’deki yayından.
Stüdyodaki İsmail Saymaz Habertürk yönetiminden aldığı bilgileri biiirrr birrrr sıralıyordu.
Yok rahatsızlar,
yok savunma istediler…

Ama şu soruların hiçbirini sormuyordu:
Kardeşim bugüne kadar neden kovmadınız?
Neyi bekliyorsunuz?
Bu skandal neden hep sizin çalışanlarınız etrafında dönüyor?
Bir gazeteci kendine ‘abla’ dedirtecek kadar, neden mesleğini unutur?
Veyis Ateş’in servetinden haberiniz yok muydu?
Bir gazeteci bir ses kaydının sadece bir kısmını mı açıklar?
Neden günlerce bu ses kaydını yazmadınız?

Ben tam bunları düşünürken, stüdyodakiler, çok da Saymaz’ı bozmadan bu soruları sormak istediler…
Özellikle de Barış Yarkadaş…
Bence pek konduramadılar ama ben söyleyeyim:

O STÜDYODA HABERTÜRK AJANI VAR!

Ha diyeceksiniz ki amma da senaryo yazdın Keskin…
Buyurun o zaman Saymaz’ın bugünkü köşe yazısına:

‘Peker’in açıklamaları Habertürk TV’ye bomba gibi düştü. Televizyon yetkililerinden öğrendiğim kadarıyla, Ciner yayın holding yönetim kurulu başkanı Kenan Tekdağ aynı gün Ateş’e doğru mu, diye yazılı şekilde sordu. Ateş kesin bir dille reddetti. Tekdağ yazılı açıklama yap yalanla şaibe kalksın sana sahip çıkalım dedi. Ateş hazırladığı yazılı metni Tekdağ’a gönderdi. Girişe kurumuma, mesleğime ve aileme saygımdan ötürü diye yazıldı. Ancak Ateş açıklamayı paylaşmadı. Dört saat sonra Tekdağ’ı arayarak vazgeçtim Peker saldırır çocuklarıma zarar verir dedi. Tekdağ açıklamayı yapıp senin bileceğin iş, yapmazsan gazeteciliği sürdüremezsin bunu da bil dedi. Tekdağ Ateş’i süresiz izne çıkardı.’

Vay bee….
Habertürk’ün o kadar kalemi var,
resmi evraklar, özel yazışmalar…
Hepsi Saymaz’da…
Bir de ne ahlaklı, ne güzel, ne cici Habertürk'müş be.
Neyse, bence durum gayet açık.
İsmail Saymaz, bu işin aklayıcısı görevine soyunarak kendi kariyerini bombalıyor.
Ben olsam bu çamura bulaşmam,
yoksa bu işten temiz çıkamaz…

Çünkü bana kalırsa, Habertürk’ün tüm suçu Ateş’in üstüne yıkıp, diğer gazetecileri ve marka değerini aklama çabaları boşa.
Açın bakın sosyal medyada yapılan yorumları anlarsınız…
Bir de sakın unutmayın, Veyis Ateş henüz konuşmadı…
Ateş’i satarak kendini aklamaya çalışan meslektaşlarına diyecek birkaç sözü olur herhalde.